Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Temmuz '10

 
Kategori
Güncel
 

Aç, açım, açılım

Aç, açım, açılım
 

Başlıktaki söz dizimi bize bir süreci özetlemektedir. Cumartesi günü Hakkâri’de verdiğimiz 11 şehitten sonra gündem tekrar içe dönmüştür. Şimdilik İsrail, Amerika, AB, konuşmuyoruz şu anda onların taşeron örgütü hakkında konuşuyoruz; geçen 26 yılda yaptığımız gibi Unutulanların dışında yeni bir şey yok.

Milletimizin gündeminde artık çözüm yolları konuşulamaya başlandığı vakit Tayyip Erdoğan ortaya sihirli bir çubuk gibi çıkarak oraya buraya dokunmaya başladı. Bu çubuğun marifetlerinden biri sırasıyla Güneydoğu açılımı, Demokratikleşme, Kürt Açılımı, Kardeşlik açılımı, Milli birlik ve beraberlik açılımı yapmaktı. Fazla açmaya gerek yok hepsi aynı kapıya çıkmaktadır.

Ne çıktı bu açılımdan?

Aç olan insanları doyurmak mı? Hayır. Bölgedeki toplumsal sorunlara bir derman mı? Hayır. Peki, ne çıktı? Ülkemize gelen teröristleri devlet eliyle karşılama, şehitlere kelle, şehit cenazelerinde terörü lanetleyenlere yaygara yapma uyarısı, basına şehit cenazelerini vermeyeceksiniz telkinleri, Barzani’ye devlet ağırlamaları, kendisine başkan diye hitaplar ve en önemlisi PKK’ya zaman çıktı bu paketten.

Bu paketi siyasi liderler nasıl yorumladı?

Cumhurbaşkanı tarihi bir fırsat dedi. Cumhurbaşkanlığı demedim çünkü orası saygın bir üst kurumdur. Cumhurbaşkanlarımız tablolarında kendisinin yeri siyah bir fotoğrafla temsil edilecektir. Başbakan, kimsenin yapamadığını biz yaptık dedi. Evet doğrudur. Hiç kimse terörle bu kadar iyi anlaşmadı, hiç kimse Türk kavramını bu kadar yerden yere vurmadı. BDP beklentilerimiz karşılanmadı dedi. BDP’nin açıklamalarını insan dinleyince sanki TSK, PKK lılara saldırdı, öldürdü izlenimine kapıldım. Sanki ülkede her şey güzeldi, TSK bunu bozdu. Bahçeli PKK açılımı dedi. CHP bu işin yanlışlığını vurguladı ancak yeni yönetim vatandaşlarımızın zihninde yer edebilecek bir politika üretmedi.

Terörün üstüne gittiğimiz her dönem siyasiler tarafından kesintiye uğramıştır. Şunu belirtmek gerekir ki teröre karşı en etkin mücadele 91-92 döneminde verildi. O dönemin komutanları terör örgütünde bende olmayan silahlar vardı diyor, 2 km öteden vurabilen silahlar vardı onlarda benim elimdekiler 600m yi vuruyor diyordu.

Yine o dönemlerde verdiğimiz çok sayıda şehit olayından sonra Turgut Özal olay yerine gidiyor. Komutanların bize sınır ötesinden saldırıyorlar, sınırı geçmemiz lazım laflarına devlet bir irade gösteremiyordu.

2007 yılındaki sınır ötesi harekatta da devlet şehitlerden sonra vatandaşların neler oluyor tepkinsi dindirmek için ve popülizm uğruna sınır ötesi harekat düzenliyor ancak Amerika’dan eli alçılı olarak gelen Savunma Bakanının ülkemizde yaptığı görüşmelerden sonra büyük bir kararlılıkla başlayan harekat Genel Kurmay başkanının ve Başbakanın zafiyeti yüzünden tamamlandı gibi gösterilerek yarıda kesilerek çıkılmıştır. Zaten yabancının istihbaratıyla yapılacak bir harekâttan hayır beklenemezdi.

Peki nasıl çözülmeli bu sorun?

Şunu bilmek gerekir ki; bu terör sorunundan öte ülkenin parçalanması sorunudur.

Öncelik TSK’nin yöntem değiştirmesidir. İstihbarat öncelikli amaç haline gelmeli. Ancak AKP hükümeti tarafından değiştirilen OHAL yasasıyla istihbarat kesilmiştir çünkü ajanlar, terör örgütü içindeki bazı kişilere para vererek istihbarat sağlıyordu.

Savaş tekniği değişmeli. O bölgeye 6 aylık asker gitmeyecek, 1 yıl boyunca hem gönüllü askerlerden hem de komandolardan oluşan geniş ve teknolojik teçhizatlı birliklerle bölgede teröristin yaşadığı gibi yaşanılacaktır. Dağları, ovaları bilerek mağaralarda yaşayarak örgütün bağlantı yolları kesilir, sığınakları bulunup temizlenir. Bunun için Amerika’ya ve onun gereksiz istihbaratına da gerek yok, terörün çözümü için Barzani’ye yalvarmaya da gerek yok.

Bu arada siyasal iktidar da terörün finansman ve lojistik desteğinin kesilmesi için yabancı ülkelere karşı kozlarını oynamalı. Terör belirli bir noktaya indirildiği vakit artık oradaki halk için toplumsal önlemler alınmalı, refah düzeyi ülke ile birlikte arttırılmalıdır.

Bunları yapabilen insan gerçekçidir, cesurdur, vatanseverdir, ülkesine ve milletine gönülden bağlı bir insandır. Bazılarına göre de Ergenekoncu, faşisttir, ırkçıdır.

ÖZGÜR YALÇIN

 
Toplam blog
: 26
: 946
Kayıt tarihi
: 22.06.08
 
 

Ben ÖZGÜR YALÇIN. Kimya Mühendisiyim. Siyaset, Politika, Bilim alanlarında bilgi edinmeye ve bunu..