Abbadon: Cehennem meleği

Başlığı atarken benim bile tüylerim ürperdi desem yeridir. Ne de olsa içinde "cehennem" geçen bir cümle, özdeşleştirildiği sıcak ortamla tam tezat olarak, sırtınızdan aşağı soğuk terler inmesine neden olabilir. Ancak konu LOST'un dördüncü sezondaki kazanımlarından Matthew Abbadon olunca, soyadı da gerçekten zebanileri çağrıştırınca yapacak bir şey yok, yazacağız işte !!!

Dördüncü sezonun açılış bölümü olan "The Beginning of the End"de müşerref olduğumuz ve "OZ" gibi kült bir dizide de rol alan Lance Reddick'in canlandırdığı siyahi Matthew Abbadon, kendisini Oceanic Havayolları'nın avukatı olarak tanıtarak kıvırcık salata saçlı Hurley'ye sinsice yanaşırken kaç kişinin beyninde tehlike çanları çaldı bilmem. Ama ifadesiz ve soğuk yüzü, korkutucu bakışları ile kendini hastanede dahi güvende hissedemeyen Hurley'yi nasıl korkuttuysa, beni de biraz rahatsız ettiğini itiraf edersem dürüst davranmış olurum. Bu ürpertici karakterin soyadını biraz yakından incelemek iyi olacak sanırım :

İbranice kökenli Abaddon (bazen Abbadon, bazen Abaddon diye geçiyor) "Yokedici" olarak adlandırılan bir zebani. İncil'de "Çekirgelerin Kralı" olarak bahsediliyor kendisinden. "Ölüm ve yoketme/Afet Meleği", yeraltı hiyerarşisinde (zebanilerin arasında yani) yüksek rütbeye sahip, bazen Şeytan'ın kendisi ile eşanlamlı kullanılan bir sözcük de aynı zamanda. Bazı yerlerde ise bir melekten ya da zebaniden çok bir "yer"i göstermek için kullanılıyor- ki burada bahsedilen yer "Cehennem Çukuru".

Abaddon'ın bir önemi de Apollo ile özdeş tutulan Apollyon'un diğer adı olması (Apollyon Abbadon'un Yunanca versiyonu aslında). Apollyon Kıyamet zamanında çekirge istilasını (ve bundan kaynaklanacak salgını) yönetecek olan dipsiz cehennem çukurunun kralı olarak geçiyor. Apollo ile bir miktar benzerliği de burada zaten : Yunan Tanrısı Apollo hem hastalık getiren hem de bu hastalık için (oğlu Asklepios vasıtasıyla) deva veren bir tanrı.

Cehennemin anahtarlarını elinde tuttuğu belirtilen Abbadon, aslında Kıyamet zamanına kadar cehennemin derinliklerinde hapsedilen şeytanın bekçisi gibi de düşünülebilir. Ancak Kıyamet ile beraber cehennemin kapılarını açarak buradan "güneşi ve havayı kapkara yapacak kadar siyah bir duman"ın ortaya çıkmasını sağlayan ve inanılmaz güce sahip, akrepler gibi sokarak işkence yapan çekirgeleri yağdıran da Abaddon. Bu çekirgeler yalnız alınlarında Tanrı'nın mührü olmayan insanlara saldırmak için gönderilen, öldürmeyi değil, beş ay süreyle işkence yapmayı amaçlayan, yaptıkları işkencelerle insanların ölümü kurtuluş olarak görmesini sağlayacak, savaşa hazırlanmış atlar gibi tasvir ediiliyorlar. Bir ilginç detay da "kanatlarının sesinin savaşa koşan çok sayıda atlı arabanın sesine benzemesi".

"Alınlarında Tanrı'nın mührü olanlar" ile kastedilen ise, JACOB'ın (Yakup) soyundan gelen 144.000 kişi.

Görüldüğü gibi, ismin anlamına bakarsak Oceanic'in "sözde" avukatı pek de muteber biri değil. Ne de olsa cehennemle ilgili bilgiler var burada. Aynı zamanda da ne kadar güçlü olduğunu görüyoruz.

Abbadon'un çekirgelerinin oluşturduğu siyah ve duman ve çıkardıkları atlı araba sesi de, dizinin çözülmeyen sırrı "Monster"ı (Canavar) hatırlatıyor sanki. Bu canavarın genelde infaz mekanizması olarak ortaya çıkmasını düşünürsek çok da uzak düşmez asli anlamından. Yani; Abbadon'ın "Canavar"ı kontrol eden (ya da belki yapan) kişilerden olması ihtimali var.

Çözülecek gizemlerin bitmediği, verilen cevaplarla daha da çok soruların doğduğu bu dizi seyredilmez de ne yapılır?

Neyse, bugünlük bu kadar... Canım oğluşum uykusundan uyandığı için bilgisayarı kapatma vaktim geldi. Yeni yazılarda buluşmak üzere...