Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '08

 
Kategori
Siyaset
 

ABD - İran ve Türkiye

ABD - İran ve Türkiye
 

İran-Türkiye İlişkileri; İran Sorunu kapsamında tıkanmaya doğru gidiyor...


''Mor ve Ötesi'' grubunun ''Cambaz'' isimli çok sevdiğim bir şarkısı vardır. Şarkının bir bölümünden alıntı yapalım:

''Bütün dünya izler durur

Afet-i azam bekler durur'' (...)

2001'de Afganistan'a, 2003'de Irak'a giren ve Ortadoğu Haritası'nı yeniden çizmeyi kendine görev addeden Amerika Birleşik Devletleri, 2006'dan beri de Ortadoğu'nun en güçlü/en nüfuzlu ülkesi İran'ı kendisine hedef seçti. El-Kaide'yi bitirmek üzere Afganistan'a giren ama El-Kaide'yi bitiremeyen, kitle imha silahları bahanesiyle Irak'a giren ama o silahları bulamayan Amerika Birleşik Devletleri, İran'ı gündemimize getirirken de sürekli ülkenin ''nükleer programı''ndan bahsediyor.

Irak'tan sonra ABD'nin yeni hedefi olan İran'a da komşu olan Türkiye ise bu sefer Irak'tan çok daha ciddi bir durumla karşı karşıya. ABD'nin Irak'ı işgal ettikten sonra ülkenin bölünmesi ve Barzani'nin Kuzey Irak'taki devletini ilan etmesi bir yana, terör örgütü de bölgedeki faaliyetlerini arttırdı ve Irak konusu gündemimizin en önemli maddesi haline geldi. 2007'de ısınan ve yeni yılda daha da ısınmasını beklediğimiz İran Sorunu ise Irak'tan çok daha büyük ve kapsamlı sorun olacağa benziyor. İran'la ilişkileri sıcak tutmaya gayret gösteren ve Kasım 2007'de yeni bir doğalgaz antlaşması yapan Türkiye, ABD'den ve NATO'dan da İran'la arasına mesafe koyması telkinlerini alıyor.

Terörle mücadelede Türkiye'ye sempatik yaklaşan ve ekonomik işbirliği geliştirmeye de sıcak bakan İran, Batı dünyasına karşı Türkiye'ye çok yaklaşmış durumda. Nükleer silah geliştiren ve halihazırda İstanbul'u yerle bir edecek güce sahip olan İran da Türkiye'nin ABD ile yakınlaşmasını istemiyor. 2007 yılında konuya yeteri kadar önem vermeyen ve ''Ne yardan vazgeçirim, ne de serden'' tavrı takınan Türkiye şu anda oldukça zor bir durumda. İran'la ipleri koparmak istemeyen Türkiye, son dönemde ısınan ilişkilerle yeniden yakınlaştığımız ABD'den de uzaklaşmak istemiyor.

2008 yılının başındaki iki gelişmeyi beraber değerlendirmeye çalışalım:

- İran, Türkiye'ye verdiği doğalgazı kademeli olarak azalttıktan sonra 7 Ocak 2008 sabahı tam olarak kestiğini açıkladı.

- 2008 yılının ilk günlerinde Başkan Bush'un davetlisi olarak ABD'ye giden Cumhurbaşkanı Gül, 7 Ocak 2008 günü ABD'ye gerçekleştireceği resmi ziyarete başladı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile 8 Ocak 2008 günü buluşacak olan ABD Başkanı George W.Bush ziyaretin resmi gündemini ''İran'ı güçsüzleştirmek'' olarak açıkladı. Enerji Bakanlığı'nın açıklamasına göre ''İran'dan gelen gazın kesilmesinin nedeni teknik sorunlar''. Geçtiğimiz yıllarda da gerçekleşen bu kesintinin nedeninin ''teknik nedenler'' olduğuna inanabiliriz. Yalnız, Türkiye'nin 15 günlük doğalgazı kalmışken ve bu doğalgazın artması İran'a bağlı iken Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Gül'ün ABD Başkanı ile ''İran'ı güçsüzleştirmeyi görüşmesi'' doğru bir politik hamle midir? İran Sorunu'nda zamanında doğru bir pozisyon alamayan Türkiye, bu sorunu son raddeye kadar getirerek doğru mu yapmıştır?

2008 yılının en önemli uluslararası sorunu olacağını tahmin ettiğimiz İran Sorunu'nun belki de en fazla etkileyeceği ülke İran'dır. İnsanlığı bekleyen afet geliyor mu, belki de Türkiye'yi bekleyen afet?

 
Toplam blog
: 641
: 316
Kayıt tarihi
: 16.12.07
 
 

Bir uluslararası ilişkiler öğrencisinin gözünden dünya ve bonusu olarak da futbol... ..