Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '13

 
Kategori
Magazin
 

ABARTMAYIN KARDEŞİM!

ABARTMAYIN KARDEŞİM!
 

Magazin ve televizyon dünyasındakilerin ilgi çekmek için olayları şişirip sunması elbette ki mesleki bir zorunluluk. Ama bu gereği yerine getirirken hem akıllı davranmak hem de halkın nabzını bilmek lazım.

Ancak bizde ‘abartı’ merakı öylesine abartılıyor ve bu doğrultuda yalan yanlış hareket ediliyor ki, gözle görünen hakikatlerle fazlasıyla ters düşülüp komikleşiliyor. Alın size iki örnek…

 

GEÇMİŞ ÖZLEMİNİ ABARTINCA…

‘Ben de Özledim’ dizisinin kaldırılacağı söylentileri ortalığa döküldüğünde ‘Ben demiştim’ durumunun gururunu mu yaşayayım yoksa ‘Yazık oluyor’ mu diyeyim, ilk etapta bilemedim doğrusu.

Bir yapımın kaldırılmasına elbette ki sevinmek olmazdı. Ancak ikinci bölümden itibaren görünen köyün de kılavuza ihtiyacı hiç yoktu. Gerekçe tabii ki her zamanki gibi ‘düşük reyting’.

Peki, nasıl oldu da onca tantanayla gelen bu dizi seyirci toplayamadı? Üstelik de kaldırılması bir sürü tepkiye neden olan, bir dolu takipçili ‘Leyla ile Mecnun’un kadrosunun işi olduğu halde… Dahası, başlangıcından itibaren sürekli içeriğinde yer verdiği ‘Leyla ile Mecnun’un devamıymış gibi duruyorken niye izleyiciyi çekmeyi başaramadı?

Kötü müydü? Hayır. ‘Ben de Özledim’ dizisinin ilk bölümünde sergilenenleri beğenmiştim ve hatta izlenmesini de tavsiye etmişti. Fakat aynı türkünün ikinci bölümde de söylenmeye devam ettiğini görünce dizinin duygu sömürüsüne mi döndürülmek istendiğini sorgulamak için kaleme aldığım yazımda bu sorunun cevabını çok net vermiştim aslında.

Seyircinin bir kısmı ‘Leyla ile Mecnun’u sevmiş olsa da TRT ekranı dışında ayakta kalmakta zorlanacağını belitmiş, aynı tehlikenin ‘Ben de Özledim’ için varlığına dikkat çekerek yeni bir konu gelişiminin gerekliliğini vurgulamıştım.

Yani o yazımda özetle; Leyla aşağı Mecnun yukarı durumunun ağza sakız yapılması halinde izleyiciyi bayacağını, reytinglerin de başka yapımlara kayacağını bir güzel ortaya koymuştum.

Ama baştan dedik ya… ‘Abartı’yı abartmakta üstümüze olmadığından bu eleştiride ortaya konan ‘bıktırıcılık’ tehlikesine aldırmadan ‘Leyla ile Mecnun’un üstüne üstüne gidildi.  Bu da doğal olarak geri tepti.

Öte yandan ‘Leyla ile Mecnun’un kaldırılma durumunu fazlaca abartan medya, aynı şekilde ‘Ben de Özledim’ dizisini de daha yayına girmeden çokça şişirip izleyici beklentisini haddinden fazla yükseltmişti. Buna kanıp bir iki bölüm bakanlar, aradıklarını bulamayınca haliyle vazgeçtiler. ‘Deniz Kızı’ sürprizi ve sonradan başlayan gelişim bile zevahiri kurtaramadı! Tren kaçtı bir kere. Abartıcılar da öngörüsüzlükleriyle kaldı.

Kısacası; Başlangıç bölümlerinde ‘Leyla ile Mecnun’un eteğine yapışıp onun yaptığı primden nemalanmanın dışında bir şey sunamayan ‘Ben de Özledim’in abartısı kısa sürede sıfırı tükettirdi. Kendim ettim kendim buldum durumunun bir örneği olarak görebileceğimiz bu sonuçta tek sebep, medya şişirmesiyle ekrana taşınan dizinin, geçmişi yâd etme ve ‘Leyla ile Mecnun’ tutkusunu abartması!

 

'AHMET ÜMİT 'ABARTISI

Geçtiğimiz günlerde bolca yazıldı, çizildi. Sunuculuğunu Murat Serezli’nin yaptığı ‘Kapanmadan Kazan’ yarışmasındaki ‘Yazar Tuna Kiremitçi ile kısa süre evli kalan yazar hangisidir’ sorusunun cevap şıkları büyük olay oldu. Neymiş efendim, şıklar arasında Ahmet Ümit de varmış.

Kimi bunu ‘şoke’ olarak karşıladı… Kimi ‘güldüren soru’ şeklinde gördü… Kimisi de ‘akıl almaz hata’ şeklinde verdi. Yani herkes bir şekilde verdi, veriştirdi. Hatta Ahmet Ümit’in kendisi de ‘Gözden kaçmıştır’ şeklinde yorumladı.

Oysa böylesine yadırganmasını hiç anlayamadığım bu cevap şıkkını çok farklı şekilde algılamak da mümkündü.

Ahmet Ümit şıkkı, yarışmacıyı şaşırtmak için konulmuş olabilirdi. Nasıl mı?

‘Tuna’ hem bayanlarda hem de erkeklerde kullanılan bir isim! Koca Türkiye’de herkesin Tuna Kiremitçi’yi tanıması diye de bir kural olmadığına göre pekâlâ da yarışmacının şaşırıp Ahmet Ümit şıkkını seçmesi olası. Yani aslında bu soru gayet güzel şaşırtmacalı bir durum yaratmıştı.

Ancak değişik abartılarla haberleştirilen bu olayda kimse çıkıp da bunu gündeme getirmedi. Akla mı gelmedi yoksa magazinsel abartıda her şey ilgi çekmeye yönelik olduğundan böyle akılcılıklara yer mi yok?

Galiba hem o, hem bu ve dahi abart abartabildiğin kadar. Ötesini, berisini düşünmeden şişir dur. Ölçüsüzlük modasında her şey balon nasılsa.

Bu kerameti kendinden menkul abartılara bakıp bakıp içime sindiremedikçe ‘Abartmayın kardeşimmm’ diye haykırasım var ama ‘Şoktu, moktu, içeriği koftu’ halleri öylesine sarmış ki çevremizi, sesimin arada kaynayıp gideceğinden eminim.

Amannn benimkisi de laf mı yani? Her durumda ne skandal, ne skandalll… Sen bunlara bak, şaş da kal.

 

 

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal 

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..