Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '13

 
Kategori
Tarih
 

Açık toplum serisi; tamamı Atatürk’ün ağzından 19 Mayıs 1919 Samsun'a çıkış hikayesi (2)

Açık toplum serisi; tamamı Atatürk’ün ağzından 19 Mayıs 1919 Samsun'a çıkış hikayesi (2)
 

Açık toplum, şeffaf ve denetlenebilir yönetim demektir. "Açık toplum" olmadan "Bilgi toplumu" olmak ham hayaldir.


Mustafa Kemal Paşa'nın, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a gidişi ile ilgili tartışmalı tüm safha, Atatürk’ün kendi ağzı ve kaleminden verilmektedir.

...

"...Mustafa Kemal Paşa, İsmet Bey’le görüşmesini şöyle anlatmaktadır:

-“Bir gün İsmet Bey’i davet ettim. Şişli’deki evimde beni yalnız bulan İsmet Bey… hatırladığıma göre o tarihte Istihbârât-ı Sulhiye Komisyonu’nda askeri mümessil olarak bulunmakta idi.”(1)

Mustafa Kemal Paşa, (İnönü'ye) Harbiye Nâzırı Şakir Paşa ile konuşmasını şöyle anlatmaktadır:

’Harbiye Nezareti’ne gittim. Az konuştuk. Biraz sonra masanın üstünde bulunan bir dosyayı bana uzattı:

-“Bunu okur musunuz?” dedi.

“Ben de dosyayı okudum. Dosya yabancı subayların raporlarıydı. Hemen hepsi şu mealde raporlardı:

-‘Türkler, Samsun ve dolaylarındaki Rum köylerine tecavüz ediyorlar ve bu devam etmektedir Osmanlı hükümeti bu tecavüzleri menedebilecek kudrette değildir. Samsun ve dolaylarının emniyet ve asayişini temin etmek insanlık borcumuzdur." (2)

 “Bundan başka bir raporda da: ‘Eğer Osmanlı hükümeti burada da âsayişi temin edemezse o vazifeyi biz yapacağız,’ diye yazılı idi.

-‘’Benim Samsun’daki vazifem Türklerin Rumlara zulmedip etmediklerini tetkik etmek midir?”

Şakir Paşa:

-“Evet!”

-“Müsaade ederseniz, bu vazifenin sıfatı nedir? Ve bu hususta Genelkurmay Başkanı ile görüşeyim,” dedim.

-“Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Mareşal Çakmak) ile görüşmek için gittim. Fakat kendileri hasta olduğundan evinde imişler Bunun üzerine ikinci reis ile konuştum.” (3)

-“Diyarbakırlı Kâzım Paşa (General Kâzım İnan, sonraları mebus ve Samsun Valisi) ikinci başkandı, Fevzi Paşa’ya vekâlet ediyordu.”

“O günlerde bir ordu müfettişliği ihdası düşünülüyordu. Bunu elde etmeyi tasarladım ve muvaffak oldum. İkinci reis, Harbiye Nâzırı ile görüştü. Aldığı direktif şu idi: Maksat Samsun ve dolaylarında Rumlara zulmeden Türkleri yola getirmek, sonra da Anadolu’nun çeşitli yerlerinde beliren Kuva-yı Milliye’yi ortadan kaldırmak.

...

“Mustafa Kemal’in yeni görevine tâyini 30 Nisan’da Genelkurmaylık’tan Sadaret’e yazılmış ve yine o gün Padişahın iradesi alınmıştır.” (4)

*

“Paşa, devleti kurtarabilirsin !” (5)

Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a hareket edeceği gün Sultan’la vedalaşırken ona sarf ettiği;

-“Paşa paşa şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin, bunların hepsi artık bu kitaba (tarih kitabına) girmiştir... Bunları unutun... Ancak şimdi, asıl şimdi yapacağınız hizmet hepsinden daha mühim olabilir. Paşa, devleti kurtarabilirsin !”

Mustafa Kemal Paşa bu görüşmeyi anlatmaktadır;

-“...Yıldız Sarayı’nın ufak bir salonunda Vahdettin’le âdeta diz dize denecek kadar yakın oturduk. Sağında, dirseğini dayamış olduğu bir masa ve üstünde bir kitap var. Salonun Boğaziçi’ne doğru açılan penceresinden gördüğümüz manzara şu; Birbirine paralel hatlar üzerine düşman zırhlıları! Bordalarındaki toplar Yıldız Sarayı’na doğrulmuş! Manzarayı görmek için oturduğumuz yerlerden başlarımızı sağa sola çevirmek kâfi idi.

Vahdettin, 

-“Paşa, şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin, bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir. elini demin bahsettiğim kitabın üstüne bastı ve ilâve etti.’ tarihe geçmiştir.”

-"O zaman bunun bir tarih kitabı olduğunu anladım. Dikkatle ve sükûnla dinliyordum:"

-“Bunları unutun, dedi, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa Paşa, devleti kurtarabilirsin!”

-Bu son sözlerden hayrete düştüm. Acaba Vahdettin benimle samimi mi konuşuyor? O Vahdettin ki ecnebi hükümetlerin yüzüncü derece aletleriyle temas kurayarak, devletini ve saltanatını kurtarmaya çalışıyordu, bütün yaptıklarından pişman mı idi? Aldatıldığını mı anlamıştı? Fakat öyle bir tahminle başka bahislere girişmeyi tehlikeli addettim. Kendisine basit cevaplar verdim:

-“Hakkımdaki teveccüh ve e itimada arz-ı teşekkür ederim. Elimden gelen hizmette kusur etmeyeceğime emniyet buyurunuz.” Söylerken, kafamdaki muammayı halletmeye uğraşıyordum. Çok iyi anladığım, veliahtlığında, padişahlığında, bütün his ve fikirlerini, temayüllerini tanıdığım adamdan nasıl yüksek ve asil bir hareket bekleyebilirdim?

-Memleketi kurtarmak lâzımdır, istersem bunu yapabilirmişim.”

-“Nasıl? Hemen hüküm verdim: Vahdettin demek istiyordu ki hiçbir kuvvetimiz yoktur. Tek mesnedimiz İstanbul’a hâkim olanların ı siyasetine uymaktır. Benim memuriyetim, onların şikâyet ettik meseleleri halletmektir. Eğer onları memnun edebilirsem, memleketi ve halkı bu siyasetin doğru olduğuna inandırabilirsem ve siyasete karşı gelen Türkleri uslandırırsam, Vahdettin’in arzunu yerine getirmiş olacaktım.

-“Merak buyurmayın efendim dedim, nokta-i nazar-ı şahanenizi anladım. İrade-i seniyeniz olursa hemen hareket edeceğim ve bana emir buyurduklarınızı bir an unutmayacağım.”

-“Muvaffak ol!” hitab-ı şahanesine mazhar olduktan sonra, huzurundan çıktım.

Naci Paşa, padişahın yaveri. Fakat benim hocam, derhal benimle buluştu. Elinde ufak muhafaza içinde bir şey tutuyordu.

-“Zat-ı şahanenin ufak bir hatırası” dedi. Kapağının üzerine Vahdettin’in inisyalleri işlenmiş bir saatti:

-‘Peki, teşekkür ederim” dedim...” (6)

*

Mustafa Kemal Paşa, Samsun'a gittikten sonra Sultan Vahdettin'e bir telgraf çeker;

Yayınlandığı gazete; ”İrade-i Milliye Gazetesi",  14 Eylül 1919 tarihli nüsha;

Telgrafı Çeken; ”Üçüncü Ordu Müfettişi, Yaver-i Hazret-i Şehriyarileri Mustafa Kemal”,

Çekilen kişi “Zat-ı Şahane” yani Sultan Vahdettin,

Çekildiği yer Havza, Tarih 14 Haziran 1919.

Mustafa Kemal Paşa, son görüşmelerini hatırlatıyor padişaha ve şöyle diyor:

-“ Huzurdayken İzmir’in işgali karşısında “pek mahzun olan” kalbinizin “bu nokta-i necâta ait ilhamatı”nı, -yani ülkenin sizin öncülüğünüzde millî mukaddes bir kudretle kurtulacağına dair verdiğiniz ilhamları -şu an gibi hatırlıyorum. Sizin “ilkâ”nızdan, -fikrimi çelmenizden- aldığım imanın azmiyle görevime devam ediyorum…”  (7)

*

Konu ile ilgili diğer açıklamalar;

-“Kuş Kafesten Uçtu!”

-“Heyet’i (Samsun’a) götürecek olan Bandırma Vapuru, Yunanlılar’ın izmir’i işgal ettikleri günün ikinci günü olan 16 Mayıs akşamı hareket etti. Vapur yolda iken, İngilizler’in Mustafa Kemal Paşa’nın geri dönmesini ve vapuru batırmak istediklerinden bahsedilir. İngiliz Askeri Ataşesi Deedes Wynhdam, hemen Sadrazam Ferit Paşa’nın makamına gelerek Mustafa Kemal’in “tehlikeli kışkırtıcılar listesi”nde olduğunu söyleyerek, geri çağrılmasını istemiş, ondan;

-“Çok geç kaldınız ekselans, kuş uçtu” cevabını almıştı. (8)

-Genelkurmay Başkanı Fevzi (Çakmak), kendisiyle görüşen galip devletlerin komutanlarına, Mustafa Kemal’in genel savaş sırasında hem Enver, hem de Almanlarla çok çatıştığını, dolayısıyla (Samsun civarındaki) karışıklıkları ortadan kaldıracak adam olduğunu söylemekteydi. (9)

-Samsun’a gönderilmek üzere bir komutan arayışında olan (İngilizler ve) Sadrazam’ın, (Damat Ferit Paşa)  İstanbul’daki İngiltere Yüksek Komiserliği Baştercümanı Ryan’a, M. Kemal Paşa’nın “dürüstlüğünden” söz ettiği, Ryan’ın hatıralarında yer almıştır.’(10)

*

Açık Toplum, Açık görüş serisi devam edecek;

-Sivas Kongresi’nin, ABD’ye gönderilen (Mustafa Kemal Paşa’nın imzasının bulunan) mektubu (Atatürk, Nutuk’ta hatırlamamakta) Resmi Tarih’de gözlerini kapatmaktadır.

 

www.canmehmet.com

Resim; www.sears.com%252Fdonald-j-pliner-donald-j-pliner-deen

Kaynaklar;

(1) Celal Bayar, age, 8, s.2557, (Falih Rıfkı Atayın 19 Mayıs adlı eserinden.)

(2) Celal Bayar, S.2561. (Osmanlının tasfiyesi, dip not)

(3) Celal Bayar, S.2562. (Osmanlının tasfiyesi, dip not)

(4) Hikmet Bayur, Atatürk Hayatı ve Eseri, s.293; Mustafa Kemal’e verilen vazifeyi İngilizler tasvip etmişlerdir, age, s. 13.

(5) Falih Rıfkı Atay, Atatürk’ün Bana Anlattıkları, Sel Yayınları, İstanbul, l955, s.124-125

(6)Falih Rıfkı Atay, “ÇANKAYA” Sahife,203-204 Ayrıca bakınız;Murat Bardakçı, Şahbaba, Pan Yayıncılık, İstanbul, 1998 s. 431, 441,436

(7) Irâde-i Milliye gazetesi, Heyet-i Temsiliye’nin Sivas’ta çalışmalarının sürdürdüğü 8 Eylül 1919-13 Aralık 1919 tarihleri arasında 16 sayı yayınlanmıştır. Ankara’da, Heyet-i Temsiliye yayın organı Hâkimiyeti Milliye (10 Ocak 1920) tarihinde yayın hayatına katılmıştır. Bu iki zaman dilimi arasında Irade-i Milliye dört sayı daha yayınlanmıştır. Hâkimiyet-i Milliye’nin yayınlanmasından iki gün sonra (12 Ocak 1920) İrade-i Milliye’nin 20. sayısı neşredilmiştir. Milli Mücadele’nin yeni yayın organı, Hâkimiyet-i Milliye gazetesinin (10 Ocak 1920) tarihinde yayınlanmasına kadar geçen zaman zarfında Irâde-i Milliye gazetesinin ulusal kimliğini muhafaza etmiştir.” Kaynak; Dr. Fatih M. DERViŞOGLU

İrade-i Milliye, 4 Eylül 1919 yılında Sivas Kongresi’nde alınan kararla çıkarılan ilk gazete. İlk sayıda, gazetenin yayınlanmasından 10 gün önce toplanan Sivas Kongresi’nde Mustafa Kemal Paşa’nın Kongreyi açış nutku ile Padişah’a, Sadrazam’a ve İtilaf devletlerine çekilen ariza ve muhtıralar yer almaktadır. Anadolu’da başlayan kurtuluş hareketinin yayın organı olan “İrade-i Milliye”  Mustafa Kemal’in çalışmaları sonucunda Sivas’ta çıkmıştı.  Sivas Valisi Elhaç Ahmet İzzet Paşa tarafından 1878 yılında tesis edilen vilayet matbaası milli mücadele döneminin ilk gazetesi olan İrade-i Milliye’nin basım yeri oluyordu. İrade-i Milliye” gazetesinde yazılanlar. Kuva-yı Milliye dönemine ait çok önemli ve dikkatlerden kaçmış beyanlar ve telgraflar, haberler, sıcağı sıcağına tepkiler, en azından Ankara’ya gitmeden önce Mustafa Kemal tarafından yazılan başyazılardır

(8) Palmer, s. 275, Jaeschke, s. 117

(9)Lord Kinross, S.291; Ayrıca bkz. 20 Mayıs 1948 tarihli Akın gazetesi; Süleyman Külçe, Mareşal Fevzi Çakmak, I, s. 105 vd. (Cengiz Yazoğlu, Osmanlının tasfiyesi. Sahife.403

(10) Naşit H. Uluğ, Siyasi Yönleriyle Kurtuluş Savaşı, Milliyet Yayınları, 1973, Age, s.38. (Osmanlının tasfiyesi, s.405)

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..