Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '09

 
Kategori
Güncel
 

Acılarını yarıştırmak

Acılarını yarıştırmak
 

Zaman kenetlenme ve birlik zamanı..


Demek oluyor ki, “Yurtta sulh, Cihanda sulh” sözüne abananlar yıllarca yanılmışlardır.

Nutukta değerli bir vecize,

Miniklerin kitaplarında bir konu,

Dışarıya barış mesajı görünümü veren bir temenni…

O kadar…

Aksini söyleyenler seksen yıl içinde bir tane ülke ile barışı sağladığını söylesinler.

Ermeniler düşman,

Parayla toprak satın alıp, ülkemizin bütünlüğüne kastedeceklermiş,

İslamcılar düşman,

Laik sistemin yerine dini düzen getireceklermiş.

Kürtler düşman,

Bölmek, parçalamak istiyorlarmış.

Komşular düşman,

Topraklarımızda gözü varmış,

Araplar düşman,

Kurtuluş mücadelesinde bizi arkadan vurdukları için güven olmazmış.

Kısacası “Türk’ün Türk”ten başka dostu yoktur” gibi bir korkunun arkasına saklanarak,

Herkesi, herkesimi kendimize düşman bellemiştik.

Her ülkeye mesafeli,

Her kesimle kavgalı,

Herkese kuşkulu bakmaktaydık.

Bugün Demokratik Açılımla gelinen noktada;

Taşlar yerinden oynamış,

Cin şişeden çıkmıştır.

Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur sözü AUT,

Yurt’ta Sulh, Cihanda Sulh İN olmuştur.

Türk’ün Türk’ten başka Kürt dostu da var olacak.

Araplara güvenebilir,

Komşular da dost olabiliyormuş demek.

Kartopu yumağıyla ördüğümüz korkularımızı terk ederek, güvenebildiğimiz,

Kader birliği yapıp düşmanı birlikte püskürttüğümüz Kürtlerin kardeşimiz olduğunu kavrayabilirsek eğer,

Açılımlara zaten gerek dahi kalmazdı.

Ağzımızdan düşürmediğimiz “kardeş”lerimiz için istenen nedir peki?

Türkçe konuştukları kadar Kürtçe konuşmak,

Türkçe ders gördükleri kadar Kürtçe eğitim görmek,

Televizyonları Türkçe izledikleri kadar Kürtçe izlemek.

Trabzon, Kayseri yaylasına çıktığı kadar kendi yaylasına çıkmasına izin vermek,

Cezaevinde anadilinde konuşmak,

Anadilinde gülüp, anadilinde ağlamak.

İnsanca yaşam hakkı.

İşkence ve kötü muameleye son verilmesi,

Değiştirilen yer isimlerinin yeniden bilinen isimlerin verilmesi,

Seçim propagandalarını Türkçe kadar Kürtçe de yapabilmek.

Ötekileşmekten kurtulup bizden biri olabilmek.

Kardeş olmanın anlamı da gereği de budur.

Çok şey mi isteniyor sizce?

Hayır!

Hatta Kürtlerin Türkleştiği kadar, Türk’lerin de Kürtleşmesi gerekiyor.

Kardeşçe yaşamanın, kardeş olmanın gereğidir bu.

Yıllarca Türk’leşen Kürt’e en tabii hakkını vermek ülkeyi mi böler?

Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti Demokratik, Sosyal ve hukuk devleti ise,

Korkmamıza gerek yoktur.

Türkiye bölünmez, büyür, güçlenir ve gelişir.

Zira demokrasi korkuların pazarı değildir.

Her türlü güzel kokunun ve rengin olduğu gül bahçesidir.

Bu demokratikleşmeyi gerçekleştirmek tek bir partinin görevi değil,

Topyekûn insanlık görevidir.

Bu milli bir projedir.

Milletin ortak projesidir.

Bu insanlık görevini baltalamak isteyen menfur düşünceler olabilir.

Yakın tarihte yaşanmış acıları yarıştırarak kafaları karıştırıp, açılıma sekte vuranlar da çıkacaktır.

Dün meclis çatısı altında çıkanların olduğu gibi.

Ancak barış ve kardeşliğin pekişmesine çok daha yakın olduğumuz bu süreci fert olarak herkesin çok iyi kullanması gerekmektedir.

Provokasyonlardan uzak durulmalı,

Demokrasiye inanılmalıdır.

“Analar daha fazla ağlamasın”, “gözyaşları dinsin artık” parolası iyi okunmalıdır.

Seksen yıldır varolan bir sorunun Meclis çatısı altında ilk kez gündeme gelip, tartışılıyor olması, çözüme çok yakın olduğunun göstergesidir.

Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze birçok kez analar ağlatılmıştır.

Analar hangi hadisede daha fazla ağlatıldı gibi acıları yarıştırmak bir siyasetçiye yakışmaz.

Dün dersimde

Bugün İstanbul’un göbeğinde

Ağlamanın tarihçesi ne olursa olsun,

Analarımızın akıttığı gözyaşının rengi aynıdır,

Ve artık dinmelidir bu gözyaşları.

Yanlışı yanlışla düzeltemeyiz.

Korkularımızın arkasına saklanıp,

Dersim’li kardeşlerimizi karalamanın kimseye faydası yoktur.

Bu millet top yekun bugün Dersim’lidir.

Türkiye prangalarından kurtulmalıdır.

Güçlü ve güvenilir bir ülke olmak isteniyorsa kurtulmalıdır.

Kürt sorunu,

İnanç sorunu,

Alevi sorunu,

Hak ve özgürlükler sorunu,

Ermeni sorunu,

Komşularla olan sorunlar birer pranga olup, Türkiye’nin gelişim ve değişim projesinin önünde en büyük engeldir.

Bu prangalardan kurtulmak için Milli Proje olağanüstü bir fırsattır.

Demokratik Açılım bu anlamda Türkiye’nin yakaladığı en güzel fırsatlardan yalnız ve tek olanıdır.

Bu fırsat çok dikkatlice okunmalı ve desteklenmelidir.

Milletimizin barış ve huzur içinde yaşaması için,

Barış ve huzur projesi olan demokratik açılım milletçe desteklenmelidir.

Zaman kenetlenme ve birlik zamanı..

Saygılarımla…

http://www.servetbeki.com/

bekiservet@hotmail.com

 
Toplam blog
: 77
: 765
Kayıt tarihi
: 03.05.09
 
 

1968 Bingöl Merkez Ilıcalar Içpınar Köyünde doğdu. Aslen Bingöl Merkez Çukurca köyündendir. İlk v..