Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '11

 
Kategori
Güncel
 

AB uğruna…

AB uğruna…
 

“AB bir insanlık projesidir…” Ya da “Bir medeniyet projesidir” gibi sözleri, özellikle son yıllarda birçok yöneticimizin ağzından dinledik.
Hatta iş söz söylemede o boyuta kadar vardı ki “Gadanızı alayım” bile söylendi…
Aslına bakarsanız 1980 sonrası süreçte bir AB dalgası yürüdü gitti. O yıllardan beri kendi başına bağımsız olmak, kendi topraklarında egemenliği sürdürmek gibi düşünceler anlamını yitirirken …. Sanayileşme… Tarım gibi Türk ekonomisinin can damarı olan hemen her şey bu uğurda tasfiye edildi. Zaman zaman bazı yazarlarımız, bu sürecin başlamasının tarihini Türkiye’nin AET’ne başvuru tarihi olan 1963 yılına kadar götürüyorlar… Ve süreci anlatırken de bunun neredeyse 50 yıllık bir süreyi kapsadığını üzerine basa basa vurguluyorlar. Ancak bu tanımlama çok doğru bir tanımlama değil, gerçekte bu sürecin başlaması çok daha eski… Siz deyin yüz yıl… Ben deyim 200…
Tabi burada rakamlar konusunda bir açık artırmaya girmiyoruz ama bizim yöneticilerimizin o zamanki AB’ye girmek için başvurduğu tarih ki adı o zaman, AB değil Avrupa Devletler Konseyi… Bu konsey 1814 yılında toplanan “Viyana kongresinde” kuruluyor. Osmanlı ise bu kurulan örgüte ki aralarında yıllardır çok açık bir şekilde kendisini parçalamayı amaçlayan ülkelerde olmasına karşın işte ta o yıllarda girmeye çalışıyor. İş AB’ye yaranmak için o boyutlara varıyor ki, yapılan fedakârlığın boyutlarını anlayabilmek bu gün için çok mümkün değil…
Bu gün AB ülkeleri nasıl ülkemizin güneydoğusunu bizden ayırmak için Kürt ayrılıkçı hareketini destekliyorlarsa… O yıllarda da özellikle Yunanistan’ı Osmanlıdan kopartmak için aynı yolu izliyorlar… Bu amaçla Yunanistan’da yaklaşık 1821 yılında Ruslar tarafından bir ayrılıkçı örgüt kuruluyor.
O yıllarda Osmanlı o örgütü yok edebilecek bir güce sahipken, İngiltere ve Fransa devreye giriyor ve buna engel oluyorlar, daha açıkçası bu gün AB’nin yaptığını yapıyorlar, siyasi çözüm… Amaçları o örgütü dahası Yunanistan’ı kendi denetimleri altına almak ve böylece Rusya’yı sıcak denizlere indirmemek… Sonuçta Rusya’ya savaş açılıyor ve o zamanki müttefiklerimiz de sözüm ona bizi destekliyor… Destekliyor da… Sonuçta Yunanistan adım adım elden gidiyor.
Önce özerklik… Daha sonra da bağımsızlık… Bilmiyorum bu senaryo biraz tanıdık geldi mi?
Aslına bakarsanız biraz dikkat ettiğinizde tüm bunların, yani önce özerklik sonra da bağımsızlık konusunun Sevr anlaşmasının ilgili maddelerinde Güneydoğuda kurulması planlanan bir Kürdistan için yazıldığını pekala göreceksiniz de…
Konu şu… O yıllarda Osmanlı yönetimi Avrupa devletler konseyine girmek amacıyla onlar için yaptıkları fedakârlığı anlatmak için bir madalya bastırıyor ve konsey ülkelerinin tamamına dağıtılıyor. Peki, o madalyanın üzerinde üstelik Fransızca olarak ne yazıyordu dersiniz?
”Senin için öldüler Avrupa” Yani o aşamaya henüz gelmedik… 

17–03–2011
Nusret KEBAPÇI 

 
Toplam blog
: 207
: 398
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Ben Ankara'da yaşayan kendi halinde okur yazar  bir öğretmenim...     ..