Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '08

 
Kategori
Güncel
 

Açalım bakalım yelpazelerimizi…

Açalım bakalım yelpazelerimizi…
 

Döngüde olan atlara, at gözlüğü diye tabir edilen gözlükler takılır, amaç, etrafı görmesinler, sürekli gittiklerini zannetsinler diyedir, öğütülürken dibekte buğdaylar…

O gözlük olmaz ise, atlar bile neden dönüp duruyoruz biz bu merkezde diye düşünmeseler bile, ki belki de onlar bile düşünebilirler, gözleri etrafa kayar…

Başka alanlar da var!..

Koyunların da içgüdüsel yanları vardır, bireysellikleri yoktur ve sürü halinde dolaşmak kendilerini en iyi ifade tarzlarıdır…

Öylelikle, var oluşlarının amacını yerine getirirler…

Bitkiler, tüketilmek için var olduklarını, bir şekilde bilirler…

Tüketildikleri sürece, amaçlarına hizmet etmektedirler…

İnsanların var oluşunun, diğer bitki ve hayvanlara göre içgüdülerinin yanı sıra tercih ve akıl bahşedilmelerinin nedeni nedir ki?

Birbirinizi tüketin diye mi?

Yok canım, öyle olsa, hayvanlarla sınırlı kalırdı evren…

Ya da Yaradan!

Yetmemiş bir şeyler ki, yaratılmış insan!...

Mutlaka bir farkı olması gerek, bu bağlamda insanın hayvandan!

Neden var olduğunuzu düşündünüz mü arkadaşlar?

Neden var ettiğinizi nice nesilleri?

Sürü iç güdüsüyle mi doğurduk çocuklarımız, hayvansal dürtülerle mi?

Dişilik içgüdüleriyle mi, soy yürüsün kaygılarıyla mı?

Toplumsal gereklilik nedeniyle mi?

Bireysel egolarımızın tatmini mi söz konusuydu yoksa?

Ya da evrensel bir döngü mü?

Neden var olduğumuzu bildiğimizde ancak, ne istediğimizi anlayacak, ne istediğimizi anladığımızda ancak, tercihler yapılacak!...

Sürüden bir koyun kaybolmuş… Ah… Ne olmuş… Bilmem kaç liralık değer yok olmuş…

Bir insan yok olmuş… Kaç kuruşluk… Kime hizmet etmiş… Yok olma nedeni neymiş…

Kaç kişi sormuş… Kaç kişi önemsemiş…

İnsan mı, memlekette bunlardan çok var!..

Aman… Bana dokunmasın yılan…

Bu nedenledir ki, önemli birinin bir yakını öldüğünde, esrardan da olsa, ağıtlar yakılır, açlıktan ölen gariban için, ne bir satır yazılır…

Bireyselliğini, insan varlığını anlamadan, klişeleşmiş geleneklere, din ötesi yaptırımlara, bunlardan doğan toplumsal yargılara gözlükleri çıkarmadan, sürüden ayrılmadan vakıf olmak, yelpazeyi geniş tutmak, geniş tutup da, başka alanlar, başka var oluşlar, başka gerçekler olduğunu görmek mümkün değil!..

Sürü içgüdüsüyle yaşamlarına devam eden arkadaşlar, sürüden bir şekilde koparıldığınızda, kendi isteğiniz olmasa da, inanın çobanlarınız aramayacaklardır sizi…

Kaç kuruş ettiğinizle orantılı, üç kuruş için, üç yüz kuruşu riske sokmayacaklardır…

At gözlüğü takanlar, aynı yerde dönüp durduğunuzu, insan yetileriniz olduğu takdirde, ama üç tur, ama yirmi beş anlamanız muhtemeldir… Anlamanız da beklenir…

Yelpazenin, bir şekilde genişlemesi gerekir!...

Genişlemiyorsa…

Aynı dibekte dönüp dolanmaktan yakınmak da yaraşmaz zaten size!...

Ne diyeyim… Yine de… Allah kolaylık versin size…

Allah bile demişken, son kitapta, kendinizi zamana uydurun, yani gelişin, yelpazenizi geniş tutun, buna rağmen nerede at gözlüklerim, nerede semerim.. Nerede sürüm…

Diyorsanız eğer…

Bahşettim işte sana akıl, kullanmayıp, vermediklerimle eş tuttuysan kendini, benim değil, bu senin ayıbın diye bir yanıt alınabilir en sonunda…

Kim bilir….

Gülgün Karaoğlu

Mart,17/08

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..