Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Şubat '15

 
Kategori
Siyaset
 

ABD, Türkiye'de, "imam-vali" ve "imam-bürokrat"lardan oluşan bir yönetim istiyor - 1

ABD, Türkiye'de,  "imam-vali" ve "imam-bürokrat"lardan oluşan bir yönetim istiyor - 1
 

O günlerde ABD'nin, Türkiye'de istediği "imamlara", şimdilerde "Pensilvanya İmamları" deniyor...


12 EYLÜL ASKERİ DARBESİ'NİN ESAS AMACI BUYDU ;TÜRKİYE'DE ABD GÜDÜMÜNDE "İSLAM"  KİMLİKLİ BİR "DEMOKRAT PARTİ" KURMAK...(X)

Amerika, 1947 yılından beri bu konuda, zaman zaman gündeme gelen değişiklikleri de içine alan bir senaryo üzerinde çalışmış, zaman ve zemin koşullarında da, bu amaca giden adımları atmıştır.

Senaryo yazımı ve uygulamaları  sırasında baş ve yardımcı oyuncuları değiştirmiş ama senaryonun amacını ve  nihai hedefini hiç değiştirmemiştir.

Sonunda 90'lı yılların başında, ABD, en uygun oyuncuyu bulmuş ve günümüze kadar da bu oyuncusunu hiç değiştirmemiştir.

Bu baş oyuncu FETHULLH GÜLEN'dir... Fethullah Gülen'in yetiştirdiği  müritler, -- tabi zamanın hükümetlerinin gaflet ile gösterdikleri hoşgörü ile -- devletin ve mevcut hükümetlerin önemli kademelerinde, yukarıda değindiğim gibi, ABD'nin isteği doğrultusunda "imam-vali" ve "imam-bürokrat" gizli kimlikleri ile yer almışlardır.

Kaç blog olur, bilmem ama, bundan sonra okuyacaklarınız, 1993 öncesi özel gazete arşivlerimden ve 1993 yılından beri de konuya olan özel merakım yüzünden tuttuğum notlardan ve nihayet bu konuda yazdığım bir kitaptan alınmış bilgiler olacaktır.

ABD'NİN, BÖYLE BİR YÖNETİM İÇİN ATTIĞI ADIMLAR...

ABD, bu konudaki ilk  adımını, 1950 yılında Demokrat Parti'nin iktidar olmasını sağlayarak atmıştır. Demokrat Parti 10 yıllık iktidarı sürecinde, Demokrasi ile Müslümanlığı birlikte götürerek ABD'nin istediği, "İslam Kimlikli Demokrat Parti" yolunda önemli adımlar atmıştır...Ancak, bu durum, "devletçi ve bürokrat" zihniyetli İnönü Hükümeti'nin ve askerlerin pek hoşuna gitmediği için bu süreç, 27 Mayıs Askeri Darbesi ile  ulaştığı yerde kalmıştır.

İkinci adımını, 12 Eylül 1980'de attı...ABD'nin "bizim çocuklar" dediği bir organizasyonla, bir askeri darbe yapıldı. Bu darbenin iki amacı vardı. Biri, --konumuzla ilgili olmayan -- Kıbrıs Harekatı sonrasında(1974) NATO'nun askeri kanadından çıkan Yunanistan'ın tekrar NATO'ya dönmesini sağlamak; ikincisi de, 27 Mayıs Askeri Darbesi ile, duraklayan birinci adımın devamını sağlamak...Yani, Türkiye'de "Müslüman Demokrat Parti" kurmak.

NAKŞİ ŞEYHİ ESAD COŞAN İLE BİR DEMENE...

ABD, bunun için önce Nakşibendi Tarikatı Şeyhi Esat Coşan'ı seçti...Nakşi Şeyhi Esad Çoşan'ın, "Ülkemizde laiklik, Müslümanların siyasetle uğraşmamaları demek değildir. Aksine var güçleriyle uğraşmaları ve siyasi yönden teşkilatlanmaları gerekir"(1) şeklindeki sözleri, hem İslam'ın siyasallaşmasında tarikatların  ve dolayısıyla da cemaatlerin işlevsel boyutunu belirtmiş ve hem de Nakşi bir parti kurulabileceği işaretini vermiştir.

Nakşi Şeyh'i Esad Coşan'ın, siyasi erk üzerinde, en az, o zamanlarda adı sıkça duyulan, camilerde "ağlamaklı" bir şekilde verdiği vaazlarla tanınan, siyasi yanının pek olmadığı izlenimini veren Fethullah Gülen kadar etkiliydi...Çoşan'ın siyasete soyunmak istemesi ve Erbakan'la kapışması(XX) da zaten bu yüzdendi.

Ancak, Esad Çoşan'ın bir bilim adamı olması ABD'nin dikkatini çekmiş ve Erbakan'a karşı Türkiye'de "Ilımlı  İslam  Projesi"ni  yaşama geçirmek için Esad Coşan'ın liderliğinde "Müslüman Demokrat Parti" kurulması için düğmeye basmıştır.

ABD, FETHULLAH GÜLEN'İ PARLATMAYA ÇALIŞIYOR...

ABD'nin, "Ilımlı İslam Projesi" ve bunun gereği "Müslüman Demokrat Parti" düşüncesi bir süre gündemde kalmıştı...Nakşibendi olan Özal'lar, Esad Coşan'ı Erbakan'a karşı iyice kışkırtmışlardı...Eski MSP'li -- Milli Selamet Partisi -- Korkut Özal, Esad Coşan'la "yeni bir parti" konusunda uzun uzun tartışmışlardı.

Tüm bu ilişkilerde ve gelişmelerde hem ABD ve hem de Suudi sermayesi önemli rol oynamıştı...Ancak evdeki hesap çarşıya uymamıştı. 17 Nisan 1993'te Turgut Özal ölünce işin rengi birden değişmişti...

Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı,Tansu Çiller'in Başbakan olduğu 1994 yerel seçimlerinde Refah Partisi büyük bir başarı kazandı...1995 genel seçimlerinde ise, Refah Partisi'nin yıldızı iyice parladı...

Aynı tarihlerde yıldızı parlayan bir başka tarikat şeyhi de  Fethullah  Gülen olmuştu...ABD,Suudi sermayesini de yanına çekip Fethullah Gülen'i parlatmaya başladı.(2)

Bu konunun nedenini ve nasılını, bir sonraki blogda anlatacağım.

x       x       x

Bundan sonraki blogda, ilave olarak, ABD'nin Fethullah Gülen'i resmen görevlendirmesi, Gülen'in de "imam-vali" ve "imam-bürokrat" adaylarını toplamaya başlaması ve bunların yetiştirilmesi konu edilecektir...

cdenizkent

______________  :

(X) Bloğumun "ana ve alt başlıkları", Cengiz Özakıncı'nın,  "İslam'da Bilimin Yükselişi ve Çöküşü" adlı kitabında yaptığı tespitlerden yola çıkılarak atılmıştır.(İstanbul : 2001)

(1) Ahmet Güner, Tarikatlar Ansiklopedisi, İstanbul : Milliyet Yayınları, s.283

(XX) Esad Coşan ile Erbakan'ın kapışma nedeni : 12 Eylül'den sonra kapatılan Nizam Partisi, Nakşibendiliğin yaygın gücünden yararlanmayı iç politikasının temeli yapmıştı. Ancak kapatılan partinin lideri Erbakan ile Nakşi Şeyhi Esad Çoşan arasında  "Nakşibendi tarikatından beklenenlerin tam olarak gerçekleşmediği" konusundaki sürtüşme, bu iki lider arasındaki ilişkilerin bozulmasına neden oldu....Nakşi bir partinin kurulması bile gündeme gelmişti.(Ahmet Güner, A.g.y. s.278)

(2) Hikmet Çetinkaya, Cumhuriyet Gazetesi, 7 Şubat 2001

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..