Acaba, Ukrayna yeni bir devrim mi yaşamakta?

Ukrayna yeniden karıştı. 21 Kasım günü parlamentonun Avrupa Birliği ile “Ortaklık Anlaşması”nı reddeden kararı milleti yeniden sokaklara döktü. Bu ülkede yeni bir devrim çok büyük olasılık. Herhalde, artık parlamento kararından hemen sonra vatandaşların sokağa dökülmesi, Pazar günü ise tam da yüz bin kişilik itiraz mitinginin düzenlenmesi ülkenin sükunetinin bozulması anlamına gelebilir. Hele polisle vatandaş arasında çıkan arbadeleri de eklersek sahne tam aydın olur.

Ben 2004 Turuncu devrimi zamanı Ukrayna`da, hem de devrimin tam da ortasındaydım. Hatırlıyorum, insanlar günlerle değil, aylarla başkent Kiyev`in Bağımsızlık meydanında (Ukraynalılar buraya kısaca “Maydan”, tam olarak “Maydan nezalejnosti” diyor) yatıp kalkıyordu. Bir uluslararası teşkilatın daveti üzere ben de uzun süreli gözlemci olarak Ukrayna`daydım. Kiyev`den 200 km aralıkta yerleşen Çerkassı vilayetinde koordinatör olarak çalışıyordum. Vilayette devrim işleri, seçim gözlemciliği bana aitti. Yerli bir eleman yardımcımız da vardı. O bizden farklı olarak çoğu zaman devrimin sonuçlarına güvenmese de biz ülkede devrimin mutlaka olacağını söylerdik. Adam şaşırır şaşırır dururdu. Ve yüzümüze bakarak, “yahu, siz bir Ukraynalı`dan daha fazla çalışıyorsunuz bizim için” derdi.

Biz aslında tarafsız gözlemciydik. Hem de uzun süreli. Ben kendim tam iki buçuk ayımı Çerkassı vilayetinde ve Ukrayna`da geçirdim o zaman. Ara sıra Kiyev`e gelir, gereken talimat, para, malzemeleri alır ve geri dönerdik. Hem de yaptığımız işler ve gözlemlerimiz hakkında Kiyev`de rapor vermemiz gerekirdi.

2004 Turuncu devrimi zamanı biz başka vilayetlerdeki arkadaşlarımızla birlikte gerçekten Ukrayna`nın kaderini halledecek işler yaptık. Seçim gününde ise 30 kadar kısa vadeli gözlemci bize katıldı. Benim vilayetime Kırgızistan`dan bir heyet gelmişdi o zaman. Çok da sevdik bir birimizi. Çünkü onlar da benim gibi Türktüler. Hem de işlerini vicdanla, en yüksek düzeyde yaptıkları için sevdim onları.

Evet, biz 2004 Ukrayna`sında başarılı olduk. Eski dönem kapandı, yeni Cumhurbaşkanı görev başına getirildi. ABD yanlısı Viktor Yuşenko isimli yeni cumhurbaşkanı, aslında bana göre, hiç yakışmıyordu görevine. Ben orda olduğum zaman arkadaşlara da söylerdim ki, adamın karizması yok, liderlik özellikleri çok düşük ve bir de etkin konuşma yapamıyor mitinglerde. Ama ABD ve başka uluslararası aktörler her ne sırsa bu adamı destekliyor. Ve biz de onun cumhurbaşkanı seçilmesi için gereken ortamı sağlamakla görevliydik.

Yuşenko cumhurbaşkanı seçilirken ben, bu adamın ülkeyi ileri götüremeyeceğini de söylemiştim. Gerçekten öyle oldu. Çünkü bir tarafta çökmüş ekonomi, diğer tarafta da Rusya`nın açık desteğini almakta olan çok güçlü rakip – şimdiki cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç vardı. Hele hele Rusya`nın da durmadan ortalığı karıştırdığını eklersek…

Evet, Yuşenko başaramadı, 2. dönem cumhurbaşkanlığını da kazanamadı ve Ukrayna Batı yönlü siyasetten vazgeçerek yeniden Rusya`ya doğru yön aldı. Şimdi Avrupa Birliği ile “Ortaklık Anlaşması”nın da reddedilmesi işte o günlerin başarısız siyasetinin sonucudur. Ama halk da vazgeçmeyeceğe benziyor. Bakıyorum, bir günde meydan dolmuş taşmış, ardından da Batı`nın gizli ve açık desteği gelirse, Ukrayna yeni bir devrim yaşayabilir demek.

Bekleyecez, bakıcaz. Şimdilik yalnız bir şey kesindir: Rusya kolay kolay vazgeçeceğe benzemiyor demek ki.

Rusya`nın amacına gelince, asıl amaç Ukrayna`yı Rusya önderliğinde Gümrük Birliği ve Avrasya Birliği`ne almak. O yüzden ülke karışıyor…