Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Nisan '07

 
Kategori
Trafik
 

Acı gerçek..

Acı gerçek..
 

Allah kimseye böyle açılar tattırmasın. Acımız çok büyük. Geride kalanlara sabır ve hepimizin başı sağ olsun.

Gün geçmiyor ki gazeteler TV ler kazasız bir haber işlemesin. Kayıplar çok büyük tahmin edilemiyecek derece de. Bu durum karşısında bizlerin de bu yönde çok eksikliklerimiz olduğu görülüyor. Galiba bu konuyu yanlış algılıyoruz.
Dikkatle kazaları okuduğum zaman gün geliyor yolların standartlara uymadığı yönünde; suç o anda kara yollarına kesiliyor. Gün geliyor ki suç bunu meslek olarak seçen sürücü de.

Ya bizim zaaflarımız! Bunları saymakla bitiremeyiz. Suçlu kim?..

"Trafik Canavarı" yani bizler. Bilmem haberleri dikkatlice dinledinizmi. Eğitmen söförü ikaz ediyor. Lütfen otobüsü bu kadar sürratli kullanmayın. Bizim acelemiz yok bu bir gezidir diye. Söfer ise o yolların fatihi misali tecrübelerine dayanarak aynı şekilde yoluna devam ediyor. Neticede en ufak bir hata beklenen acı sonu getiriyor. Bu ilk ve son olmıyacak acı tecelli.

Bir an kendimi o otobüsün içinde varsaydım. Gelen tehlikeyi içimde sezdiğim an otobüsü durdurarak çocuklarımın hepsini indirse idim. Ve bir telefonla yeni bir söfer veya araç talebinde bulunsaydım. Beni nasıl suçlardınız. Kaderin önüne geçmekle mi, abartıcı, çocukları yol kenarında saatlerce bekleten sorumsuz bir kişi olarak mı?

Her gün bir tiyatro seyreder gibi hangi sınıftan olursa olsun alkol alarak yollarda cana kasteden kişileri görmüyor muyuz? Her şeyden önce aldığımız, kullandığımız aracı tanıyormuyuz. Kendi kendimizi tartarak ben bu düzene vakıf mıyım? O düzen içersinde ki ola gelebilecek her türlü hataları bir nebze olsun sorumlulukla paylaşabilir miyim? Eğer kullandığım güzargah uygun değilse beni sürrate zorlayan nedir? Trafikde yapılan her hatanın bir parçası da ben değil miyim? Yurt içinde yapmış olduğum geziler sırasında yollardaki trafik ikaz levhalarının çokluğu dikkatimi çekti. Bunların oralara bilir kişiler tarafından konmuş olduğunu düsünüyorum.

Bu gün gazete de okuduğum bir habere değinmek istiyorum. Sakarya Valisi Hüseyin Atak yaptığı açıklamada, "Aksaray'daki kaza bizi derinden üzdü. Bu kazaların bir daha yaşanmaması için Sakarya Valiliği olarak tüm okul gezilerini Pazartesi gününden itibaren yasakladık. Pazartesi gününden itibaren hiçbir yere gezi yapılmayacak. Zaten Milli Eğitim Müdürünü arayıp gereken talimatı verdim. Düzenlenecek tüm gezileri Pazartesi gününden itibaren ikinci bir emre kadar iptal ettirdim. Hiç bir okul, ilk ögretim okulu ve liselerde dış gezilere izin vermeyecegiz." dedi.

Bu yasakla bir şeylere ulaşılabilinecekse onu yasak olarak görmeyebiliriz. Böyle geziler de toplum olarak her bireyin sorumlulukları ve önlemleri ele alınanarak incelenecekse takdirle karşılarım. Yok bunu böyle bir açıdan ele almayip; kazalara karşı bir önlem olarak görülüyorsa vay benim çocuklarıma.

Bu gün trafiğe çıkarken hangi vasıfları taşıyorsak lütfen onun bilinci ile hataları ve doğruları paylaşmaya çalışalım. Bu gün yaya olmamız bile bu paylaşımın bir parçası olduğunu unutmamız lazım. Yasaklar veya cezalarla bu problem cözülemez. Yoksa her zaman bir plaket veya Trafik Canavarı adı altında bir deyimden ileri gidemez.

Saygılarla.

 
Toplam blog
: 271
: 1289
Kayıt tarihi
: 20.02.07
 
 

Bütün canlıları seven, kendi penceresinden yaşamı anlamaya çalışan, onlardan bir şeyler öğrenmek ist..