Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '15

 
Kategori
Dünya
 

ABD niye pıstı

ABD niye pıstı
 

aljazeera.com


Ben “pıstı” diye yazınca, bilgisayar otomatik olarak düzeltti ve “pıstı” yerine “pıtsı” yazdı (Ne demekse??)
 
Oysa Anadolu insanı “pısma”yı  “korkmak,  geri çekinmek, sinmek..”  anlamında kullanır, ben de o anlamda kullandım.
 
ABD, Suriye’de ne halt ediyor? Dünyanın her yerinde, “Ben dünyanın jandarmasıyım,” edasıyla işlerin içine karışınca, belli ki işler daha da büyüyor ve berbat oluyor…  ABD işleri daha da karıştırıp, sonunda “ben ne halt ettim…” deyip,  arkasına bakmadan çekip gidiyor.. 
 
Aslında Suriye’deki manzara da bu… Vietnam’dan sonra, Afganistan’dan sonra, Irak’tan sonra şimdi de ABD Suriye’yi kurtarmaya soyundu ama bu kez geçmişten ders alarak, kara ordusuyla değil, hava ordusuyla gelip , Suriye’nin zavallı halkına ver yansın ver, bomba yağdırıp duruyor.
 
ABD bir yeri bombalar da, onun yalakası olan devletler boş dururlar mı; İngiltere’si, Fransa’sı da arada sırada rastgele bombalayıp gidiyorlar. TC Hava kuvvetleri de gidip IŞİD’in kuvvetlerini vurup dönüyor. Hadi rastgele…
 
Yahu şu IŞİD ne menem kuvvetmiş ki, bu kadar bombaya bana mısın demedi, hala kafa kesip, İslam- mümini koruyup duruyor. Müzeleri, tarihi yerleri filan bombalayıp , memleketi pislikten kurtarıyorlar! Bu arada Almanya’nın ve AB’nin bütün güce, kuvvete,  savaşa hasret gençleri de IŞİD’e asker olmak için gizli kapaklı yollardan Suriye’ye giriyorlar ve Müslüman IŞİD birlikleri içinde son güçlerine kadar kafa kesmek için savaşıyorlar.
 
Belli ki Türkiye’den de katılan var bu IŞİD belasına… Eee Suriye’de CİHAD ilan edilir de bizim fanatik dincilerimiz rahat dururlar mı? Adamlar da “Allahü Ekber” diyerek yollara düştüler. Tabii bazıları da “Türkiye cihad hudutları içine giriyor mu, girmiyor mu,”  hala onun tartışması içindeler. Bilseler ki, cihata dahiliz, o zaman bazılarının işleri daha da zorlaşacak. Vay aman vay…
 
Suriye’de işler giderek karıştı. Esed’den sonra ne cepheler açıldı, ne sekterler saçıldı… Tümünü bilenler beri gelsin. Benim bildiğim güçler şunlar:
 
-Esed’e bağlı güçler.
-Nusayri Şebbiha milisleri
-İslami Cephe,
-El Nusra Cephesi,
-El Kaide,
-Hizbullah,
-El Abbas Tugayı,
-IŞİD,
-PYD (Kürt Cephesi)
-Kudüs Gücü,
 
Tabii, siz buna Vs., Vs. .. ekleyebilirsiniz… Yani asimetrik bir savaş içinde herkes bir cephe kuruyor ve sonra önüne gelen ötekini vuruyor. Eh bu durumda milletin çoğunluğu da sağa sola kaçtı… Türkiye’deki mülteciler 2.5 milyon oldu. Irak’taki, Ürdün’deki , Lübnan’daki mültecileri saymıyorum.. Almanya’ya gitmek için Akdeniz’i ve bütün Avrupa ülkelerini aşan göçmenleri saymıyorum… Dünya bunların derdiyle uğraşıyor. Bizden başka kimsenin de derde derman bir şey yaptığı yok. Almanya’da Merkel’e, ülkesine 100 bin mülteci aldı diye, yakında Nobel Barış ödülü verilirse hiç şaşmayın, bekleniyor… (Bence bu durumda Tayyip’e beş tane Nobel ödülü vermek gerekir…) Gerçi Nobel yanlışlıkla o ödüllerden birisini bizimkilere verdiler ama adamın iyi bir Türkçü olduğunu bilseydiler verirler miydi , bilmem…
 
Baylar bayanlar, asıl film yeni başladı…
 
Rusya 30 tanelik bir güçlü uçak filosuyla, Esed’in yanında, Suriye’ye kondu ve hemen aman zaman demeden sağı solu bombalamaya başladı… Sonradan anlaşıldı ki, bombalardan çoğu IŞİD’çilere değil de bütün dost düşmana sıra saygı bilmeden gidiyor. Memleketin derdi azdı, şimdi Maşallah iki oldu derken…
 
Esed’in yanına  İran da geldi kondu … Hem de kara ordusuyla. En ünlü komutanlarından biri de gelir gelmez şehit oldu… İşlere bak.  Hepsi de Esed’i koruyorlar.. Kahrolsun IŞİD diyerek önüne gelene bombayı sallıyor…
 
Bu arada Rusya, hızını alamadı… Bombalarını, füzelerini Hazar gölü üzerindeki filolarından tam IŞİD’in üzerine gönderdiğini bildirmişti ki, İran’dan bazı sesler, “bombaların bazılarının İran’a düştüğünü” bildirdiler..” Gerçi bu haber daha sonra yalanlandı. Biz de inandık…
 
Tabii bu arada, Rus uçakları boş da durmadılar; bizim Türk uçaklarına kilitlendiler filan ama bizimkiler de bela filan aramak istemediklerinden “Angajman kurallarına, “ bu defa uymadılar. Ve Cumhurbaşkanımız Tayyip çok fena bir rest çekti. “İşlerimiz bozulur” demeye getirdi. Rusya bunu ister mi?
 
Hay Allah bu arada, Çin de işin içine katılmasın mı?
 
Hani bir zamanlar  Ukrayna’nın bir  “Varyag” gemisi vardı ya… Atadan dededen kalma… Elde avuçta bir şey kalmayınca Ukrayna’lılar o gemiyi satmak istediler de Çin buna alıcı oldu, onu boğazlardan geçirip Çin’e  götürücü olduda , Türkiye itiraz etti ya… “Bu uçak gemisine benziyor, imkanı yok geçirtmeyiz,,” falan deyip, taş koymak istedik ya! Sonra da Çin’liler “Vallah billah, bu Uçak Gemisi değil, kumarhane gemisi olacak,” deyip yemin billah edip, söz vererek (tabii bizi kandırarak) koca gemiyi alıp, Çin’e götürmediler mi?
 
İşte o gemi, o koca gemi (hani kumarhane olacaktı ya..) şimdi ağzına kadar silahlı bir Uçak Gemisi olarak Suriye’ye yanaşıyormuş ve Çin…
 
“Suriye Savaşı’nda ben de varım,” diyormuş ve IŞİD’i bombalamaya geliyormuş. 
 
Vay anam vay… Şu IŞİD’in başındaki belaya bak… Ama adamlar aldırmıyorlar… Kafa kesmeye, müze kapatmaya, kızları, kadınları cariye olarak satmaya devam (millet de buna alıştı mı ne?)
 
Şu Suriye’nin işlerine bakın. Tam bir Gayya kuyusu… Ver Allahım ver bombalar patlıyor; gökyüzünden bombalar yağıyor… Ve Müslüman müslümanı kırmak için hiçbir fırsatı kaçırmıyor. 
 
Şu Müslüman milleti… Hadi millet demiyelim, ümmeti, diyelim… Başı ne büyük belalarda olan bir cemiyetmiş (veya camia) Vah olsun, vahlar olsun insanları Müslüman olarak doğurana… Neler çekti bu Müslüman ümmeti, Afganistan’da, Pakistan’da, Irak’da, Suriye’de.. Dünyanın her tarafında… Başı resmen belada.. Müslüman mısın, tepenin üzerinde uçaklar ve  damında her an patlayacak bombalar…
 
Allah beterinden esirgesin. Bu Suriye’liler memleketlerini bırakıp, fellik fellik nasıl kaçmasınlar. Nasıl yeni bir ülke aramasınlar…
 
Ama biraz da “Kendim yaptım, kendim buldum,” dünyası değil mi?” 
 
Herkesin bu kadar silah sahibi olduğu ülkelerde, bir gün bu silahlar mutlaka patlar denmiyor muydu?
 
Alın işte size istemediğiniz kadar silah. Vurun, birbirinizi öldürün…
 
Biz de de silah çok moda ya.. Kalaşkinof’lar filan… Bir zamanlar (ve belki de her zaman)  özendirildi, millet silahlandırıldı. Rahmetli Turgut Özal bu işe çok hevesliydi…
 
Bazıları da kendini bir şey sandı. Ver yansın, önce nişanlarda, düğünlerde.. Sonra her yerde, dağda ovada  çatır çatır kullanmaya başladı. Balkonlarda filan masum insanları öldürmeye başladılar. Ama bir süre sonra… 50 bin insan öldükten sonra,,,
 
Aklımız biraz başımıza geldi. Şimdi…
 
“Artık silahları gömelim… Tek silah bile kalmayıncaya kadar…” filan gibi lafları eveleyip geveliyoruz da… Millet o silahlara nasıl sahip oldu , diye sormuyoruz.
 
Çünkü bu sorular abes… Çünkü bu soruların cevapları TIR’larla yurt dışına oluk oluk hoplayıp gitmişti…
 
Cevapları elbet bir gün bulunur ve verilir. Çünkü, soruların yanıtları, Firavunların mezarlarında bile olsa, bir gün faş edilir…Ve sahipleri, arşı alemde bile olsa, Divan’a davet edilir.
 
Silahlanalım, silahlanalım ha… Bunlardan kimler kazandı; kimler hala kazanır… Bunların hesapları  mahşerde bir gün görülür. İnşallah biz de görürüz..
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..