Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '18

 
Kategori
Güncel
 

Acil Sevgi Aranıyor!

Acil Sevgi Aranıyor!
 

Çocuk İstismarına Hayır!


İnsanların birbirine düşmesini hazmedemiyorum. Hayatımız boyunca evde ağırladığımız misafire gösterdiğimiz saygıyı sokaklarda göstermiyoruz birbirimize. 
 
Sevmek ve saymak eskilerde kalmış diyebiliyorum. Farklı düşüncelerdeyiz diye bunu ötekileşmek için kullananlar çıkmış meydana. Kimse, "farklı olmak rengarenk olmaktır, hepimiz aynı kutunun içinde güzel renkleriz" dememiş. Farklarımızla özeliz düşüncesiyle kimse kimseyi kucaklamamış. 
Bugün bir nefret dalgası var. Utanan da yok! Aynı dili konuştuğumuz halde birbirlerine turist muamelesi yapanlar çoğalmış.
 
Bunun sebebi cehalettir! Bakınız... 2010 yılında Hollanda'dan geldiğimde ana-babadan öğrendiğim terbiyenin burada geçmediğini öğrendim. Taksiyle yolculuk yapardım zaman zaman. İndiğimde Kadıköy civarlarında, "hayırlı işler" dediğim şoförden "in ulan arabadan! Saat 3'te değişim var!" azarını işitmiştim. Bir de "tövbe tövbe" diye söylenerek basardı gaza. Oysa şaşırmıştım. Ne dedim ki?
 
Nerede o candan, samimi insanlarımız? Hiç biri yok. Var ile yok arasında diyebiliriz aslında.
 
Küçük çocuklarımız tecavüze uğruyor bu ülkede. Kadınlar istedikleri muameleyi göremiyorlar. Karşı çıkıyoruz. Bağırıyoruz, savunuyoruz. Bu çocuklar bizim diyoruz. Bir insan evladı da sanal alemi iki saatliğine bırakıp o çocukar ve kadınlar için uğraşmıyor. Profilde "istirmara karşıyız" demekle görevini tamamlamış sayıyor kendini. 2 saniyelik paylaşımla kendini sosyal sorumluluk içerisinde gördüğünü zannediyor. İki tuşlama ve tıklamayla sen kendi egonu rahatlatır, kendinde olmayan iyimserliğin reklamını yapmış oluyorsun. Bunu da sırf iki üç arkadaşın fazla beğensin diye yapıyorsun. Oysa aylarca, yıllarca ve hatta ömür boyu ağlayacak insanlar var. Çünkü onlar gerçek mağdur ve mağdur yakınları...
 
Biz hala, "bizim milletimiz misafirperver" demeye ısrarla devam ediyoruz ve kendimizi olmayan bir iyimserliğe yamamaya çalışıyoruz. Ama durum belli! Misafirperverlik sadece evine geleni ağırlamak değil, ülkende yaşayan, seninle aynı dili konuşan, tarihine sahip çıkan, Atasına, Anasına, Babasına küfretmeyen bir tavır ve akılla olur. 
 
Ben çifte vatandaş olabilirim. Bu benim mevzum. Fakat ben burada yaşıyorsam önce kendime güvendiğim içindir. Birilerine yardım da edebileceğimi düşündüğüm içindir zaman zaman. Yaşamak sadece işe gidip akşam paydos etmek değildir. Yaşamak, birbirimizin de hayatını güzelleştirmektir. Kendin için yaşamak dedikleri budur. Birbirimize faydalı olmaktır. Etrafınızı mutlu etmek, duyarlı olmakta kişiliğinize yatırım yapmaktır.  İnsan olarak kalitemiz ancak böyle artabilir. Bugün herkes, hatta en sıradan insan bile siyasete atılmış gibi kavga ediyor sokaktaki kardeşiyle, dostuyla. Gerek var mı? 
 
Sen küçücük çocukların öldüğüne üzülmedin mi? İstismar nedir bilir misin? Susmakta istismar etmektir. Küçük kutulara, küçük tabutlara çocukların, bebeklerin cansız bedenleri değil, oyuncakları girmeli, biriktirilmelidir.
 
Eskiden bana sevdiğim bir filmi fazla fazla izlediğimde yakınlarım şöyle derdi:
"Bıkmadın mı bu filmi defalarca izlemeye?"
 
Bıkmazdım. Çünkü severdim.
 
Ama bu istismarları, tecavüzleri, çocuk ölümlerini bizlere her gün filmmiş gibi gösteriyor, izletiyorlar. Ve bu film değil, gerçek ne yazık ki. Zorla izlemek istemiyorum! Görmekten bıktım ve usandım. Çünkü bu seyirci kalınacak bir mevzu haline getirilmemeli. Derhal çözülmeli! İnsanlar kenetlenmeli! Millet, çocuklarımızın her şeyden üstün ve öncelikli olduğunu anlamalı. Siyasi partilerden bile öncedir.
 
Elbette ülkeye demokrasi lazım. Doğru ve yalansız bir yönetim lazım. Ama çocukların gülmediği, tecavüze uğradığı, anasız babasız bırakıldığı ülkede "ben bu görevi yapıyorum" diyen herkese acı acı gülerim. Çünkü bir ülkenin gücünü yollar, kaldırımlar, dikilen ağaçlar göstermez. Bir ülkenin iyi olduğunu görmek için çocuklarına ve kadınlarına bakmalıyız. Onlar gülmüyorsa, o ülkede işler yanlış gidiyor demektir.
 
Aynı dil konuşulduğu halde ırkçılık yapılmaktadır. Buna devam edildiği sürece bu işlerin önüne geçilemez ne yazık ki.  Acilen iyileşmek ve silkelenmek gerekir.
 
Annemin bir sözü geldi aklıma:
"Oğlum, sen küfretmezdin, kırmızı ışıkta geçmezdin, yola atlamazdın karşıya geçmek için"
 
Bunca umursamazlık ve misafirperver, insan sever görünüp de, olaylara çocuk istirmarlarına bile bile kör davrananları görünce, bende en fazla YANLIŞ da olsa küfredebiliyorum. Annem haklı. Ben küfretmeyi burada öğrendim. İyi bir şey mi? Elbette değil...
 
Ha diyebilirsiniz ki, "git, dön o zaman." İşte bu cümleyi kurmanız bile vakit kaybı olacaktır. Hala soruna odaklanmayıp benle kavgayı göze alırsanız, sizde hakikaten zerre kadar sevgi kalmamıştır insanlara ve özellikle çocuklara, kadınlara karşı.
 
Keşke en büyük olay o taksicinin beni azarlaması kadar kalsaymış diyebiliyorum bunca acı karşısında.
 
Bu ülke çocuklarındır! Sapıkların hastalıklı davranışları ve çocuk yutan toprağın değil!
 
 
Toplam blog
: 10
: 170
Kayıt tarihi
: 05.03.14
 
 

Konservatuar Mezunu ve Bilgisayar Mühendisiyim. ..