Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '10

 
Kategori
Voleybol
 

Acıbadem’li Fenerbahçe Muhteşemdi

Acıbadem’li Fenerbahçe Muhteşemdi
 

Acıbadem'li Fenerbahçe oyuncuları madalya töreninde.


Acıbadem’li Fenerbahçe oyuncularına bize futboldan farklı bir tat verdikleri için, futboldan başka sporların olduğunu ve hatta kadınların da bu dünyada bir başarı kazanabileceklerini gösterdikleri için gönülden teşekkür ederim.

Önceki maçları da izledim ama son iki maçı ayrı bir heyecanla izledim. Bilmeyenler için, Acıbadem’li Fenerbahçe, voleybolda Avrupa kıtasının en iyi ikinci takımı oldu. Şampiyonluk da bir adım ötedeydi. Olmayacak şey değildi.

Takım çok iyi oyunculardan kurulu ama bir Gamova var ki bir Gamova, 2 metreden uzun. Smaça çıktığı zaman (bilmeyenler için, bir voleybol deyimi) minare gibi yükseliyor. Blok filan hikâye, vurdumuydu deviriyor. Bu takım çok rahat şampiyon olabilirdi. Fransız takımıyla yaptıkları maçı 3-2 kazandılar. Bir son set vardı ki gerçek taraftarı kalp krizinden götürür. 15’te bitmesi gereken maç uzatmalarla 26’da mı ne bitti. Maç gitti gitti geldi. Maçtan sonra “Ne oldu böyle” diye sorunca “sinirlerimiz bozuldu” dediler. Evet, takım şampiyon olamadıysa yeteneksizliğinden değil, deneyimsizliğinden olamadı.

Son dörde bir Türk bir Fransız, iki İtalyan takımı kalmıştı. Fransız takımını geçince İtalyanlardan biri rakibimiz olacaktı. Volley Bergamo oldu. Bir bizimkilere, bir İtalyanlara bakıyorum, bizimkiler gözüme daha güzel görünüyor. Pardon, yani daha iyi oynuyorlar (bu küçük şaka için beni affedin :) ). Başarabilirlerdi. Sağlık olsun.

Rakip takım geçen yılın şampiyonuydu. Acıbadem’li Fenerbahçe ilk iki seti verdi. Canım sıkıldı. Üçüncü sette geriye düştüler. Tamam dedim, bundan sonra gider. Ama öyle olmadı. Seti aldılar, bir set daha, durum 2-2 oldu. Sonuç yine Fransızlarla olduğu gibi 5. sete kaldı. İşin aslına bakarsanız setlerde bir taraf rakibini kaçırınca morali bozuluyor. Sonra yakalamak mümkün olmuyor. Son sette de böyle oldu. Oyunun başında geriye düştüler ve bu sefer yetişemediler.

Artık şunu anlamamız lazım. Bu maçları kaybedince tabi ki ki üzüleceğiz ama bu olay, yani spor, bir vatan millet Sakarya olayı değil. Spor izleyicileri stadlara ‘ölmeye, ölmeye, ölmeye’ gitmesinler. Maçları izledidm, heyecanlandım, sevindim, üzüldüm, sonra maç bitti. Yapılması gereken şey, kazanan tarafı kutlamak, alkışlamak olmalı. Salondaki az sayıdaki Türk seyirci de bunu yaptı. Ama futbolda öyle olmuyor, biliyorsunuz.

Hazır bu konuyu açmışken bir şeye daha deyinmek istiyorum. Maçtan sonra TRT’nin bir sunucusu oyuncularla konuşuyor. Ama konuştukları hep Türk oyuncular. Eda, Seda, Çiğdem, Naz. Yahu belki ben Gamova’nın da ne dediğini merak ediyorum, olamaz mı? :) Sonra Diricx var, Nataşa var, daha başkaları var, hepsinin adı aklıma gelmedi. Sunucu konuşamıyor, çünkü İngilizce’den başka dil bilmiyor.

Bir konuya daha deyineyim. Seneye federasyon tarafından takımlarda bir yabancı oyuncu eksiltmesi yapılacakmış. Türk voleybol oyuncularının ilerlemesini sağlamanın yolu, yabancı oyuncuları sınırlamaktan geçmez. Çünkü yabancılarla birlikte oynayan Türkler kendilerini daha iyi geliştirirler. Peki, sınır olsun ama iyi takım uyumu gösterenleri kesmek Türk sporuna yarar değil zarar getirir. Acıbadem’li Fenerbahçe işte gitti, yabancı oyuncularıyla bayrağımızı direklere çektirdi, ikinci oldu geldi. Şimdi bu fena mı oldu? Lütfen şu kadarcık mantığı yürütebilelim. Bu sene deney kazandılar. Nereden bilebilirsiniz ki? Bu takım belki seneye kupayı kaldıracak. Bütün oyuncuları yabancı bile olsa takım Türk takımı olarak kayıtlara geçmeyecek mi? Bozmakta üzerimize yoktur ama lütfen yapılmış şeyleri bozmayalım. Daha yapıcı olalım.

 
Toplam blog
: 125
: 6625
Kayıt tarihi
: 18.11.09
 
 

İstanbul 1980 doğumluyum. Yüksekokul mezunuyum. İstanbul'da oturuyorum. Dünya ve çevre hakkında düşü..