ABD Başkanlarının Uzun Gezileri Savaş ya da Operasyon Planlaması mıdır?

Tesadüf olması mümkün gözükmeyen gelişmeler, burnumuzun dibinde meydana gelmekte.

Öyle hızlı gelişiyor ki kafalar allak, bullak oluyor.

Üstelik pek hayırlı gelişmeler de değil.

İngiltere Uluslararası Kalkınma Bakanı Priti Patel, dün akşam istifasını veriyor.

Uganda gezisi yarıda bıraktırılarak.

Sebebi ise kimsenin haberi olmadan, Ağustos ayında tatilini yaparken İsrail başbakanı, güvenlik bakanı ve çeşitli kuruluşlarla görüşmelerde bulunuyor.

Lübnan Başbakanı Hariri istifasını veriyor, “ hayatım tehlikede” diye zehir zemberek Hizbullah ve İran açıklamasını ise S.Arabistan da yapıp, ülkesine dönmüyor.

Irak Başbakanı İbadi, S.Arabistan da rest çekiyor.

Barzani girişimi yarım kalmış, sıcaklığını koruyor.

Suriye de durum ortada.

S.Arabistan’da dakika da bir şok gelişme olurken, Yemen taraflarından füze üstüne füzeler geliyor.

S. Arabistan, tehdit ettiği İran’a karşı BM Güvenlik Konseyi'ni harekete geçmeye çağırıp, İran'ın 'terörizm” destekçisi ve Yemen'deki insani krizden de Tahran yönetiminin sorumlu olduğunu açıklıyor.

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, S.Arabistan’ın kendilerini düşman, ABD ve İsrail'i ise dost görerek 'stratejik bir hata' yaptığını savunarak, S.Arabistan’ın İran’ın gücünden korkması gerektiğini söylüyor.

Mısırdaki askeri yönetim lideri Sisi, S. Arabistan'a açık destek verdiğini ilan ediyor.

İsrail dün tarihindeki en büyük askeri tatbikatını yapıyor.

Başbakanımız, ABD ilişkilerin bozuk olduğu bir ortamda ABD gezisinde bulunuyor.

En önemlisi de ABD’nin başkanı Trump en uzun Asya gezisinde.

Hızlı gelişmelerin trafiğini bir kenara bırakıp da geçmişin kırmızı ışıklarına baktığımızda..

Ne zaman bir ABD başkanı uzun gezilere çıksa ardından ya çok büyük bir operasyon ya da savaş çıkmakta.

Tesadüflerden oluşmayan tarihin sayfalarında net biçimde bu görülmekte.