ABD'nin sadist çocuğu İsrail

Amerika Birleşik Devletleri; dünya demokrasi (!) liderliğine soyunmuş, başkanının dahi kendisini yeryüzünün başkanı olarak kanıksamış ütopik bir eyaletler topluluğu. Hiçbir milletin salt çoğunluğuyla kurulmamış olsa da Amerikan vatandaşlığı milliyetçiliğini her fırsatta zihinlere kazımaya uğraşan, yapmış olduğu filmlerde bunu empoze eden egonun merkezi.

Sahip olduğu ekonomik gücü; kurulduğundan bu yana çoğunlukla yağmacılıkla kazanmış, dünyanın her yerinde, yeraltı ve yerüstü zenginliğine, parmağıyla bal tutmak için her şeyi kullanan, her sonucu göze alabilen bir ideolojik yapı.

Japonya'dan Kore'ye, Vietnam'dan Afganistan'a, Irak'tan belki de yakın gelecekte İran'a kadar, bu gidişle korkarım demokrasi (!) ve barış (!) götürmediği yer kalmayacak. "Önce küçük yerlerde karışıklık çıkarırız, sonra o bölgelere kurtarıcı diye gideriz." anlayışından yola çıkarak; önce kargaşa çıkar ve sonra silah ve mühimmat satışları başlar. Dünayada barışı isteyecek en son ülke ABD'dir muhakkak. Çünkü ABD, huzur ortamında para kazanamaz. Legal anlaşmalarla petrol ve doğalgaz gibi kaynaklardan pay alamaz. Son komplo teorilerinden yola çıkarak, ABD'nin kendi ülke insanlarını bile kullandığını (11 Eylül) düşünmek mantıksız gelmiyor.

ABD için küçük bir sebep yeterli, kovboylarını silahlandırıp yola çıkmaya. Ancak O'nun küçük, şımarık bir çocuğu var ki; ne sebep lazım kan dökmeye ne de kıvılcım yangın çıkarmaya.

İsrail; belki de cephe savaşı yapmadan bunca insanı öldüren ve katliamı devlet eliyle yapan tek ülke. Kurulduğu 1948 yılından bu yana sebepli sebepsiz sivil halk kıyımcılığı yapan ve halkını da çocukluktan itibaren kana susamış olarak yetiştiren terör okulu. İsrail'in bölgede yaptığı, "soykırım" kelimesinin tanımıdır. NATO'nun ve BM'nin sessiz kalışı da "dünya barışı(!)" nitelemesinin uygulanış şekli olacak ki, biz insan olarak bu tip barışa karşıyız.

Ülkemizde, 1915 techirini malzeme yapıp özür dileme yalakalığına soyunanların; savaş yıllarında, karışıklığı bahane ederek her türlü azgınlığa kalkışan şahısların yaptıklarını, herhangi bir topluluk ve millete maletme hafifliğini bir tarafa bırakıp, İsrail denen kenenin, devlet eliyle yaptığı soykırım için özür dilemesini bekleyin derim.

Ya da sizler; bu ülke için kanını dökmüş ve milliyeti önemsiz bir kaç çapulcunun varlığına rağmen, şânıyla vatanı ayağa kaldıran, cesedi ise bastığın her karış toprakla bir olmuşlardan özür dileyin.