Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '10

 
Kategori
Dünya
 

ABD’den, AB’ye ve Türkiye'den Kıbrıs'a

Her şeyin çok hızlı geliştiği günümüz küresel dünyasında, yukarıda attığımız başlıktaki taraflar ve bu taraflarla ilişkili ince dengelere temas etmek arzusundayım.

Tek kutuplu eski dünya düzeninin süperi, ABD’ de yaşanan, yeni, yeni gelişmelerin hızına yetişebilmek neredeyse imkansız gibidir.

Öyle bir süper ki, dünyanın her neresinde bir taş kıpırdasa altından çıkmakta ve öyle ya da böyle her ilginç ya da büyük olayda vs. bir şekilde olayın taraflarından biri ve bazen de direkt olayların, Kahramanı olarak yer almaktadır.

Ve yine, her büyük fırtına ilk önce bu devin bağrında şekillenip, gelişmekte ve yine dünya gidişatında olumlu ya da olumsuz etkileşimlere sebebiyet vermektedir. İşte şu anda tüm dünyayı sarsan, Küresel Krizin de şekillenip estiği gibi.

İşte günümüze gelindiğinde ise, bu büyük dev, büyüklüğü oranında, Küresel krizden de payına düşeni en belirgin şekilde aldı.

İşte bu dev, yeni, yeni şekillenmekte olan bu çok kutuplu dünyada ki, yeni konumunun, hesaplarına da yavaş, yavaş eğilmektedir.

Ve en önemlisi de sürekli tekrar eden olağan seçimlerinde, artık gün saymaktadır.

ABD’ de ki seçimlere bir çok parti katılmış olsa da, herkesi seçimin sonuçlarına götüren, şu an itibarı ile en büyük iki rakip, Sayın Mc Cain ile Sayın Obama arasında, yarışın son demleridir.

Sayın Mc Cain, şu anki iktidarın bir devamı gibi görüldüğünden, Sayın Obama’ nın karşısında pekte şanslı görülmemektedir. Çünkü ABD’ de ki, büyük çoğunluk, ABD’ yi bu gün ki, çıkmazlara sürükleyen kimseleri halla baştaki iktidar olarak görmektedir.

Son zamanlarda şansı dönen, Sayın, Obama ile ilgili birçok ilginç idda ortaya atıldı. Bunların

en ilginç olanları, Sayın Obama’ nın, Müslüman olduğu ve daha da ilginci, ABD’ de, Sayın Obama’ nın seçimleri kazanması ihtimali ile ilgili olarak ortaya atılmış olan İran’ lıların, Mehdi – Kıyamet senaryosu ile ilgili olanıdır.

İşte artık tüm, Dünya, Sayın Obama’nın seçimleri kazanacağı varsayımı üzerinden hesaplar yapmaya başlamıştır. İşte tüm bu hesapların, ortak baskın aklıda, ABD’de, Sayın, Obama ile başlayabilecek sürecin dünya dengelerini olumlu yönde daha insancıl ve daha barışçıl bir ilişkiler ağına sürükleyeceğidir.

Tabi ABD’ de yaşanan bu seçim ve sonuçlarının, ABD güdümlü ya da ABD’ nin arka bahçesi görüntüsü veren AB’yi de etkilememesi hiçbir şekilde düşünülemez. Keza yine aynı şekilde NATO, ve NATO’ya bağlı ülkeler de ve yine en açık şekilde, Ülkemiz de bundan etkilenecektir.

Evet, ABD’ deki bu seçim ve sonuçları uzun vadede AB’nin duruşunu, Kriterlerini, vs. her yönü ile etkileyecektir.

Ülkemiz ise ABD’deki bu seçim ve sonuçlarından uzun vade de hem doğrudan ABD ile olan tüm münasetleri çerçevesinde etkilenecek, hem, ABD’ nin AB ve NATO üzerindeki etkileşimi açısından etkilenecek ve yine aynı şekilde, Kıbrıs açısından etkilenecektir.

Mesela, Ülkemiz açısından bir kesite yer verecek olursak; Yunan – Amerikan Cemaatine bir mektup göndermiş olan, Demokrat Partinin başkan adayı, Sayın, Barak Obama, Kıbrıs sorunundan bahsederken, Türkiye’den işgalci diye bahsetmişti. Mektupta, Sayın Obama, “ Kıbrıs sorununun müzakereler yoluyla çözümü, Kuzey Kıbrıs’taki, Türk işgaline son verecektir” ifadesini kullanmıştı. Demokrat başkan adayı, Kıbrıs için çözüm formülünü de şöyle anlatmıştı; “ Kıbrıs tek bir egemenliği bulunan bir ülke olarak kalmalıdır. Bu ülkede iki toplum da, iki bölgeli federasyon içinde siyasi merci olarak icraatta bulunabilmelidir”, Yine, Demokrat lider, Türkiye’de, demokrasiyi güçlendirerek ve askeri çatışma riskini azaltarak, Türk – Yunan ilişkilerinin düzelmesine yardımcı olma sözünü vermişti. Yine aynı şekilde “Türkiye Ruhban Okulunun yeniden açılmasına izin verilmeli ve her uyruktan din adamlarının eğitilmesi hakkını tanımalıdır” vs. vs…

Görüldüğü üzere seçim aşamasında bile, ülkemizi çok yakından ilgilendiren hayati konular konuşulmaktadır ve seçim malzemesi olarak kullanılmaktadır.

Ve yine keskin söylemlerin ayuka çıktığı noktalarda da, ABD’ li, Bürokratlar işi düzeltici yönde açıklamalar yapma zorunluluğuna düşmektedirler.

Evet bu konular tartışla dursun Kıbrıs’ ta çözüme dair ümitler gittikçe tükenmektedir. Yukarıda da görüldüğü üzere, Küreselleşme ile birlikte bütün artılarınız ve bütün eksileriniz sizinle veya size rağmen bir şekilde gündeme alınmalara mahkum olmaktadır.

Bir yandan da, Brüksel’de AB Komisyonu tarafından hazırlanan İllerleme raporuna sayılı günler kala, içeriğini henüz tam anlamıyla bilememekle birlikte AB ile ilişkilerimizin çıkmazlarının ortaya konacağı raporu merak etmemekte elde değil.

Hadi hakkımızda hayırlısı…

01/11/2008 - 21:43

 
Toplam blog
: 64
: 435
Kayıt tarihi
: 20.04.10
 
 

Sinan Adıgüzel, sanatçı yazar, 08.10.1977 tarihinde Adıyaman’da dünyaya gelmiştir. İlköğre..