Abbas Güçlü “SBS mutlaka kaldırılmalıdır” dedi

Abbas Güçlü’nün bugünkü yazısını okuduğumda SBS‘nin kaldırılması için uzun zamandır boşuna çabalamadığımı gördüm. Abbas Güçlü’nün de benim gibi düşündüğünü gördüm (1).

SBS’YE KARŞI OLMAK ÇOCUKLARI SEVMEK ANLAMINA GELİYOR.

SBS’ye karşı yazılarını derlediğim 24 Haziran tarihli “3 SBS karşılaştırılsın” başlıklı yazımı şöyle bitirmiştim (2): “SBS’YE KARŞI OLMAK ÇOCUKLARI SEVMEK ANLAMINA GELİYOR. SBS’nin çocuklar için ne kadar zararlı olduğunu görenler artıyor. SBS’nin kaldırılması zorunludur. SBS’ye karşı olmak çocukları sevmek anlamına geliyor. SBS’yi kaldırmak için güçlerimizi birleştirelim.” demiştim.

Bugün Abbas Güçlü “Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Başbakan Erdoğan’ı bile çileden çıkaran Seviye Belirleme Sınavı SBS dayatmasından bir an önce mutlaka vazgeçmesi gerekiyor. Yoksa ileride gerçekten çok büyük haksızlıklar yaşanacak. Bu yaştaki milyonlarca çocuğun ve velinin devlete olan güveni sarsılacak.” demiş.

DERSANE BAĞIMLILIĞI GELDİ

19 Haziran’da yazdığım “SBS kaldırılsın, hemen...” başlıklı yazımda “OKS yapıldığı zamanlarda öğrenciler yalnızca 8. sınıfta, az sayıda öğrenci de 7. sınıfta dersaneye giderdi. Bu yıl ve ilerideki yıllarda yapılması planlanan SBS için öğrenciler 6., 7. 8. sınıflarda dersanedeler. Bu konuda telaşlanıp iyice abartan aileler 4. ve 5. sınıfta başlatıyorlar çocuklarını. Ne olacak bu çocukların hali.” demiştim (4).

Bugünkü yazısında Abbas Güçlü “Dahası, öğrencileri sınav stresinden kurtaralım derken, stres kazanının tam ortasına attılar. Bir yıllık sınav süreci 3 yıla yükseltilerek, dershaneye bağımlılık en üst düzeye çıkarıldı ve adeta zorunlu hale getirildi. En kötüsü de tıpkı tek sınavda olduğu gibi 6, 7 ya da 8’inci sınıflardaki sınavlardan birini kaçırdığınızda, her şey bitiyor. Yani tek sınavlık stresi üçe böldük söylemi tümüyle kandırmaca.” demiş.

SBS İPTAL EDİLSİN

22 Haziran’da yazdığım “SBS’de sınava gir(e)meyenler sınavı iptal ettirir mi?” başlıklı yazımda “SBSler zorunlu temel eğitim yıllarında olan bir sınavdır. Böyle bir sınavın öğrencilerin veya velilerin tercihine bırakılması zorunlu eğitimi tanımlayan yasalara aykırıdır. Zorunlu eğitim içindeki bir sınav için başvuru ücreti (az veya çok farketmez) alınamaz. Bu konuda eğitim sendikalarını ve baroları SBS’yi iptal ettirmek için yasal girişimlerde bulunmaya davet ediyorum.” demiştim (3).

Bugün Abbas Güçlü “Bu konuda, sınav sonuçları açıklandıktan sonra yargıya başvuracak velilerin sayısı bir hayli fazla. Muhtemelen yargı bu yanlışa dur diyecektir. Ama gönül isterdi ki bakanlık hatasını kendisi düzeltsin.” demiş.

Sınav iptalinden sözederken başkalarının bu konuda ne düşündüğünü bilmiyordum, mantığım iptali düşündürmüştü demek ki doğru düşünmüşüm. O yazımda ayrıca “Milli Eğitim Bakanlığı böyle girişimlerde savunmalarını güçlendirmek için son dakikada sınavı başvurmayanları da içerecek şekilde herkese açtı. Bu son dakika manevrası Milli Eğitim Bakanlığı'nı kurtaramayacaktır.” Demiştim. Şimdi Milli Eğitim Bakanlığını tek kurtaracak çözümün “biz SBS’den vazgeçtik” açıklaması olacaktır.

BAŞBAKAN, MİLLİ EĞİTİM BAKANI İLE HİÇ KONUŞTU MU?

16 Haziran’da “Başbakan dersaneleri kaldıracakmış!” başlıklı yazımda başbakanın "Çok açık, net söylüyorum, Milli Eğitim Bakanı'mla konuşuyorum, niçin acaba öğrenciler üniversite hazırlık kurslarına giderler? Bunu anlamakta zorlanıyorum. Anlıyorum da, bu sistem nasıl oluşturulmuş? Bunu kaldırmaya kalktığınız zaman acaba hangi bariyerlerle karşı karşıya kalacaksınız?" açıklamasına yanıt vermiş ve “Milli Eğitim Bakanı bizim bildiğimiz Milli Eğitim Bakanı mı? Hani 1 OKS yerine, adını SBS yapıp 3 OKS yapıp, eskiden bir yıl dersaneye giden öğrencileri 3 yıl dersaneye mahkum eden Milli Eğitim Bakanı mı?” diye sormuştum (5). Bakan ve başbakanın görüştükleri konusunda kuşkularım oluşmuştu.

Abbas Güçlü bugünkü yazısında “Muhtemel bir kabine değişikliğinde, yeni gelen Milli Eğitim Bakanı kim olursa olsun, bu yanlışta ısrar edeceğini hemen hiç kimse sanmıyor. Mutlaka bu sistemden vazgeçip eskiye dönecektir. Peki, şimdi sınava girenlerin, dershaneye dünyanın parasını ödeyenlerin, onca stres çekenlerin hali ne olacak? Bütün bunlar, bugüne kadar düşünüldü mü ki şimdi düşünülsün!”

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI FESHEDİLSİN

28 Mayıs’ta “Lise 3 yılda bitirilebilecekmiş” başlıklı yazımda işleri arap saçına çeviren Milli Eğitim Bakanlığı’nı eleştirip bir çözüm önermiştim (6):

“Çözümü biliyorum.
1. Milli Eğitim Bakanlığı feshedilsin.
2. Yeni bir bakanlık kurulsun, adı da eskisiyle karışmaması için, örneğin, “Ulusal Eğitim-Öğretim Bakanlığı” olsun.
3. Yeni bakanlıkta bakandan müdüre kadar eski yöneticilerden bir kişi bile yönetici olarak görev almasın.”
Bu çözüm önerisi şaka falan değildir ve başka da çözüm yoktur.”

Abbas Güçlü “Özetin özeti: Milli Eğitim, hiçbir dönem de böylesine yapboz tahtasına dönmemiş, öğrenci, öğretmen ve velilerle hiç bu kadar dalga geçilmemişti...” demiş.

AKLIN YOLU BİR

Milli Eğitim Bakanlığı’nın çok kötü yönetildiği, SBS’lerin mutlaka kaldırılması konularında Abbas Güçlü ile aynı düşünüyoruz. SBS’lerin kaldırılması konusunda yargıdan umudumuz var. Ne demişler: Aklın yolu bir.

(1) Abbas Güçlü “Bütünleme sınavı kandırmacası” (28-6-2008, Milliyet): http://www.milliyet.com.tr/Default.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=887382&AuthorID=67&Date=28.06.2008&ver=52
(2) 3 SBS karşılaştırılsın (24-6-2008): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=116593
(3) SBS’de sınava gir(e)meyenler sınavı iptal ettirir mi? (22-6-2008): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=116178
(4) SBS kaldırılsın, hemen... (19-6-2008): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=115778
(5) Başbakan dersaneleri kaldıracakmış! (16-6-2008): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=114945
(6) Lise 3 yılda bitirilebilecekmiş (28-5-2008): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=111690