Acaba ünlü piyanist Fazıl Say'ın bir bildiği mi var?

Ünlü piyanist Fazıl Say geçen günler de ne demişti.

"Tüm bakanların eşleri türban takıyor. İslamcılar güç kazandı. Türkiye'den ayrılmayı düşünüyorum."

Herhalde aklı basında olan bir kişi bu cümleyi sarfetmez. Ancak Sayın Say bir şeyler sezinliyor ki bu cümleleri sarfetsin. Demek ki ben de Sayın Say ile aynı düşünceleri paylaşıyorum ki ılımlı bir cumhuriytin kurulabilabilecğini yazabiliyorum. Ama ben sırf bunun için ülkemi terk etmem. Eni sonunda mücadele eder, bu sayfalar da İslamcılara karşı düşüncelerimi dile getiririm.

Evet, bana göre de İslamcılar kazandı. İslamcı demeyim de içlerin de elbette cumhuriyetçi yandaşlar da vardır. Onlar daha neyin olacaklarından farkında değillerdir. İslamcı partinin amaçlarını tek, tek belli etmişken yine onlar bütün ikazlara rağmen oylarını o parti yönüne doğru kullanmışlardır. Ve İslamcı partinin kuvvetlenmesinde ve ses çıkartmasında büyük rol oynamışlardır.

Bugünler de Türkiye'de bir şeyler oluyor. Eminim ki çaresini bulurlar.

Ben de zaman, zaman tehlikenin var olduğunu muhtelif defalar bloglarım da yazdım ve nihayetinde de o İslam kesimin yandaşlarından türbanlı bir okuyucumdan eleştiriler aldım. Kendi kendime sordum. Moralini bozma Ahmet. Elbette eleştiri alacaksın diye ve sonunda da kendilerine de gerekli cevapları verdim.

Şöyle bir izlenimim var. Bu İslam partisine oy veren büyük bir çoğunluğu Atatürk’ün kurmuş olduğu cumhuriyet rejiminin kesinlikle kalkmayacağı görüşünü taşımaktadır diye.

Yüzyıllarca bu ülke ta Osmanlı İmparatorluğundan, Selçuklulardan bu yana Müslüman’dır. Yaşadıkları ve inançları doğrultusunda bayanlar yüzlerini ve vücutlarını peçelerle kapatmış ve hatta ikinci bir vatandaş olarak hep erkeklerin arkalarında yer almışlardır. Ne zaman ki anayurdumuz olan Anadolu’dan düşmanlarca kovulma durumuna gelince bizleri ayakta tutan bir lider ortaya çıkmış, Mustafa Kemal Atatürk. Daha soyadı kanunu çıkmamış haliyle Gazi Mustafa Kemal Paşa hasretleri girmiş olduğu istiklal savaşında ne zor şartlar altında mücadele ederek düşmanları yurdumuzdan kovmuştur. Şanlı ordumuz düşmanları yurdumuzdan kovarken yalnızca erkekler cephede savaşmamış kadınlarımızla cephe arkasında, başlarında erkek olmadan yine zor şartlar altında dağları aşarak cephede savaşan kahraman askerlerimize cephane taşımıştır. Yine o fedakâr kadınlar askerlerimize ayaklarına çarık, üstlerine elbise dikmişlerdir. Namlunun içine yerleştirecek kurşunlar yapmışlardır.

Savaş kazanıldıktan sonra da Gazi Mustafa Kemal Paşa hasretleri Türk kadınının bu fedakârlığını unutmamış ülkeyi medeni ülkeler seviyesine yükseltmek için bazı devrimler yapmak zorunda kalmıştır. Kaldı ki o fedakâr Türk kadını hep erkeklerin arkasında kalmış, başlarını örttüğü peçelerle (bir nevi türban da diyebiliriz buna) toplumda ikinci bir vatandaş olarak söz sahibi değillerdi. İşte o fedakâr Türk kadının topluma kazandırmak ve söz sahibi yapmak için peçeleri ortadan kaldırıp başlarını açmasını sağlamıştır. Bunla da kalmamış seçme ve seçilme hakkını veren dünyada ilk lider olmuştur.

Başlarını inanç doğrultusunda kapatan o kadınlarımıza sormak lazım. Sizler Atatürk’ün yapmış olduğu bu rejimden önce ki kadınlara mı özeniyorsunuz da onun için mi türban takıyorsunuz?

Yoksa rahatlık ve topluma sahip olmak mı size dokundu?

Ya da sizi türban takmanız için zorlyan birleri mi var?

Atatürk kadını bu değildir.

Bugünler de Atatürk’e olan saldırılar artmakta ve onun sanata verdiği değer maalesef yok edilmeye çalışılmaktadır. “Sanatı olmayan bir ülke damarlarından beri kopmuştur” deyimi sizce neyi hatırlatıyor.

Sayın Say’da herhalde bir şeylerin olacaklarından hissine kapılmış olmalı ki söylediği söz Türkiye’de bir şeylerin olacaklarının habercisi olmaktadır.

Herhalde ılımlı İslam cumhuriyeti mi geliyor? Ya da şeriatta mı?

Bir hatırlatma.

Önümüz Kurban Bayramı. Ne yapacaktık. Kurban derilerimizi THK’na bir makbuz karşılığında bağışta bulunacaktık. THK’na yangın uçağı alabilmek için cep telefonlarımızda ki tüm operatörlerin faturalı hatlardan “3919” numaraya “YANGIN” yazıp mesaj yolu ile göndermeniz yeterli olacaktır. Bedel 6 YTL’dir.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=66433

Neşe Evrim hanımefendinin “Anadolu’da bir kızım var öğretmen olacak” projesine destek olalım.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=45243