ABD-Türkiye İlişkilerinde Taraflardan Birinin Müttefiklikten Ayrılmak İstediği Gibi Bir Durum Var

Aksi halde yılların ortaklığı bu duruma gelemez. ABD’yi biliyoruz menfaatine uymayan dostluğu kaldırıp atar. Ya şimdi duygusal davranmayalım biz de biraz öyleyiz (Nerde Pakistan, nerede Azerbaycan)

Yani bugün yaşanan sorunlar mı ilişkilerimizi bu hale getirdi?

Öbür yandan dünya değişiyor (stratejik ortaklık, müttefiklik) bugün artık pek anlamlı değil. İlişkiler de büyük ölçüde bunlar üzerine olunca…

İki taraftan birinde (belki ikisinde birden) iki ülke arasında var olduğu söylenen ve bugün artık anlamsız hale gelen bağı koparma niyeti var ama doğrusu hangi tarafta olduğunu kestiremiyoruz.

Kim diğerinden kurtulmak istiyor, ABD mi Türkiye mi?

Peki bu yan çizme, geri adım, gelip gitme ve görüşmelerin anlamı ne?

Ayrılmak isteyen ABD ise, “Ayrılayım ama benim tarafımda olsun, Rusya’nın yanına (yani karşıma) geçmesin.

Türkiye’de artık dünyada kendisine yeni bir yer edinmek, yön çizmek istiyor. “İslam âleminin yanında yer alır” Asla; çünkü AKP’liler de “Başımda sarık olsun ama Paris’te oturayım” diyor.

Aslında işin Türkçesi Türkiye ABD olmak istiyor.

Ben ayrılmak isteyenin ABD olduğunu düşünüyorum çünkü ihtiyacı yok; artık İsrail, Mısır, Suudi Arabistan var. Hem halkının %80’i ABD’ye karşı olan bir ülkeyi ne yapsın.