Açgözlülük Orucu

Bu Ramazan ayında sadece şeklen değil zihnen ve ruhen de oruç tutmanın önemi üstüne yazıyorum. 7 ölümcül günahtan öfke, kibir ve kıskançlıktan sonra bugünün konusu ise AÇGÖZLÜLÜK olsun.

Açgözlülük yemeye ve içmeye, mala, mülke, maddi kazanımlara doymak bilmeyen, gözü aç, doymaz olma durumu. Sadece bu tanım bile ne kadar olumsuz ve karanlık değil mi? Allah insanı bu düşürmesin.

Tanımın içinde yer alan doymak bilmemek kısmı bence önemli. Bir insan öyle büyük bir hırsa sahip olmalı ki böyle bir doymak bimeme durumuna girsin. Bu öyle bir hırs ki, hiçbir şey ona yetmiyor. Ne elde etse hırsı onu daha fazlası için sürüklüyor. Ne kadar malı, mülkü olsa daha fazla istiiyor. Ne kadar fazla yese daha fazla istiyor. Hatta kendine ait olmaya bile el sürmeye cesaret edebiliyor. Sanki dipsiz bir kuyu gibi.

Her şey kendisinin olsun istiyor. Bu bir densizlik, edepsizlik, ahlaksızlık. Zira yaşadığımız bu güzel dünyada her şey bize bir emanet ve herkese yetecek kadar mutluluk, güzellik, mal, mülk, para var. Yeter ki bazı açgözlülüler sömürmesin.

Açgözlülük aşırı olduğu kadar az da olabilir ve bundan kurtulmak için bugün iyi bir gün. Hemen, şimdi buna başlayabiliriz. Nasıl mı? Küçük bir karar ile. Önce bu kötü şeyden kurtulmaya karar vererek. Yani her şey yine SEÇİM ile başlıyor.

Ancak karar vermek yeterli değil. Keşke olsa. Değişim ve dönüşüm için EYLEM gerekiyor. Bu eylemin amacı ise ALIŞKANLIK DEĞİŞİMİ sağlamak. Her şey burada gizli. ALIŞKANLIKLARI YENİLERİYLE DEĞİŞTİRMEK. Bizler özellikle çocukluk dönemlerimizde bilinçaltımıza işlemiş alışkanlıklarımızın yansımalarıyız. Güzel olan şu ki bunlar değiştirilebilir. Sadece ne ile değiştirmek istediğimizi bilelim.

Alışkanlık değişiminde kilit ise alışkanlığının ne zaman, nasıl, hangi ortamlarda ve nasıl çıktığını bilmek. Yani FARKINDALIK. Sonra da eski alışkanlığını yapmamak, yani batınilerin RIYAZAT dedikleri şey. Rıyazat için güçlü bir irade ve disiplin şart. Şu ana dek bir engelleme var ama henüz değişim yok. Bunun için de içimizden gelen dürtüyü FARKINDALIK ile anlayıp, RIYAYAZAT ile yapmayarak ve hemen yeni alışkanlığı uygulamaya sokarak başarılı olabiliriz. Burada ince bir nükte var. Cemalnur Sargut diyor ki, bu aşamada mücadele etmekte bir direnme, bir zorlama var; ama MÜCAHEDE edilmesi halinde aşk ile yapılan bir eylem vardır. Yani, işin kilit taşı bu değişimi zoraki değil, bir aşk ile yapmak.

Peki değişim zor olduğuna göre, sancılı olduğuna göre her zaman aşk ile değişim mümkün mü? Değil, ancak insan bunu da bize verilen en büyük lütuflardan birisi olan AKIL ile aşabilir. Tarihteki tüm büyük devrimler ve dönüşümler büyük bir amaç çevresinde tutku ve coşkuyla toplanmış kişiler tarafından yapılmıştır. Buradan da COŞKU ve TUTKU örnek alıyoruz. İnsan coşkusunu ve tutkusunu öyle bir yakmalı ki, değişim ona zorluk değil, cennet görünsün.

Bu aşamada GÜÇLÜ BİR HEDEFin gerekliliği devreye giriyor. Bu öyle bir hedef olsun ki o hedefe ulaşmayı her hücrenizle isteyin. O hedefe ulaşmanın hayali bile uyku uyuyamamanızı sağlasın.

O yüzden önce seçim yapmadan önce hedefinizi belirleyin ve bu hedefi başardığınızı gözünüzde canlandırın. Hedefe vardığınızda nasıl hissedeceğinizi, sizi saracak duyguları, çerenizdeki ortamı, sizi kutlayanları vs hepsini tüm canlılığı ile imgeleyin. Sanki o an hepsi oluyormuş gibi canlandırın. Bu İMGELEME 5 duyunuza hitap etsin ki bilinçaltı hayali gerekten ayıramasın.

Gerisi size kalmış. Açgözlülüğü isterseniz zıddına yani kanaate çevirebilirsiniz.

Sevgiler,

Kenan

https://twitter.com/Naacel

https://www.facebook.com/public/Kenan-Kolday

http://naacel.blogspot.co.uk/

http://www.felsefetasi.org/author/kenan-kolday/

Konuyla ilgi diğer yazılar

Yedi Ölümcül Günah http://blog.milliyet.com.tr/7-olumcul-gunah/Blog/?BlogNo=458506

Ramazan’da şeklin ötesine geç ve Nefsine Hükmet http://blog.milliyet.com.tr/ramazan-da-seklin-otesine-gec-ve-nefsine-hukmet---/Blog/?BlogNo=466088