Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '18

 
Kategori
Güncel
 

Acıların Çocuklarına! Mektup

Acıların Çocuklarına! Mektup
 

Arabesk bu topraklarda nasıl doğmuştur bilen var mı? Bu topraklarda nasıl doğdu bilemiyorum ama köylüyle kentli arası üçüncü yapma ve çakma bir sınıf icat etmek için icat edilmiş olabilir diye düşünüyorum.

Bir atölyeye girdiğinizde aşağı yukarı üretimde çalışan hemen herkesin ortaklaşa dinledikleri müzik olagelmiştir arabesk. Bu sayede belki de daha sömürülebilir hale geldiklerini, gerektiğinde kendilerini jiletlemek suretiyle psikolojik olarak rahatlamayı erdem sayan bu sınıfın yaklaşık elli yıldır acıların çocuğu olmaktan vazgeçmelerinin ve asli unsurlar olduklarını üretim çarklarının en önemli unsurları olduklarını anlamalarının zamanı gelmedi mi hala?

Biliyorum bu yazıyı okuyanlar arasında arabesk severler varsa bana fazlasıyla kızacaklar. Onların acılarını bu şekilde dile getirdiklerini ve acılarıyla dalga geçildiğini düşündükleri için içerleyecekler.  Ama benim amacım kesinlikle onların acılarıyla dalga geçmekten ziyade onlara sorunları çözmenin yönteminin ah vah etmek değil, mevcut durumdan zevk almak değil, mutlaka başka çıkış yolları da olabileceğini hatırlatmaktır.

Emin olun ki sofralara gelen her dilim ekmeğin üretiminde, yapılan her binada, yapılan her üretimde sadece sizlerin ama sadece sizlerin alın teri var. Sizler olmasanız birçok sektör resmen biranda batıverir. Spor kulüpleri, fabrikalar, üretime dair ne varsa her şey. Peki, siz nasıl oluyor da yaptığınız işlerle gurur duymak varken sizi yıllardır aynı noktada çeviren şarkıların,   kahreden şarkıların kahramanı oluyorsunuz da sizler sadece maddi imkânsızlıklarınızdan ötürü acıların çocuğu oluyor ve bu durumu kanıksıyor, hatta bundan zevk alıyorsunuz. Unutmayın ki sizi böyle bir zevk almaya iten sözde şarkıcı bozuntuları sizin kimyanızı bozarken sizin sevginizin verdiği maddi ve tanınırlık gücüyle her türlü imkânlara kavuştular ve sizleri en iyi acılara motive edenler halen villalarında sefalarını sürüyor, her gece barda gönlüm hovarda şarkılarını bir yandan fiile dökerken, sizin sevginizi ve varlığınızı yiyorlar. Üstelik sizi bu duruma hapseden sözde kahramanlarınız sizi orada tuttuğu yetmezmiş gibi milli ve manevi değerlerinize bir yandan hakaret ederken diğer yandan eğer bir ebeveynseniz çocuklarınıza da kötü örnek oluyorlar.

Acıların çocuğu olarak doğmak, bunun süreklilik sağlaması için şarkılar söyleyerek bu durumu içselleştirerek durduğunuz yeri hiç ayrılmacasına sahiplenmek sanki bir vatan savunması kadar kutsal sayan siz sevgili kardeşlerimiz, üretimin her aşamasında dönen her tekerlekte, yenen her dilim ekmekte,  üretimin her alanında alın teri olan sizler nasıl acıların çocuğu olabilirsiniz? Sizler başı dik, gururla geleceğe bakan, “kendi emeği ile geçinen” bu halkın en asli, asil unsurlarısınız. Sizler durduğunuz anda bilin ki dünya duracaktır.

“kendi emeği ile geçinen” sözü size bir şey anlatmayabilir. Sizin haricinizde hemen hemen herkesi sizden ayıran ve sizi yücelten en değerli sözcüktür.  Bu söz; krallar, din adamları ve sahnelerden tüm süslü sözleri söyleyenlerle sizleri ayıran en önemli çizgidir. Ve bu durum sizi asla acıların çocuğu yapmamalıdır. Ayağa kalkın ve derin bir nefes alın dik durun, geleceğe güvenle bakın. Bu sizin hakkınız! Sadece sizin…

Not: Bu blogla ilgili üzüleceğim şey, bu yazının muhattaplarının bu yazıyı zamanında göremeyeceklerine dair inancımdır. Bu yazının muhattaparı olan milyonlar, onları acıların çocuğu yapan neden olan hallerden sıyrılmaları halinde bu yazının milyonlarca okuma alması gerekirdi. Ama korkarım bu yazıyı okuma zamanı, kişilerce çok zaman kaybedildikten sonra belki gerçekleşecektir.

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..