Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '14

     
    Kategori
    Çevre Bilinci
     

    Açgözlülük

    Açgözlülük işte bu bizi bitirecek özelliğimiz. Nereye varacak bu ya da daha neleri yok ettiğimizde duracağız. Önce bir tane fazla alalım dedik. Sonra bu iki oldu. Beş oldu. On oldu… Ankara aslanından başladık işe. Şimdi yok. Mutlu muyuz? Hayır. Peki, iyi oldu mu? Cevap yine kocaman bir hayır. Sonra Alageyik yok olsun dedik. Oldumu? A hayır, çünkü bu sefer devlet bizden bir adım önde olup tamda 7 tanesini öldürecekken o kadar canileşmiş, vahşileşmişken nerdeyse bir köpek gibi önümüzde ne varsa hepsini yiyeceğiz derken.

    Bazıları çıktı dedi ki: “hayır biz insanız ve bize verilen azalarımızı asıl amacı olan hayvanlara zarar vermek yerine onları koruyarak kullanacağız. Bize bahşedilmiş olan beyni biz gerektiği gibi kullanacağız.”

    Beyin, irade bunlar bizim için bir ağırlık,bir sükse değil, bunlar bize kullanılmak için verildi. Akdeniz foku, Caretta, caretta bunlara ne oldu? Bir şey yapamadık. Neden? Çünkü dünya bizim açlığımızın farkına vardı. Koruma altına aldılar. Başlarına da bekçi koydurdular. Ama bu durdurdu mu bizi? Asla hiçbir zaman kesinlikle durmayacağız. Nedense bu uğurda ant içmiş gibi hayvanları yok etmeye çalışıyoruz.

    Keklik avladıkta ne oldu? Kene ne yaptı. Elbette ki yapacağını yapıp canımıza yapıştı. Sonuç; kırım Kongo denen illetle bir, bir canımızı aldılar. Adeta alay edercesine siz doğanın dengesini bozarmısınız? Diye yani illa ölmemiz veya kafamıza silah doğrultulması veya bir belanın bize ulaşarak, bizi uyarması, ikaz etmesi ya da kınaması mı gerekir? Kafamızın dank etmesi için veya tabiatın kendisini korumak için bünyesinde barındırdıkları ile bizim dengemizi bozması mı gerekir? Tabiattaki varlıkların çeşitli şekillerde bizden kendilerini yüksek görerek bizimle alay etmesi mi lazım uyanmak için?

    Ey insanoğlu insan artık uyanın, uyanın yoksa yarın geç olacak. İnsan olduğunuzun farkına varalım da Karadeniz kıyılarına yorgun argın düşen milyonlarca bıldırcını yemek için torbalara el arabalarına koymayın. Aç gözlü olmayalım. Her yaratılanı bizim için, bunun için yaratıldı. Diye toptan yok etmek yerine bir veya iki tane tadımlık alalım. Bunu doğanın dengesini bozmadan yapalım ki;

    Yarın da yeriz. Öbürünü de diğer gün diye hepsini toptan imha ederseniz. Gün gelir ne alacak bir parça oksijeniniz nede avlanıp yiyebilecek hayvan etiniz kalır. Belki de bu olmaz doğa kendini koruyup bizi yok eder. Belli mi olur? Bir de bakmışsınız ki; siz bıldırcını Caretta carettayı Akdeniz fokunu öldürürken bir ayı pençesiyle can verirsiniz!

    Gelin hep kanaatkâr olup yarın torunlarımıza da bırakacağımız yemyeşil ormanları, zehirlenmemiş envai çeşit nebatın yetişeceği toprağı ve canlıları ile aldığımızdan daha iyi bir dünya bırakalım. Peygamber efendimiz Hz. Muhammet Mustafa (a.s) dediği gibi eğer akan bir ırmaktan ya da bir deryadan abdest alıyorsan bile suyu kanaatkâr kullan ki senden sonrakilerde istifade etsin.

    Evet, biz insanlar yaşadığımız bu dünyada çevremizi de, kullandığımız her şeyi de doğanın dengesini bozmadan kanaatkâr kullanalım.

    Yoksa doğa kendini koruma adına arsız çocuğunu yok edecektir.                                                                           

    Mustafa Harun Bal

     
    Toplam blog
    : 1
    : 89
    Kayıt tarihi
    : 06.02.14
     
     

    Öğrenciyim, yazmayı severim. ..