Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '16

 
Kategori
Deneme
 

Açılan Şemsiyenin Hikayesi

Açılan Şemsiyenin Hikayesi
 

Adamın biri bir gün sokakta arkadaşıyla yolda yürüyorlarmış. Adam sabahleyin hava durumu ile ilgili hava raporuna bakmamış olmalı ki, arkadaşında şemsiye varken kendisinde yokmuş. Yolda yürürken aniden yağmur bastırmış. Tabi sabah hava raporundan haberdar olan arkadaşı şemsiyesini açıp adamı da kendini de yağmurda sırılsıklam ıslanmaktan korumuş. Adam “teşekkür” ederek arkadaşından ayrılmış.

Aradan bir süre geçince adam yine arkadaşıyla karşılaşmış. Selamlaşma ve hal hatır sorma faslından sonra adamın arkadaşı adama bir önceki karşılaştıkları günü hatırlatarak; “hatırlıyor musun, geçen karşılaştığımız gün nasıl da yağmur yağmıştı, Allah'tan bende şemsiye vardı da ıslanmaktan seni kurtardım, yoksa ıslanacak kim bilir ben olmasan zatürre olacaktın” deyivermiş. Adam “haklısın,  beni o gün beni şemsiyenle korumuştun, gerçekten de ıslanabilir hasta olabilirdim ve de senin sayende ıslanmaktan kurtuldum, sana çok minnettarım” demiş. Yine bir süre birlikte yürüdükten sonra vedalaşıp ayrılmışlar.

Birkaç hafta sonra yine karşılaşan arkadaşlar, yine selamlaşma sohbetten sonra adamın arkadaşı yine yağmurlu günü adama hatırlatmış; “hatırlıyor musun, geçen karşılaştığımız gün nasıl da yağmur yağmıştı, Allah'tan bende şemsiye vardı da ıslanmaktan seni kurtardım, yoksa ıslanacak kim bilir ben olmasan zatürre olacaktın.” Adam arkadaşı ile her karşılaşmasında arkadaşının aynı konuyu açmasına kızıp alınmaya başlasa da bu defa da yine bozuntuya vermeyip kısa bir “haklısın” demekle konuyu geçiştirmiş. Yine bir süre birlikte yürüdükten ve biraz takıldıktan sonra vedalaşıp ayrılmışlar.

Üçüncü karşılaşmasında yine selamlaşmışlar ve bu kez olacak ya derinliği iki metreyi geçmeyen bir nehrin üzerinde bulunan köprünün üzerinde yürüyorlarmış. Adamın arkadaşı yine arkadaşı tam “yağmurlu bir günde” diye tam başlayacakken, adam;  “biliyorum ne diyeceğini” diyerek hızlıca kendisini köprüden aşağı nehrin soğuk sularına doğru bırakmış. Yüzerek kıyıya çıkan adama doğru koşan arkadaşına kıyıya çıkınca adam  “şimdi söyle bakalım o yağmurlu günde bundan da daha fazla ıslanır mıydım?” diye sormuş. Arkadaşı; “hayır, bu kadar da ıslanamazdın” demiş. “O zaman bundan sonra borç ödenmiş sayılır, ya bundan sonra kimseye iyilik yapma, ya da ikide bir söyleyip durma” demiş.

“İyilik ve hayır” menfaat veya daha sonra övünme, şan, şeref meselesi olarak düşünülüp yapılıyorsa bu eylem sadece bir yatırımdır. Kişi de bir yatırımcı. İyiliğe iyilikle cevap vermek erdemdir, iyi huydur. İyiliğe doğrudan iyilik beklentisi içinde bulunma hali her zaman karşılığını veya değerini bulmayabilir, gerçi iyilik yapan bir yatırımcı değildi ki, yapmış olduğu iyiliğine karşı kar beklesin. Hücrelerimize kadar yapan, “Halik” bizim neyi niçin yaptığımızı veya yapmadığımız bilemeyecek mi? Herkes gönlüne göre zaten hak ettiğini bulacaktır. İlahi adalet asla şaşmaz.

Hayırseverlerle yatırımcılar farklı kişiliklerdir. Yatırımcıların iyiliğine mazhar olduysanız, bilin ki fazlasıyla iade edeceksiniz. Yatırımcılar kar etmek ister ve kar eder, bunda şaşılacak şey yok. Kötü olan yatırımcıların hayırsever kılığına girmiş olmaları…

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..