Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '14

 
Kategori
Futbol
 

Acıların takımı

Acıların takımı
 

Dünkü maç sahipsiz, özgüvensiz, sistemi oturmamış ve pek oturacağa benzemeyen, en fazla taraftara sahip olmasına rağmen gerek medyadan gerekse de federasyondan hep üvey evlat muamelesi gören (burada en fazla taraftara sahip olunması bir ayrıcalık gerektirir gibi bir düşüncem yok sadece ana akım medyada en fazla patrona ve çalışanına sahip olan diğer takımın bu kadar kayrılmasına lafım) , sadece sportif açıdan değil özel hayatı da (üstelik yatak odasına kadar) eleştirilen psikolojik yıldırma baskısı altında olan bir takımla sistemi oturmuş, açık ve zevkli futbol oynayan bir takım arasında oynandı.  

Galatasaray kadrosunu ilk gördüğümde sistemin gene önceki maçlarda olduğu gibi 4-3-1-2 olacağını düşünmüştüm. Lig tv de maç öncesi takım formasyonu 3-5-2 olarak gözüktüğünde bir nebze şaşırdım ama yanlış olabileceğini düşündüm. Maç başladı ve lig tv nin göstermiş olduğu formasyonun doğru olduğunu maalesef gördüm!!! Defansın göbeğinde Melo, Melo’nun yerinde ise Sneijder vardı. Hal böyle olunca Galatasaray maç boyunca o kadar çok pozisyon verdi ki Sivasspor bunların yarısını değerlendirse herhalde maç sonunda Prandelli istifa sesleri daha fazla yükselecekti. Evet Sneijder’in geriden oyun kurması pas dağıtması güzel bir düşünceydi ama Sneijder bunu serbest oynayarak da yapabilirdi. Onu Melo’nun yerine hapsetmek takımın hem defansif hem de ofansif yönünü sekteye uğratmakla eşdeğerdi. İlk yarı gole kadar Sivasspor’un 3 Galatasaray’ın ise 1 net pozisyonu vardı. Galatasaray’ın Chedjou ile bulduğu gol Sivasspor’u beklenenden daha fazla demoralize etti ki çok geçmeden Galatasaray farkı 2’ye çıkardı. Artık özgüveni yerine gelen takım daha rahat pas yapmaya pozisyon bulmaya başlamıştı ki duran top sonrası Hakan Balta’nın kaptırdığı topta gerçekleşen hızlı hücumla gelen Sivasspor golü Galatasaray’ı tekrardan buhrana sokmaya yetti de arttı bile. Son yarım saat Sivasspor’un Galatasaray yarı sahasında oynadığı, bol pozisyon bulduğu ama golün olmadığı bir zaman dilimi oldu ve Galatasaray kendisi için önemli olan sadece 3 puan aldı. Taraftarların aklında  ise bu maçta elde edilen 3 puan mutluluğu değil Arsenal maçında yaşanacak muhtemel bir hezimet korkusu var. Gönül isterdi ki sayın Prandelli hatalarından ders çıkarsın ancak maç sonu açıklamalarından bu hatalarına devam edeceğini anlayabiliyoruz.

Olcan’ın penaltı pozisyonu Gökhan Gönül’ün penaltı pozisyonundan daha çok penaltıya benziyordu. Olcan İbrahim Toraman’ın hem el hem de diz ile muamelesi ile yerde kalırken, Gökhan G.Antep’li oyuncunun müdahalesinden 3 saniye sonra kendini yere attı. Olcan’ın pozisyonuna rakip takımdan itiraz gelmezken Gökhan’ın pozisyonuna kendi takım arkadaşlarından bile inanmayan vardı. Lafın kısası Fb Tv gibi yayın yapan Lig Tv ve yorumcularının dediği gibi bu penaltı ile Gökhan’ın penaltısı meşruluk kazanmış olmadı!!!

Bir sözüm de 1 ay sonra görevinden ayrılacak olan Ünal Aysal’a. Evet başkanlığı her başkanı kıskandıracak cinsten kupa ve sportif başarılar dolu. Son 1 senesinde yapmış olduğu yönetici ve teknik adam hataları ve bunda ısrar etmesi ise kendisinin efsane bir başkan gibi anılmasını engelleyecek tek nokta. Zira Aysal’ın İtalyan sevdası Galatasaray taraftarlarında İtalyanlara karşı nefret oluşmasına neden olacak !!!

Sivasspor forveti Utaka’ya değinmezsem sanırım ayıp ederim. Dün bir forvetin yapması gereken ne varsa (al ver, sırtı dönük top alma ve saklama, topun ilerde kalmasını sağlama) yaptı. Eğer Burak bunları yapabilmiş olsaydı son yarım saat Galatasaray bu denli sahasına kapanmaz ilerde top tutabilirdi. Ama ne fayda onda da suç yok…

 
Toplam blog
: 9
: 352
Kayıt tarihi
: 01.02.13
 
 

Biyokimyager, sosyoloji, politika ve sporla ilgilenen, kültür sanat faaliyelerini takip eden, düş..