Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '06

 
Kategori
Tarih
 

Achilles'in topuğu

Achilles'in topuğu
 

ACHİLLES İLE KARŞILAŞMALAR
Achilles bir ad...
Son çeyrek yüzyılda farklı yer ve zamanda ve farklı türde birkaç kez karşılaştım Achilles’le.

İLK KARŞILAŞMA (M.S 1982 İZMİR)
Yunan Mitolojilerini yoğun okuduğum sıralardaydı bu ilk karşılaşma.

Achilles ünlü bir mitoloji kahramanı. Anadolu'lu. Zeus'un entrikayla evlendirdiği ölümlu bir baba ile ölümsüz bir ananın oğlu. Bir savaşçı olan babası hep muharebe maydanlarındadır. Anasıyla birliktedir Achilles. Anası kaygılıdır oğlu için. Çünkü Achilles yarı ölümlüdür. Alır götürür bir gün bebeğine ölümsüzlük ırmağına. Bir topuğundan tutarak tüm bedeniyle daldırıp çıkarır suya.

Acilles artık ölümsüzdür.
Ölümsüz müdür?
Ne yazık ki hayır!
Çünkü bedeninde ıslanmadık bir yer kalmıştır.
Anasının ırmağa daldırırken tuttuğu topuğu.
Acilles topuğundan ölümlüdür.
Topuğu Acilles'in ölümcül noktasıdır.
Zayıf yeridir.
Zayıf karnıdır.
Bunu anası bilmektedir.
Ama söylememiştir kimseciklere.
Bir de Acilles bilir bunu,
Başka kimse bilmez
Hiç kimse….

Acilles büyür, gelişir.
Yakışıklı bir delikanlı olur.
Bileğini kimseler bükemez.
Savaş meydanlarında destanlar yazar.
Bir bilgedir aynı zamanda
Bir öğretmendir.
Bir şifacıdır.
Bir aşıktır.
Mükemmel biridir Acilles.
Kusursuz mükemmel.
Bunu herkes bilir.
Birbirlerine anlatırlar.
Yenilmez, yıkılmaz, tanrısal biridir o…..
Acilles de bilir bunu. Böyle olduğunu. Herkesin onu böyle bildiğini… Böyle tanıdığını… Böyle anlattığını…

Bilir, bilir de bunu… Başka bir şeyde bilir… Hiç kimsenin bilmediğini…
Kendini… Kendinin bilip de başka hiç kimseciklerin bilmediğini… sırrını…
Arada bir deyivermeye çalışır kenarından köşesinden sırrının..
Der, der de... duymaz ki kimse… duysa da işitmez ki… nasıl duysunlar ki?Duysunlarda işitsinler ki Acilles’in içindeki fırtınayı… fırtınaları…

Fırtınalar nedir ki Acilles için? Nedir fırtına? Gelir gider... Biter nihayetinde.
Onunki ise öylemidir? Bambaşka bir dert, ölümcül bir dert... Ölümcül bir dert.
Topuğu, o topuğu, ölümcül topuğu...
Topuğundan ölümlü Acilles… Tam topuğundan.

Ölümcül olan mükemmel olur mu? Kusursuz olur mu?
Ya nasıl bilmektedir harsaklar onu? Öyle mi bilmekteler?
Yo, hayır! Öyle bilmemekteler. Nasıl bilsinler ki?
Nasıl yakıştırsınlar ki?

(devamı yarın)

 
Toplam blog
: 115
: 1244
Kayıt tarihi
: 17.07.06
 
 

Tek düşüncem yaşadığım dünyayı nasıl yorumladığımı başkalarının bilmesidir. Aslında yorumun özünde t..