Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ocak '15

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

AB'ye girsen ne olur, girmesen ne olur?

AB'ye girsen ne olur, girmesen ne olur?
 

AB nedir? Avrupa Birliği (AB), demokratik Avrupa ülkelerinden oluşan, vatandaşlarının yaşamlarını iyileştirmek ve daha iyi bir Avrupa yaratmak için çalışan bir birlik.  AB, yarım yüzyıllık ömründe Avrupa’da barışı ve refahı sağladı, tek Avrupa para birimini (Euro) oluşturdu ve sermayenin, hizmetlerin ve malların serbest hareket ettiği sınırsız ‘tek pazarı’ meydana getirdi.
 
Bütün bunlar oldu da, iyi mi oldu?
 
Hala bu soruyu bütün Avrupa ülkeleri kendi kendilerine soruyorlar. İyi mi yaptık , kötü mü yaptık.
 
Hani oğlan evlenecekmiş, babasına gelmiş , “Baba ben evlenmek istiyorum , doğru mu yapıyorum, yanlış mı?” diye sormuş. Babası da, “Oğlum evlilik bal çanağına benzer. İçine bir düşen pişman, bir de düşmeyen…” Hadi bakalım bu sözden sonra cesaret et. 
 
Bazı ülkeler bu bal kutusuna balıklama atladılar… Yunanistan gibi.. Adamların kaybedecekleri bir şey kalmamış ki..  Elde ayakta hiçbir şey yok…
 
AB’de şimdi döğünüp duruyor, bu baş belalarını ne halt etmeye AB’ye aldık diye. Adamların hazineleri, bütçeleri  “tam takır, kuru bakır…” Yiyorlar, yiyorlar… Para kalmadı diye, yine AB’nin kapısını çalıyorlar. AB’nin efendileri de , “Bunlar nasıl olsa bizim üvey evlat, atsan atılmaz, satsan satılmaz..” deyip her başvurduklarına, ceplerine üç beş kuruş koyup gönderiyorlar…Ondan sonra , hop yeniden “Para kalmadı..” teranesi başlıyor…
 
Bir de Yunanistanı, Türkiye’nin başına kolay bela ettiklerinden dolayı istiyorlar… Çünkü Türkiye’yi aralarında hiç istemiyorlar.
 
Artık nedenini siz bulup söyleyin. “İslamafobi..!” mi dersiniz, yoksa başka bir neden mi gösterirsiniz , bilemem. 
 
Türkiye’ye gelince, bu konuda her zaman ikircikli hareket ettik. Hiçbir zaman samimi olmadık. Aydın çevrelere karşı; diplomatlara karşı hep : “Yahu biz elbette AB’ye girmek istiyoruz …” derken, kendi aralarında:  “Yahu adamlar zaten almayacaklar, girmek istesek ne olur, istemesek ne olur..!” diye laf gezdirip duruyorlar.
 
Bu AB’nin ağababası kim , Almanya.. (Anaları da herhalde Fransa oluyor..İngilitre ise oldum bittim tam evliliğe yanaşmıyor. O zaman onun durumu ne oluyor..!?) Dışarda kim var, Avrupa’da bir sürü Rusyanın kılıç artığı ufak tefek ülkeler…
 
Onlar da, “Eee … nasıl olsa Almanya zengin, biz de girersek, bize de bir kemik düşer, biz de onun sayesinde zengin olur , çıkarız..” diye bu altın kafese giren,girmek isteyen bir sürü gariban ülke..  Çoğunu, küçük büyük demedi.. AB aldı… Alıyor. Geride sadece , Litvanya, Letonya, Estonya gibi kılıç artıkları kalmıştı… Onlar da birer ikişer, AB’nin içine düşüyorlar.
 
Almanya’nın Başbakanı kim: Merkel.. ( Bir ülkenin Başbakanı kadın olursa, ondan korkacaksın arkadaş!) Kadın bütçesini, gelirini, giderini çok iyi bilir… Yeni gelenlere biraz ot gösteriyor; ondan sonra sağmal inekler gibi sağıyor. Nasıl mı oluyor? 
 
Bir yerde okumuştum. Türkiye’de satılan Mersedes sayısı Almanya’dan fazlaymış. Bir de Aksaray’da kocaman kamyon fabrikaları var ki, Herhalde Türkiye’de ve Avrupa’da birinci… Daha ne olsun. Almanya’nın bir tek Türkiye’den kazandığını düşünün. Elini sallayıp, kolu mu yoruluyor.. Daha Türkiye AB’ye girmemişken olanlar bu..! Bir de girse… Adamlar istemiyorlar.
 
Öteki ülkeler de girseler AB’ye aynı şey olacak. Önce ceplerine üç beş kuruş koyuyorlar; ondan sonra hadi bakalım biz hudutlarımızı serbest yaptık, sen de yap … Diyorlar. Ondan sonra, sat satabilirsen… Senin gücün Almanya ile, Fransa ile, İtalya ile baş edebilir mi? Almanya her halukarda alacağını alıyor arkadaş.  Cücüklerini çevresine topluyor. Bir verirken beş topluyor. Adamlar şaşırıyorlar. Kendi kendilerine : “Hani kar edecektik… Diyorlar..” Bir de bakıyorlar ki, içerdeler.
 
Bizi AB’ye alırlar mı? Almazlar…Çünkü onlar Hristiyan; biz Allaha şükür, Müslüman bir ülkeyiz… Alırlar mı? 
 
Avrupa hala, Katolik Hristiyan içgüdüsüyle, bize ve altta kalan ülkelere gıcık… pek adamdan saymıyor. İsterseniz, istediğiz kadar size silah satıyor da… Siz “Ben de size biraz daha fındık satabilir miyim..?” Diye tutturduğunuzda. “Yasak hemşerim, bizim kotalarımız var..!”diye öyle bir “OLMAZ” çekiyor ki.. . Şimdi olmaz… Peki ne zaman olacak? Siz o olmaz’ı ebedi olmaz, diye alabilirsiniz…
 
Ondan sonra, köşeden bucaktan; kaçak maçak petrol satmak istiyorsunuz… Ondan da bela çıkıyor. Başta Sarraf olmak üzere , bir çok başı büyük, mahkemelerde sürünmek durumunda kalıyor.
 
Avrupa, sizi Avrupa’da ister mi? İstemez .. (Gerçi, butumuzun bir yanı o tarafta, fakat farkında değiller..) Ama nice Avrupa’da olmayan ükeyi almışlar ve de almaya hazırlar… Ona da boşver…
 
Neyse. Kırk yıldır bekliyoruz. Daha kırk yıldır da bekleriz. Onlar hala bu işin hesabını, kitabını yapsınlar…Karda mıyız, zararda mıyız..!diye. Bizim kervan yürüyor. Kervan yolda kurulurmuş. Bazen öyle. 
 
Herhalde bekliyorlar, “Bir gün bu Müslümanlar, Hristiyan olur mu?” diye .. O da pek belli olmaz… Kim kimi değiştirir, hiç belli olmaz. Ama hepimiz için dünya değişiyor. Japonlar, Çinliler bir gün hepimizi Budist filan yapmazlarsa , iyidir…
 
Şu Avrupa’lıların biraz aklı varsa, Türk aydınları, okumuşları için vize davasını kaldırırlar. İşte o zaman Avrupa’da Devrim olur. (Ama biz yıkılırız..!)
 
Çünkü biliniyor ki, Bütün İngiliz, Alman, Fransız vb..AB ülkelerinin entelektüelleri, öğretim üyeleri, bilim adamları… ülkelerini bırakıp bırakıp, kaçıp ABD’ye gidiyorlar. Korkunç bir “Brain-Drain” var. Kendi ülkelerinde kimseyi tutamıyorlar. Kendi elit-üst tabakasını nasıl oluşturacaklar? Hindistandan mı? 
 
Vallahim kelam işler karışık. RTE bazen AB’ye poz kesiyor. Almazsanız almayın, mealinde şeyler söylüyor. Ama yine de, diplomatlar gidip geliyor; protokollar imzalanıyor…
 
Eller işte görsün.!! Olsa ne olur, olmasa ne olur. Herkes işini biliyor…
 
Bu yıl Rusya bize buğday vermeyecekmiş.. Bakalım halimiz ne olacak!!!
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..