Aç… Aç… Aç…

Eskilerden bir zamanlar sinemaya gittiğinizde, filmin bir yerinde dansöz oynamaya başlar, tam o sırada ön sıralardan da sesler yükselmeye…

<ı>“Aç… Aç… Aç…”

Abi… Film seyrediyorsun film… Sinemadasın, dansöz seni duyuyor mu ki <ı>“Aç… Aç… Aç…” diye bağırıyorsun?

Aslında o da biliyor duymayacağını, ama olsun yine de bağırıyor… İçgüdüsel…

Ya da bir gurup Anadolu turnesine çıkmış, programın da bir yerinde bu kez <ı>“Canlı” dansöz var, çıkmış sanatını icra ediyor. Bu kez arka sıralardan gelir sesler…

<ı>“Aç… Aç… Aç…”

Abi… Nesini, neresini açsın, zaten açmış açacağı kadar…

Ama olsun, yine de <ı>“Aç… Aç… Aç…” diye sesler yükselir. İsterler ki açabileceği en son noktayı da açsın. Açınca görmek istediği yer de bellidir zaten…

Millet olarak <ı>“Toprak”ımızda var mıdır acaba bu içgüdü?...

Hani şu sıralarda gündemimizi hep <ı>“Açmak” fiili oluşturuyor ya… En başında da <ı>“Kürt açılımı” var…

Hep beraber tempo tutuyoruz <ı>“Aç… Aç… Aç…” diye. Ancak bu kez <ı>“Görmek istediğimiz en son nokta” konusunda çeşitli farklılıklar var.

Daha doğru bir ifade ile <ı>“Gereken açtırma” sağlandığında, neyi görmek istediklerini bir türlü bilmedikleri ortada. Çünkü <ı>“Aç… Aç… Aç…” diye tempo tutanlar ile <ı>“Açalııııım…” diye avaz avaz bağıranlar, açtırıp da görmek istedikleri şeyin ne olduğunu net olarak ortaya koymuyorlar.

Oysa <ı>“Canlı dansöz”e <ı>“Aç… Aç… Aç…” diye tempo tutanların <ı>“Açtırmak” istedikleri son nokta apaçık ortadadır, ama bugüne kadar hiçbir yerde bir türlü <ı>“Açtıramamış”lardır.

<ı>“Kürt açılımı” nedir? Bundan amaçlanan nedir, bunu bilmek istiyorum. Net ve en anlaşılır biçimde, kıvırmadan, dosdoğru.

Örneğin ben, net bir şekilde ifade ediyorum…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne <ı>“Vatandaşlık bağı” ile bağlı olan herkes, her konuda ve platformda eşittir… Kimsenin, diğer bir kimseye üstünlüğü yoktur. Bu da bugüne kadar anayasa ve yasalarla sağlanmıştır, varsa eksiklikleri, bu çerçevede gereği yapılır.

Başka?...

Başka görmek istediğiniz ne ise onu da bu konuda <ı>“Aç… Aç… Aç…” diye tempo tutanlardan dinleyelim…

Siyasi iktidarın bu konuda net bir düşüncesinin olmadığını görüyoruz… Görmek istemeyenler var sadece. Örneğin, ABD, kendi ülkesinde DTP’nin <ı>“Temsilcilik” açmasına izin vermiş.

Bun anlamı ne?

Ya da başka şekilde soralım…

DTP, Amerika’da temsilcilik açmak istemiş… Bunun anlamı ne?

<ı>“Kürt açılımı” adı altında bu ülkenin üzerinde oynanmak ve varılmak istenen en son noktayı bizler çok iyi biliyoruz. Eveleyip gevelemeyin, açıkça ifade edin…

Çünkü bu konuda göreceğiniz en son şey ananınızın <ı>“Öreke”sidir…[1]

Öncelikle bizden bir <ı>“Açılım” bekliyorsanız, göreceğiniz <ı>“Nokta” da çok hoşunuza gitmeyebilir…

Bilesiniz…

<ı>08 AĞUSTOS 2009