Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '08

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Acarlar Gölünü kurutmak mı kurtarmak mı?

Acarlar Gölünü kurutmak mı kurtarmak mı?
 

Acarlar Gölü, Kaynarca-Karasu, Sakarya


Sakarya’nın kuzeyinde, iki komşu ilçe Kaynarca ve Karasu’nun ortasında kalmış bir doğa harikası. İğneada longozundan sonra Türkiye’nin ikinci en büyük subasar ormanı olan Acarlar Gölü dünyada çok az rastlanan bir ekosisteme sahip olmasının yanı sıra nadir su bitkileri ve kuş türlerine de ev sahipliği yapıyor.

Şehrimizin eşsiz doğal mekanlarından biri olan Acarlar Gölü ne yazık ki bugüne kadar hak ettiği ilgiyi göremedi. Kuşların göç yolu üzerinde bulunan ve her göç mevsiminde birbirinden etkileyici çok sayıda kuş türünü ağırlayan bu subasar ormanına hem yöre halkının hem de resmi makamların gerekliyi ilgiyi göstermemiş olması hem üzücü hem de düşündürücü. Son dönemde Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumunun (TÜRÇEK) yaptığı çalışmalar hepimizi umutlandırdı. İngiltere’nin Ankara Büyükelçiliği ve çeşitli kuruluşların desteğiyle yürütülen bu çalışmalar neticesinde yöre halkının göle daha farklı bir gözle bakmaya başladığını söyleyebiliriz.

Ocak ayında Kaynarca ilçesinde düzenlenen “Sanayileşme ve Çevre Bilinci” konulu panel de insanlarımızın çevresel konulara daha bir hassasiyetle yaklaşmasına katkıda bulundu. Bu panelde Türçek Sakarya temsilcisi Pınar Akyüz nasıl bir değere sahip olduğumuz konusunda bizleri bilgilendirmiş ve göle verilen zararlarla ilgili üzüntülerini dinleyicilerle paylaşmıştı. Ağaçların kesildiğini, gölün bir kısmının kurutularak tarım arazisine dönüştürüldüğünü ve bilinçsizce yapılan avcılığın olumsuz etkilerini duyunca çok üzülmüştük. Bölge insanı olarak Acarlar Gölünü yeterince tanımıyor, bilmiyoruz bu yüzden çevre bilincinin oluşturulması için ilgililerin daha da fazla gayret göstermesi gerekiyor.

Geçtiğimiz hafta Sakarya İl Danışma kurulu toplantısına katılan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen’in Acarlar Gölünün milli park olacağını söylemiş olması bu subasar ormanın geleceğinden endişe duyanları ümitlendirdi. Konuşmasında bu bölgeye çok sayıda yerli turistin çekilebileceğini belirten Sayın İsen’in gölün etrafındaki bölgede sanayi yatırımı yapılmamasını istemesi sanırım bazı siyasilerin tepkisini çekti. Sayın İsen’in bu görüşlerine katılmayan, bölgede sanayi yatırımlarının önüne geçilmemesini isteyen görüşler basına çıktı. Sayın İsen’in doğup büyüdüğü topraklara olan bu ilgisinde ben bir yanlışlık göremiyorum. Sayın İsen ilinin sorunlarına sahip çıkmakla hata mı ediyor? Arkasını dönüp görmezden gelseydi daha mı iyi olurdu? Bulunduğu konumu ilimize yeni güzellikler katmak için kullanıyor. Böylesi bir tavır ancak takdirle karşılanabilir.

Acarlar Gölünün milli park olmasına sanayi yatırımlarının engelleneceği düşüncesiyle karşı çıkıldığını görüyoruz. Sanayi yatırımlarını dört gözle bekleyen ilçelerden biri de Kaynarca. İlçeye hayat veren entegre tavukçuluk tesisinin iflası sonrasında ilçe iktisadi manada ciddi zarar gördü. Bu fabrikada bir dönem 600’e yakın işçinin çalıştığı düşünülürse zararın ekonomik boyutu hakkında bir fikir edinilebilir. Bu işletmenin çeşitli ihtiyaçlarını sağlayan esnafın, tavuk üreticilerinin ve nakliyat sektörünün iflas sonrasında ne denli zarar gördüğü farklı bir yazının konusu. Sanayi yatırımlarının engellenmesinden en çok rahatsızlık duyacak ilçelerden biri de ekonomisi ciddi bir durağanlık yaşayan Kaynarca ilçesidir.

Tüm bu ekonomik sıkıntılara rağmen yine de sanayi yatırımlarının hayata geçirilmesinde çevresel etkilerin de göz önünde tutulmasının doğru olacağı kanaatindeyim. Zenginleşen bölge halkının bir taraftan da zehirlendiğini, sağlığını yitirdiğini görmeyi hiçbirimiz istemeyiz sanırım. İlimizin en güzel doğal zenginliklerinden biri olan Acarlar longozunun hemen yanı başına sanayi tesislerinin kurulması çok yanlış olacaktır. Böyle bir yolun tercih edilmesi gölün kurutulmasına, yok edilmesine giden süreci hızlandıracaktır. Doğal dokuya zarar vermeyecek şekilde yapılmış bir sanayileşme planı yörenin refah düzeyinin artmasına çok olumlu katkıda bulunacağı gibi diğer taraftan da yaşanılabilir, sağlıklı bir çevrenin elimizden uçup gitmesine de mani olacaktır.

İktisadi manada gelişme göstermiş bir bölgede insanların gezip, stres atabileceği bir milli parkın olması fikrinde bir yanlışlık olduğunu sanmıyorum. Ayrıca böyle bir projenin sağlıklı bir şekilde hayata geçirilmesi bölgeyi pek çok insanın uğrak yeri haline getirebilir. Acarlar Gölünü her ne kadar bugüne kadar ihmal etmiş olsak da bölgemizin bir değeridir, sahip çıkılmalıdır. Gölü kurutmayı değil, kurtarmayı düşünmeliyiz. Acarlar Gölü ve Şeyh Müslihiddin camisinin Sakarya gezi parkuruna dahil edilmiş olması da ayrıca sevindirici bir gelişme. Dileğimiz Acarlar Gölüyle ilgili milli park projesinin bir önce hayata geçirilmesi.
 
Toplam blog
: 24
: 860
Kayıt tarihi
: 01.11.06
 
 

1977 yılında Sakarya'nın Kaynarca ilçesinde dünyaya geldim. 1998 senesinde Yıldız Teknik Üniversites..