Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '13

 
Kategori
Beslenme
 

Abur cubur yemeyelim, çocuklarımıza yedirmeyelim

Abur cubur yemeyelim, çocuklarımıza yedirmeyelim
 

Oğlan çocuk 3, 4 yaşlarında kadar vardı. Her sabah alışverişe gittiğim markette onlara rastlıyordum. Yanında babaannesi olduğunu çocuğun konuşmasından anladığım yaşlı hanımla her sabah markete geilyorlar ve alışveriş yapıyorlardı.

Son derece tatlı ve güzel oğlan çocuğu, hergün babaannesine aynı yalvarışı yapıyordu. 'Ne olur babaanneciğim, bir tane abur cubur alabilir miyim.' diyordu küçük oğlan. Babaanne ise marketin en gözle görülür yerinde konulmuş olan çikolata, gofret ve şekerleme standlarının önünde yalvaran çocuğu bu ürünlerin cazibesinden kaçırıp götürmek için dil döküyordu. Anladığım kadar ile yaşlı kadının çocuğa bu abur cuburları almama nedeni maddi yükü değildi. Sanırım çocuğun anne babası sabah işe giderken bıraktıkları çocuk için 'sakın abur cubur yemesin' uyarısında bulunmuşlardı.

Ben her sabah alışverişimi biraz uzatarak bu zorlu mücadelenin sonunu bekliyordum. Nasılsa evde bekleyenim yoktu ve işim de fazla değildi. Dolayısı ile bana çok eğlenceli gelen bu diyalogu seyretmeyı tercih ediyordum.

Çocuk ile yaşlı kadının zorlu mücadelesi çocuğun galibiyeti ile sonuçlanıyordu çoğu kere. Ben hiç büyük annenin bu oyunu kazandığını görmedim. Nihayyet bir tanecik torununu kıramayan yaşlı kadın 'Bir tane abur cubur alacaksın ve ancak yemekten sonra yiyeceksin.'diyerek bu savaşı sonlandırıyordu.

İşte o zaman küçük oğlanın muzur gıdaların standı önünde tercih savaşı başlıyordu. Bir tane alabilirdi. Önce çikolatalara uzanan eli bir çikolatayı sepete koyuyor, biraz daha düşündükten sonra sepette patlıcanların, domateslerin arasında farklı bir asaletle duran çikolatayı sepetten alıp rafa geri koyuyordu. Bu sefer bir gofret sepete diğer yiyeceklerin yanına kuruluyordu. Ama gofret daha bu sepetteki yerine alışamadan hemen bir kramalı bisküvit ile yer değiştiriyordu. Sonunda babaanne artık marketten gitme zamanının geldiğini söyleyerek küçük oğlanı uyarıyor ve o anda sepette ne kaldı ise acele ile çocuğun o günkü abur cubur talihlisi olarak evin yolunu tutuyordu.Belki de eve bile gidemeden daha marketten çıkışta çocuğun midesini boyluyordu.

Günlece seyrettiğim bu gösteri bu minvalde devam etti , gitti.Babaanne de , çocuğun ebeveynleri de şekerli, katkı maddeli, süslü gıdaların çocuğa zararını biliyorlardı ama sonucu engelleyemiyorlardı. Oysaki şeker hastalığı gibi , obezite gibi bir çok illetin temelleri daha küçük yaşta atılıyordu.

Bugünlerde günlük gazetelerin birinde okuduğum bir haber aklıma yıllar önce markette günlerce izlediğim bu diyalogu getirdi.

Haberde hamilelikleri sırasında abur cubur ve işlenmiş gıda tüketen anne adaylarının sadece kendilerine değil, doğmamış bebeklerine de zarar verdiklerini yazıyordu. Avusturalya'da yapılan bir araştırmaya göre, bu tip beslenme, anne karnındaki bebeğin beyninde birtakım kimyasal değişikliklere yol açıyormuş. Bu da ilerleyen yıllarda o bebeğin abur cubura yatkın bir yetişkin olmasına sebep oluyormuş.

Araştırma belki doğru, belki yanlış. Zira yapılan bir çok tıbbi araştırmanın ne kadar yanlış olduğu daha sonraki yıllarda ortaya çıkıyor ve bizler yanlış bilgilendirme neticesinde bir çok gıdayı yemiyoruz veya fazla yiyoruz.

Ama hepimizin bildiği ve kabul ettiğimiz şekerli, boyalı gıdaların çocuk beslenmesindeki zararı. Ayrıca aynı gıdalar büyükler içinde zararlı olabiliyor. Tabii fazla tüketildikleri takdirde. Zira bir parça çikolatanın da sağlığa faydaları olduğu geçenlerde okuduğumuz haberler arasında idi.

Ne yapalım çocuklarımıza fazla abur cubur yedirmeyelim.Biz de fazla yemeyelim.

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..