Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '09

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

ABD nereye koşuyor?

ABD nereye koşuyor?
 

Bir ekonomi yazısı okuyorum ve artık yazmadan duramıyorum. Çatlayacağım yoksa.

Başkan Obama nihayet son önlem paketini biraz da eksik olsa kongreye onaylattı. Gözümüz aydın. Böyle giderse ABD 1 yıl içinde sosyal demokrasi, 4 yıl içinde de sosyalizmle yönetilmeye başlayacaktır.-Tabi 4 yıl ömrü kaldıysa- . Ve 10 yıl içinde kesin Komünist Amerika diye bir ülke çıkacak ortaya. Çünkü yakında bu faiz oranlarıyla ve ağırlaşacak vergileriyle ne sermayesi ne de yatırımcısı kalacak.

Bill Clinton’un ekonomi danışmanı Stiglitz ile Amerikan Ekonomi analisti Richard Cook arasındaki ekonomi bilgi yarışması çok ilginç gidiyor. Bu yazışma/atışma da aslında krizi çok net anlatıyor.Bu yazıdan alıntıları aktarmak istiyorum sonra yorumumu yapacağım.Yorum yapacak bir şey kalırsa tabi ki.

“Belirttiğiniz üzere, Amerika’nın resesyonunda ikinci yıl geride kalmakta, hem de daha kötüye giderek. Ancak iddianıza göre, Başkan Obama bizi bu karışıklıktan kurtaracak.

Demeye çalıştığınız şey, ekonomik krizin kaynağı finansal sektördeki problemlerden kaynaklanmakta olduğu, ve “borç verme” yöntemiyle birlikte problemlerin çözülebileceği. Ancak atladığınız nokta, neden borç vermenin üzücü bir şekilde ekonomimizdeki en önemli faktörlerden biri haline geldiği.

Fikrime göre problemin asıl sebebi finansal sektör değil, borcun geri ödenmemesi halinde asla tamir edilemeyecek sonuçlar doğurması muhtemel borçlanma sistemleri. Borç vermek, asla başarılı sonuçlar doğurmayacaktır, çünkü tüketici alımlarındaki durgunluk sebebiyle, dışarıdan alımın neredeyse bitmesi, insanların borçlarını geri ödemesini olanaksız kıldı.

Devletin düşük kredi planından bahsediyorsunuz; devletin bankalara yardım etme ihtimali olduğunu ve bu durumda güvenin tekrar sağlanabilineceğini, sonuç olarak varlık fiyatlarının ve borçlanmanın da düzeleceğini söylüyorsunuz.

Ben diyorum ki; gözleminiz doğru olabilir. Ama asset fiyatlarındaki düşüşü görmezden geliyorsunuz. Yazılarınız, devlet ve bankaların ekonomiyi desteklemek için finansal baloncuklar yarattığı, vergi gelirlerini koruduğu gerçeğini görmezden geliyor. Tekliflerinizden hiçbiri, ekonomiyi canlandıramaz. Kendi yönteminizle bir balon şişiriyor gibi gözüküyorsunuz.

Diyorsunuz ki; temel problem çok basit; finansın en parlak döneminde bile; özel ödüller ve sosyal dönüşler arasında derin bir uçurum vardı. Banka yöneticileri, son beş yıl içinde çok büyük ödemeler yapmasına rağmen, bankaların toplam karı yine de negatif olmuştur. Bunun geri dönüşü ise daha kötüdür, finansal sektör sermaye ve yönetme riski almalıydı. Ekonomimiz bu tür hatalar için yüzlerce milyar dolar harcıyor.


Ben de diyorum ki; banka müdürlerinin maaşları ve ikramiyelerinin abartı olduğu doğrudur, ama “geri dönüş” tanımını yapma şekliniz yanlıştır. Finansal sektör gerçekten “sermaye tahsisi” değildir, yine de bankalar kendi çıkarları için sermaye tahsis ediyor. Ancak, şu anda bankalara dayanan para sistemleri yerine başka alternatifler bulmalıyız. Orta sınıf ailelerin başına gelebilecek felaketleri göz ardı edemeyiz.


Devam eden hükümet eylemleri konusunda diyorsunuz ki; “Yapmamız gereken tam olarak bu;-hem de ulusal borç konusunun gelecekteki risklerini bilerek- çünkü hala kredi konusunda bir güvence yok. Çünkü resesyondayız ve resesyonda riskler de yüksek olur. “

Ben diyorum ki; borca dayalı para sistemimizde bizim imalat işlerimiz Çin ve diğer düşük maliyetli işgücü piyasalarına doğru kaymıştır, otomobil sektörümüz tüketici ihtiyaçları yüzünden çökmek üzeredir, toplam borç ise 70 trilyon dolara yaklaşıyor. Bahsedilmesi gereken problemler bunlar, insanlar daha olan borçlarını ödeyemezken onları yeni borçlara yönlendirmek değil.

Diyorsunuz ki; alternatif nedir? İsviçre ve elbette diğer ülkeler başka bir alternatif olduğunu gösterdiler, hükümet, yeterli sermayesi olmayan bankaları sahiplendi.

Ben diyorum ki; Özel sektör yerine bankaları devletin işletmesi güçsüz bir ekonomiyi canlandırmaktan çok uzaktır. Banka kredisinin ulaşılabilirliği, karlı bir üretime sebep olmaz.

Siz diyorsunuz ki; Zamanla Amerika’nın ekonomisi toparlanacak. Zamanla finansal sektörümüz kar sağlamaya başlayacak, yapması gerekene yoğunlaşacak.

Ben de diyorum ki; Lütfen bize söyleyin, Amerika’nın ekonomisi NASIL düzelecek? İşsizliğin artmasından sonra mı, insanların evinin ipotek edilmesinden sonra mı? Tam olarak önerdiğiniz nedir? Bir öneriniz yoksa ben size söyleyeyim: “ İnsanlara Mali Yardım : Bölünmüş Ekonomiler ve Temel Gelir Garantisi”. Bu yazımda, “Cook Planı” dediğim şeyi anlatıyorum. Belgeler, paylaşımlı olmalı, gelir gizliliğini sağlamalı fakirliğin önüne geçmeli, ve lokal ve bölgesel ekonomide bir dönüşüm sağlamalı; en önemlisi bu acilen olmalı, zamanla
değil. - Richard C. Cook - ”

Bu yazı aslında benim daha önceki yazılarımda bahsettiğim kriz analizlerinin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. ABD’ de şu anda yapılanlar zenginler klubünü kurtarma operasyonudur. Aslında o kurtarmaya çalıştığı klub zaten ABD’ de üretim yapmaktan vazgeçmiş, çünkü daha önce bahsettiğim para politikası yüzünden sermaye ve yatırımcı düşük işgücü ve diğer maliyetler yüzünden ABD’ den ayrılmıştır. Şimdi milliyetine bakmadan ondan en çok vergi toplayan ekonomiler müthiş bir üretim alternatifi yaratmıştır. Yukarıdaki yazıya dikkat edildiğinde bu krizin dalgalı kur para politikalarının yüzünden çıktığı da anlaşılır. Bu kuruluşlara verilen finansal destek bu firmaların ABD ‘deki zararlarını karşılar, onların ordan gitmesini engellemez. Ve Amerikan halkı hazırlıklı olsun % 40-50’ye varan enflasyonlar yoldadır. Ve yine hazırlıklı olsun çalışmak üzere başka ülkelere vize almakta zorlanacakları gün yakındır. Çünkü bu 70 trilyon dolar borcu orda çalışarak ödeyemeyeceklerdir. Cari hesaba dışarıda çalışan işçi gelirlerinin de katacakları gün yaklaşmıştır. Aslında para basmak ve doların değerini düşürmek ABD’nin reel borcunu azaltacaktır ama bu borç zaten cari açıklar yüzünden yine 2 katına çıkacaktır.-Ki bu gelişmekte olan ülkelerin reel borcunu da azaltacaktır. - Ben bizim hükümetin yerinde olsam IMF’nin önerdiği parayı hemen alırdım. Nasılsa ödeme zamanı gelince paranın değeri yarıya inecek.

Mantık çok basit; 2000-2008 yılları arasında ABD % 40 büyümüştür.- bu meşhur finansman entrikaları ile yaratılan silikon zenginlik sayesinde- . Bununla birlikte sanal kağıtlar ve para arzı da bunun 3-4 katı artmıştır. Şimdi bu sanal kağıtların altı boş kalmıştır. Buna ek olarak paketlerle para arzını da artıracaksın. Mantık almaz bunu. Bu kandırmacanın sonu yakındır. Bu sonuç çıkmazsa ekonomi yazmayı bırakacağım. Ondan sonra aşk ve ilişkiler konusunda makaleler yazacağım.Okuyan kalırsa tabi.

Bu para arzı istihdamı artıramayacaktır. Dolayısıyla resesyonun sonunda stagflasyon oluşacaktır. Oluşan enflasyon zaten borçlu olan sabit gelirlileri daha da daraltacaktır. Bu paketler sayesinde kamulaşan hisseler kamunun elinde patlayacaktır. Çünkü bu firmalar asla bu hisselerini kamudan geri alamayacaktır. Belki de bundan sonra büyük bir uluslar arası hukuk davaları başlayacaktır. Çünkü ABD alacaklarını bu davalarla uluslar arası markalaşmış firmaların gelişmekte olan ülkelerin mal varlıklarından tahsil etmeye kalkacaktır. İşte bu firmaları yasalarıyla koruyan ülkeler bu işten karlı çıkacaktır.

Türkiye klasmanında ülkelerin tepetaklak gideceği kehanetinde bulunanlar nedense ağız değiştirmeye başladılar. Bu krizden galiba bunlar karlı çıkacak demeye başladılar. Bu konuyu da yazmıştım daha önce.

Finalde ABD halka sosyal yardımlar ve işsizlik maaşları gibi atılımlar yaparak tüketimi artırmaya çalışacağı anda bu paketlerin nafile olduğunu anlayacaktır. Bu da ABD parasına yine değer kaybettirecektir. Yoksullaşan ABD halkı belki de kamunun aldığı hisselerin karşılığında bu firmalara el koyacaktır. Bundan sonrasını göremiyorum. Herhalde oluşan sistemin adı : SOSYALİZM olacak. Başka isim bulurlar ama ABD’liler. Bu kelimeyi sevmezler çünkü.

ABD halkı ile diğer ekonomilerin insanlarının yaşam standartları, faiz oranları eşitlenince ve ABD dolardan vazgeçip TL’ye veya MEKSİKA PESO’suna geçince bu kriz biter. İşte size neo liberalizm. Tepe tepe kullanın!

 
Toplam blog
: 105
: 3914
Kayıt tarihi
: 05.11.08
 
 

İ. Ü. İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler 1989 mezunuyum. 1993'ten beri uluslararası fındık ..