Acaba biz tinerci bir gençlik mi istiyoruz?

Günlerdir şok içindeyim...  ''Artık beni hiçbir şey şaşırtamaz bu ülkede!'' derken, bir gelişme(!) daha yaşandı maalesef... Dindar Gençlik... Başbakanımızın ''Dindar Gençlik'' polemiği, elbette ki sadece benim aklımı başından almadı. Pekçok gazeteci ,köşe yazarı ve televizyoncu milletinin de alayını birbirine kattı. Aslında başbakan başta olmak üzere, hükümetin bütün kanadının böylesi bir niyette oldğu aşikardı. Yaklaşık 11 yıldır devam eden iktidarın heves ve gayretleri hep bu yöndeydi, yani bunu yeni anlamadık. Sadece, düşüncelerin seslendirilince karşınızda somut bir hal alması insan bünyesinde az da olsa bir travma yaratabiliyor. Parti'nin en son seçim kampayasında  durumumuza ''cuk'' oturan bir sloganı vardı ya hani ''Hayaldi, Gerçek Oldu!'' kulağıma birden o slogan çalınmaya başladı. Daha Allah bilir ne tür hayaller gerçek olacak merakla bekliyorum!!! Fikrin özüne indiğimizde göze batan bir şey varmış gibi durmuyor esasen. Ancak gençliği bu şekilde katagorize ederek, gidilecek yönü işaret etmek de bana pek demokratik bir hareketmiş gibi gelmiyor. Vicdani özgürlüğü baskılamak bizler gibi yetişkin kuşakların ve tabii ki devletin işi olmamalı. ''İdeallerden uzak bir gençlik yetişiyor, eyvah!'' diye naralar atarken ülkenin sahil şeridi, sanırım diğer kesimler çoktan kendi idealleri ve görüşleri doğrultusunda yol almış gidiyorlar. Eğitim camiasının çoğunun bildiği gibi, iktidara bağlı olan belediyelerin açtığı bir takım ücretsiz(!) kurslar var ve anlaşılan o ki bu dershanelerde daha ilköğretim seviyesindeki çocuklara dini içerikli kitaplar veriliyor. Mesele burada başlıyor,  çünkü fikri anlamda henüz gelişmemiş çocuklara bu kitaplar dayatılıyor. En azından ne okumak istedikleri sorulabilir.). Şaşırtıcı olan ise, bu öğrencilerin ailelerinin hiçbir tepki göstermemesi. Anlıyorum, bu öğrenciler maddi açıdan zayıf öğrenciler ve güç bela bu ücretsiz kursa çocuklarını yazdırmışlar ama farkında olmak istemedikleri bir gerçek  var, o da dini ve vicdani eğitim asıl ailede verilir. Ailelerin bu ''Ver kurtul!''anlayışına isyan etmemek elde değil. Kaldı ki halihazırda çeşitli isimlerle ülkenin her yerinde takır takır çalışan,  dindar yönetimli bir deshaneler grubu var. Bu yeterli gelmiyordu da bir de gariban halkın üzerinden, onlara tercih hakkı tanımadan, bir yaptırım uygulanıyor? Gerçi öğrendiğimiz  kadarıyla gençlerin dindar olmak dışında tek bir alternatifleri var;TİNERCİ OLMAK!