Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Nisan '11

 
Kategori
Güncel
 

ABD'nin İnsan Hakları Raporu

ABD'nin İnsan Hakları Raporu
 

Dünya İmparatoru ABD, her yıl olduğu gibi bu yıl da ülkelere insan hakları notu verdi… 

Bu neye benziyor biliyor musunuz? 

‘Dinime söven Müslüman olsa bari’ deyimine… 

ABD ve yandaşlarının kırmadığı cevaz kalmamasına, Irak, Afganistan, Libya gibi ülkelerde milyonlarca insanın ölümüne sebep olup, o ülkelerin tabi zenginliklerini sömüren, o insanların haklarını kendi halkı için gasp eden ABD, her yıl olduğu gibi bu yılda dünyaya insan hakları dersi, pardon notu veriyor. 

Evet, ABD Dışişleri Bakanlığı, 2010 yılı İnsan Hakları Raporunu açıkladı. 

Raporun Türkiye bölümü, gerçekten ülkemizi çok güzel özetlemiş. 

Ülkemizdeki kuruları, özellikle de yargı bağımsızlığı ve basın özgürlüğü konusunu detayları ile ele almış. 

İşte raporun çarpıcı bölümleri: 

* Yargısız infaz: 2010 yılında Türkiye’de güvenlik güçlerinin yargısız infazlar gerçekleştirdiği ve bu vakaları yeterince soruşturulmadığına vurgu yapılıyor. Örnek olarak; 11 Mayıs’ta polis memuru Gültekin Şahin, Muğla Üniversitesi’nde bir gösteride Serzan Kurt’u vurup öldürmesi gösteriliyor. 

* İşkence: İşkence olaylarının devam ettiğine vurgu yapılıyor. Örnek olarak da; 5 Ocak’ta Adana Cezaevi’nde tutulan 32 çocuğun aileleri, gardiyanların çocuklarını dövdüğü ve yaralarına tuz bastıkları yönünde bir basın açıklaması yapmaları gösteriliyor. (Aslında 5 Ocak Adana’nın kurtuluş günüdür. Kurtuluş gününe has bir işkence olduğunu anlayamadılar her halde!..) 

* Cezaevi sıkıntısı: Cezaevi koşullarının yeterince iyileşmediğinden bahsediyorlar. Örnek olarak da; İnsan Hakları Vakfı, 10 Ekim itibarıyla cezaevlerinde 32 mahkûm ve 5 zanlının öldüğünü gösteriyorlar. Bir örnekte biz verelim, Ergenekon tutuklusu gazeteciler Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın inşaatı bitmemiş, tek kişilik hücrelere tıkılması gibi… 

* Hak ihlalleri: Gözaltına alınan sanıkların, şüpheliler kanunda belirtilmesine rağmen avukatlarıyla hemen görüştürülmediklerinden söz ediliyor. Birçok gözlemci Balyoz’u da Ergenekon gibi politik bir dava olarak görürken, diğerleri hükümeti devirmeye çalışanların adalet önüne çıkarılması olarak algılıyor vurgusu yapılırken, ülke insanının nasıl ayrıştırıldığı gözler önüne seriliyor. 

* Adil yargılama: Bazı Hükümet üyeleri ve bürokratların yaptıkları açıklamalar ile yargı bağımsızlığını etkiledikleri söyleniyor. Ne kadar da doğru! İşte en son örneği YGS sınavında, Cumhurbaşkanı ve iktidar partisi üyelerinin ÖSYM Başkanının açıklamalarından tatmin olduklarını belirtmeleri, soruşturmayı yürüten savcı üzerinde büyük bir baskıdır. 

* İfade özgürlüğü: Hükümet, Anayasa ve çeşitli yasalara dayanarak ifade özgürlüğünün sınırlandığından söz ediliyor. Evet, bu ülkede sadece yandaşların ve bölücülerin ifade özgürlüğü var! Diğer kesimlerden konuşanlar, hemen tutuklanıp malum adrese gönderiliyor. 

* Basın özgürlüğü: Basın özgürlüğü gerilemiş! Buna inanmamı beklemiyorsunuz her halde? Yandaş basın, iktidar lehine haddinden fazla özgür! Örnek olarak da; 26 Şubat’ta Başbakan Erdoğan, medya patronlarının ekonomiye zarar veren negatif yorumlar yazan köşe yazarlarını kovması gerektiğini söylemesi ve Doğan Medya grubuna yönelik kesilen para cezaları gösteriliyor. Bildiğiniz gibi bu cezaların büyük bölümünü Danıştay durdurmuştu. 

* Kadına şiddet: Töre cinayetleri ve tecavüz yoluyla kadına karşı şiddetin hala büyük bir problem olduğundan söz ediliyor. Örnek olarak da; 27 Ekim itibarıyla Hükümetin oluşturduğu acil telefon hattına 8 bin 704 kadın başvurması gösteriliyor. Yani anayasaya kadına yönelik pozitif ayrımcılık maddesi koymanın bir şeyleri değiştirmediğine vurgu yapılıyor. 

* Homofobi: Devlet Bakanı Aliye Kavaf’ın 7 Mart’ta homoseksüelliği hastalık olarak tarif ettiği vurgulanıyor. Örnek olarak ta; 16 Mayıs’ta 300 kişini Ankara’nın göbeğinde homofobi karşıtı bir yürüyüş yaması gösteriliyor. 

ABD Dışişleri Bakanlığının bizim “İleri Demokrasi”ye geçtiğimizden haberleri yok her halde. Haberleri olsa ve yapılan uygulamaları tam olarak algılayabilselerdi(!) böylesi bir rapora gerek duymaz, bizi derhal demokrasi şampiyonu ilan ederlerdi. 

Biz orta doğunun örnek aldığı, ‘Ilımlı İslam’ın kalesi, BOP’un eş başkanı değil miyiz?
 

 

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..