Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Acemi asker yemin töreni

Acemi asker yemin töreni
 

 Kış mevsiminin en dondurucu günlerinden birisiydi.

 

Özel aracımla gitme isteğime karşı çıktılar.

Yollar karla kaplıdır dediler.

Uçaklar da kalkmayabilirmiş hatta.

Yine de denemeliydim can pahasına!

 

Havaalanının zemini buz kesmişti!

Uçakların kanatlarını buz çözücü özel sıvılarla yıkamaktaydılar!

Sağolsunlar, sanki bizler için özel olarak uğraşmaktaydılar!

Ya bunca uğraşa rağmen uçak seferleri iptal olursa?

Asker anasını nasıl teselli edecektim?

Baharın gelmesini aylarca nasıl bekleyecektim!

 

Nihayet kalkış müjdesini almıştık.

Gerisi hiiiç önemli değildi.

Bir şekilde inecektik oraya, belki de inemeyecektik.

Ama ertelenecek bir mutluluk değildi ki!

Böylesi bir gururun telafisi olamazdı ki!

Tatile gitmiyorduk ki!

 

Vardığımızda bütün oteller tıka basa doluydu!

O şehri esir almıştı tüm vatanseverler.

Ve de evlat severler.

En büyük festivaller o kalabalığın yanında sönük kalırdı!

Bizi birliğe ulaştıran külüstür adeta bir kadillak gibi göründü gözüme!

Hiç aldırmadım olanca soğuğu kırık camından üfürse de yüzüme!

 

Kantin önünde sıra beklemeye değmişti!

İçimizi ısıtmaya yetmişti plastik bardaktaki soğumaya yüz tutmuş çaylar!

Bu memlekette gözyaşları bile donarmış bu aylar!

Hareketlenmeler başlamıştı en nihayet!

Anonslar mermi gibi deşiyordu yüreğimizi!

Her isim okunuşunda kalplerimiz duruyor ara verildiğinde tekrar atıyordu ritimsizce!

 

Takır takır öksürmekteydi anaların sarılırken boğmaya çalıştığı çocuklar!

Nöbet işte, vatan aşkı işte!

Ooo dediler, biz çoktaaan alıştık!

Ama rahatken bile rahat değiliz aslında!

Dağları bekleyen kardeşlerimizi düşündükçe!

 

Nihayet anonslar bitmiş, insan seliyle dolup taşmıştı koca alan!

Takviye sandalyeler koşturmaktaydı canlarımız!

Hala da dolup taşmaktaydı üç stadyum büyüklüğündeki tören alanı!

Komutanlar öyle bir konuşmuştu ki nerede benim tüfeğim der haldeydiniz!

Marşlara eşlik ederken yere çakılan postal gürültüleriyle karışan seslerimiz çatallaştı!

 

Önceden kayıt yaptıranların eli kuzucuklarının omzunda gözden kayboldular!

Biz ağladık!

Böylesi önemde hatayı nasıl da yaptık!

Biz orada sokak çocukları gibi kimsesiz akşamladık!

Çok zor geçti, çok uzundu gece!

Ama sabahın köründe yine oradaydık!

Gece nöbetinde donan bir er haberiyle yıkıldık!

Çocuğumuza daha bir sıkı sarıldık!

Harçlığın yeter mi dedik!

Sıkça arayın yeter dedi!

Peki, çamaşır, diş macunu?

Hepsi karşılanıyor hiç bir sorun yok!

Peki, alışveriş masrafların?

Ooo her şey sudan ucuz!

 

Üşütme sakın oğluuum!

Soğukta pek çıkma dışarı!

Öksürürsen bağrına bal sür emi?

 

Ah o analar yok mu, o analar?

Hiç büyümüş görmezler evlatlarını!

Ama ben büyümüş gördüm!

Hem de çoook büyük!

 

 
Toplam blog
: 1021
: 1607
Kayıt tarihi
: 19.10.07
 
 

Çok eski olmayan bir tarihte tıpkı sizler gibi Melek'lere gülümsermişim uykulu hallerimde!  ..