Acele işe şeytan karışır…

Atilla Kıyat paşa bunca yıl durdu durdu ve bir gün kendisine aniden bir gökten bir vahiy geldi sanki ve benim de dinlediğim bir oturumda “ 1993-1997 yılları arasındaki faili meçhul cinayetler devletin bilgisi dahilinde işlendi” mealinde bir söz söyledi…. Şimdi zamanlama olarak düşündüm paşa acaba neden bunca yıl bekledi? Basınla yeni haşır neşir olmuyor, bunu daha önceden biliyor idiyse neyi bekledi? Düdük neden şimdi çalındı? Bu düdüğü kim veya kimler üfledi? Bu sözler karşılığında yaklaşan seçimler dolayısı ile kendisini acaba yeni dönem meclis çalışmalarında, vekil olarak mı göreceğiz? Hangi gizli toplantılarda ne gibi vaatler karşılığı bunu söyledi…

Komplo teorisi gibi görünse de insan bunları düşünmeden geçemiyor…. Atilla paşam biraz aceleci bir yapıya sahiptir diye duymuştum daha o yıllarda. Nerden mi biliyorum? 1999 yılında yani o dönem YAŞ toplantısında kadrosuzluk sebebi ile emekli olmadan, kendinden o kadar emin olmalı ki, oramiralliğini şampanyalar patlatarak kutlamış, ancak ertesi gün emekli olduğunu öğrenmiştir. Deniz kuvvetleri komutanlığına giden yol Donanma komutanı olmaktan geçer, donanma komutanı olması için ise % 50 şansı vardır. Ya İzmir Güneydeniz saha komutanı ya da İstanbul ‘daki Kuzey Deniz Saha komutanı Donanma komutanı ve dolayısı ile daha sonraki Deniz kuvvetleri komutanı olacaktır. Aynı dönemde yarıştığı Güney Deniz saha komutanı koramiral Bülent Alpkaya’ya hiç şans tanımayan bu aceleci komutanımız bir gün önceden şampanyayı patlatınca ne yazık ki bu aceleciliği yüzünden belki de, tam nedenini bilmek mümkün değil ama, Hem Donanma ve hem de daha sonraki Kuvvet komutanlığından oldu…. (Not : 3.8.1999 tarihli milliyet gazetesinde, Ankara ‘ dan yazan utku Çakırözer isimli muhabir, Ordudan 58 ihraç başlıklı yazısında Atilla Kıyat paşanın Donanma komutanı olduğunu yazmıştı. Ancak tam tersi paşa emekliye sevk edildi. Herhalde bu habere göre hareket eden paşa patlattı şampanyayı) Bu kadar aceleci bir yapıya sahip paşamızın bunca yıl beklemesi düşündürücü…

Şimdi gelelim şu anılan yıllar arasındaki devlet destekli faili meçhullere; Üç yıldız paşamıza göre devlet emrindeki silahlı güçlere bir liste verdi ve tek tek bunların imhasını istedi gibi bir sonuç çıkıyor ortaya, herhalde paşamız Kurtlar Vadisi dizisinin ilk bölümlerinde anlatılan olayların etkisinde kalmış, fakat orda bu listeyi alan ve ölüm emirlerini yerine getiren de emri veren de asker değil sivil, eğer doğruysa tabi ki bu liste olayı, bence paşamız TBMM Faili meçhul cinayetleri araştırma komisyonu başkanını veya o araştırma sonucunda ortaya çıkan raporu referans alsaydı bugünkü duruma düşmezdi..

Şimdi sayın Sadık Avundukluğlu ‘ nun bir röportajda konu ile ilgili görüşlerine bakalım; “ TBMM’nin eski Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu Başkanı Sadık Avundukluoğlu, Türkiye’de terör örgütlerini yönlendiren büyük bir güç olduğunu ve o gücün ülkenin 24 saatini programladığını söyledi. Terörle mücadele edilirken, devletin önce kendi içini temizlemesi gereğine işaret eden Avundukluoğlu, “Devletin içinde Dışişlerinde, İçişlerinde, Adalet Bakanlığı, MİT ve yargıda çok ciddi sızmalar var” dedi Terör örgütü lideri Apo’nun Türkiye’ye teslimi ve PKK’nın Suriye’den çıkarılması sürecinde “Genelkurmay’ın oyuna geldiğini” de iddia eden Avundukluoğlu, “Bölücülüğü Türkiye’de yerleştirmek isteyen güçler, Turgut Özal’ı Başbakan yaptı” diye konuştu.

Başkanlığım döneminde yaptığım çalışmalardan sonra bir çok kereler beyanatlar da verdim. Hazırladığım rapor ise, devletin hiçbir kurumu tarafından ciddiye alınmadı.

Soru: Neden alınmadı? İyi bir çalışma değil miydi?

Avundukluoğlu: Benim raporumu ciddiye alanlar oldu. Kim aldı? Terörü tetikleyen odaklar çok ciddiye aldı ve gündeme alınmaması için çok ciddi çaba gösterdi. Devletin ilgili birimlerinde samimi olarak bu işin üstünde duranlar zaten biraz ağır ve devlet memuru zihniyeti içindeler. Sabah 09:00 - akşam 17:00 çalışan samimi olarak devlete bağlı kişiler. Oysa, terörü yöneten kadrolar 24 saat çalışıyor Soru: Siz, çok ciddi bir iddiada bulundunuz. Terör örgütleri raporun gündeme alınmaması için uğraştı, dediniz. Terör örgütleri devletin üzerinde etkili mi ki, rapor gündeme alınmadı?

Avundukluoğlu: Şimdi, terör örgütlerini de yönlendiren bir güç var. Asıl bir merkez var, o merkez, Türkiye’nin 24 saatini programlıyor. Siyaseti de, günlük yaşantıyı da yönlendiriyor. Medyayı yönlendiriyor. Devletin üst birimlerinde çalışan herkesi takip ediyor. Bu işlerde görevli olan kimler varsa, oralarda çok güzel yönlendirmeler yapıyor. Bu iş tayinlere kadar gidiyor”

Evet bundan da anlayacağımız gibi Faili meçhulleri ortaya çıkarmak pek de kolay değil, çünkü karşımıza bu işleri planlayan bir örgütten ziyade bir devlet çıkıyor ki; okyanus ötesinden yapılan bu planlama uzun yılların bir uzantısıdır…