Acil servislerde Kız bakma dönemi…

Ali duyduğu haberle derinden sarsıldı…

Sevdiği Cansu hastalanmış ve Acil servise kaldırılmıştı…

Bulabildiği ilk araçla hastane acil servisine gitmek varken, o bir koşuda, nefes bile almadan Hastanenin acil servisine vardı. Sevdiceği Cansu’ya ne olmuştu, rahatsızlığı neydi, müşahade altına alınmış mıydı? Bu sorulara yana yakıla cevap aramaya başladı…

Ali sorduğu sorulara bir türlü cevap alamıyordu…

Bu sırada temizlik görevi yapan taşeron emekçisi Hafize Hanıma yaklaşıp, durumu anlatarak yardım istedi…

Hafize Hanım işini bırakıp, Ali’ye yardım için gözden kayboldu…

Ali yerinde duramıyor, dakikalar geçmek bilmiyordu…

Ali bir yandan Cansu’yu düşünürken, bir yandan da Hafize Hanım’ın nerede kaldığını merak ediyordu.

Sonunda Hafize Hanım uzaktan göründü. Ali’ye hem iyi, hem de kötü haberi vardı…

İyi haber Cansu’nun sağlık durumu iyiydi…

Kötü haber ise Cansu Hamileydi!

Ali’nin başından kaynar sular boşaldı!

Ali Cansu ile bir yakınlık yaşamamış, sadece birkaç kere öpüşmüşlerdi!

Ali, Hafize Hanım’a Cansu’nun yerini sordu…

Hafize Hanım yeri tarif etti ve ekledi. Çocuk, “burası kız bakılacak yer değil!”

Ali, Cansu’nun yattığı yere düşünceli düşünceli giderken, karşısından bir taşeron emekçisi daha geldi ve nereye gittiğini sordu: Ali kız arkadaşım rahatsızlanmış, ona bakmaya gidiyorum dedi.  O emekçi de “çocuk burası kız bakılacak yer değil” diye Ali’yi uyardı.

Ali şaşkınlıkla neye uğradığını anlamadı. Oysa biraz önce Başbakan “Hastane acil servislerinin kız bakılacak yer haline geldiğini” açıklamıştı.

Ali kafasından geçirdiklerini kendi kendine konuşur gibi söyleyiverdi. “Hani hastaneler kız bakılacak yer haline gelmişti. İnsana kendi hastasını bile göstermiyorlar. Bu nasıl çelişki?” diye homurdanarak, hastanenin Acil Servisinden uzaklaştı…

Ali o günden sonra Cansu’yu bir daha arayıp, sormadı.

Bebeğin babasının kim olduğunu hep merak etti…