Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '10

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

AB yaşatılmak zorunda

AB yaşatılmak zorunda
 

Krizin tam-tam sesleri Perşembe akşamı ekranlarda yankı yapıp, DOW JONES endexi, 1 dakika içinde 10.000 altına inip, aynı dakikada 10400 lere çıkarken, tesadüfen Bloomberg sitesindeydin. Sonradan adı ‘’şişman parmak’’ konulan bu tuhaf hareket dikkatimi çekince, bu konuda oldukça tecrübeli olan ve ihracatçı olduğundan, gezmediği ülke de kalmayan eski dostumu bir mail ile aradım.

-Hocam nedir bu? Neler oluyor?.

Hiçbir ekonomistin anlatamayacağı şekilde yalın bir ifadeyle anlatmış. Önce Amerika’nın mortgace krizini, sonra da Yunanistan'ı.

"Bu Yunan’lılar, eu kurulurken çok acayip paralar aldılar eu dan 48 milyar dolar, 40 milyar dolar gibi, hep problem çıkardılar her yeni katılacak ülke iiçin karar verilirken hep avanta aldılar.. biliyorsun ki, eu ya katılacak yeni ülkelere eski 12 üyeden birisi dahi olmaz dese, üye olamıyorsun soydular ülkeleri" diyor ve bir de eski yıllardan bir anısını ekliyor;

1997 de Selanikte bir UZO FABRİKASI sahipleri ile sohbet ederken bir balık lokantısında, Yanis diye bir bey, ülkesindeki sefahatten çok üzülerek bahsetmişti..

Eu dan para geliyor, hükümetler yandaşlarında pompalıyor parayı, her evde 3 araba var dedi adam, bizde petrol yok, sizdeki gibi araba fabrikası da yok, lastik fabrikası yok, salça fabrikası bile yok bizde dedi.. Bir sürü ada, bir sürü pansiyon, uzo ve zeytin ve zeytin yağımız var dedi bunlar da ülkede tüketiliyor dedi..

Sigara fabrikası da yok dedi.. Herşey ithal, bir gün EU para vermeyi keserse, perişan oluruz dedi..

Ama bu Yunanlılar, eu dan gelen avantalar bitmiş ve üstüne Alman ve Fransız bankalarına 300 milyar euro borçlanmışlar, tahvil almışlar.. Almanya önce bir direndi, Merkel yardım yok filan dedi ama baktı ki, bir sürü Alman bankasını Yunanlılar devlet tahvili ile dolandırmışlar, verirsen yardım alırsın parası diyor Yunanlı..

40 yaşında emeklilik, 2500 euro emekli maaşı.. Çalışan değil.. 4 maaş ikramiye..
bolluk bitti Kaptan.

Allahın garip Portekizlisene Avrupa futbol şampiyonası yaptırdıllar, normalde maçları bunlar 5-7 bin kişiye oynar, en ufak stad 30 bin kişi, ne gelen var giden, adamlara harcattılar 2 milyar euro, perişan ettiler, hani biz de var ya Atatürk stadı izmirde 80 bin kişilik.

25 yıldır boş duruyor.

Aynı hikaye..

Böyle oluyor işler.. Kağıtlar geziyor ortalarda, herkes plastik kartlara mahkum oldu. ATM ler önünde geçiyor zaman….

Bilmem, bu krizi bu kadar net ve açık anlatan oldu mu?...

2008 yaz aylarında kendini göstermeye başlayan ABD kaynaklı krizde, güçlü sandığım Avrupa’nın neden bu kadar derinden etkilendiğine bir anlam veremiyordum. ABD bir şekilde krizden çıkarken, Avrupa bir türlü normalleşemiyordu. Bildikleri bir şey, korktukları ama bir türlü açıklayamadıkları bir çözümü oldukça güç bir sorunla karşı karşıya kaldıklarını yine Yunanistan hükümeti kendi açıklamıştı. Meğer kucaklarında bomba taşırlarmış!.

"İflas ettik, yetişin"!..

Anladığım kadarıyla deniz bitti. Yoksa iflas falan yok. İflas etmek için bir paran olması lazım. Fabrikan mı çalışmıyor, bankaların mı battı, ihracatın mı durdu?. Zaten hiçbir şeyi yok ki? Hazır yiyen bir turizm ülkesi. Piyasalar allak bullak. "Bu kriz diğerine benzemiyor, ABD de bankalar batmıştı, burada ülkeler söz konusu" diyenler var. Katılmıyorum.

Kasalarında ardına kadar, Yunan, Portekiz ve İspanyol tahvilleri dolu olan Almanya, o paraları verirken, bunun hesabını mutlaka yapmıştır. Nitekim şimdi de vermeye devam edecektir. Ondandır, Yunanlı'nın maraza çıkarması, yakması yıkması. Acı reçeteye halk yanaşmıyor. O borç , ne çalışmakla, çalışmakla, ne maaşları durdurmakla ödenecek bir borç değildir Bu ayaklanmalar Yunan Hükümetinden fazla AB ye olan bir tehdittir ve Almanya başta olmak üzere diğerlerinin de bu yardımı kuzu kuzu imzalaması da onlara bayıldıklarından değildir. Katlanacaklardır. Elleri mahkum, ayakları gardiyan!.

Madem ki Dünya GSMH sının %31 ini (16 trilyon dolar) teşkil ediyorlar, bu Yunan krizini de bitirmek ve beşinci bölüm üye olarak topluluğa dahil ettikleri, ama ekonomileri Yunanıstan’dan farklı olmayan Estonya, Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta, Slovakya gibi ülkelerin benzer sorunlarında da böyle sıtma nöbetine yakalanmış gibi titrememeleri için, onları da şimdiden mamaları gerekecektir. Zira pek çok anlaşmalar ve kreterler içeren çeşitli ülkelerin şehrleriye anılan sonsuz ve karşamık anlaşmalarla, onları korumak gibi bir mecburiyetleri, ya da bu ülkeler için bir takım faydalanacakları hakları üstlenilmiştir. Güvenlik ve dara düşene yardım dahil.

Yunanistan, Portekiz, İspanya kötüdür de, Romanya, Macaristan çok mu iyidir?.

AB nin, tamam mı, devam mı diye düşünmesi bile söz konusu olamaz. AB siyasi olarak dağınık bir görüntü verse de, ekonomik açıdan bir güç dengesidir. Devam etmeye mecburdurlar.

Zaten bu yazı yayınlana kadar, mecburiyetlerini belgelemişler, Euro'yu sonuna kadar koruyacaklarını, yüklü bir koruma fonu kuracaklarını açıklamışlardır. Tabii krizi buralara ihraç eden ABD nin desteğini de alarak...

Dünya öyle bir tedirgin ki; global piyasalar bir günde %10 düşüyor, 1 gün sonra %10 çıkabiliyor.

İnsanları ürküten bu kasıtlı dengesizliğin adı da ''istikrar veya korku paramoyası'' olmalı.. İktisat biliminde de mutlaka bir adı veya tarifi bulunmalı!.

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..