Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ismail hakkı özsarı

http://blog.milliyet.com.tr/ihozsari

08 Ekim '13

 
Kategori
Siyaset
 

Açılım diye diye

Açılım diye diye
 

alıntıdır


"BİLDİĞİM KADARIYLA BÜTÜN AMERİKAN PETROL FİRMALARI, UZAYDAN ÇEKİLMİŞ FOTOGRAFLARDA GÖRDÜKLERİ TÜRKİYE'NİN BİR PETROL OKYONUSUNUN ÜZERİNDE OTURDUĞUNA EMİNDİR."
 
Yukarıdaki sözler, Uluslar arası petrol şirketi SHELL 'in genel müdürlüğünü yapmış olan ANTONY HAGE 'ye aittir.
 
Son günlerde yalnız ve güzel ülkeme karşı uluslar arası emperyalizm oynadığı oyunların gerekçelerinden sadece bir tanesidir. Yukarıda HAGE 'nin sözleri.
 
Bu oyunun gerekçelerine;
 
Emperyalist güçlerin, Orta Asya'daki enerji kaynaklarını kontrol etmek istemelerini ekleyebilirsiniz.
 
Türkiye ve İran'ı aradan çıkararak güçlü İsrail'in kurulmak istenmesini ekleyebilirsiniz.
 
Tevrat'ta Yahudilere vaat edilen toprakların ele geçirilmesi için atılan adımlardan biri olarak kabul edebilirsiniz.
 
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki  su kaynaklarının kontrol edilmek istenmesini ekleyebilirsiniz.
 
Ortadoğu'daki petrol yataklarının kontrol edilmesi amacıyla BOP adı altında bir takım projelerin gerçekleştirilmesi için Türkiye'nin kullanılması gerektiğini ekleyebilirsiniz.
Görünen ya da görünmeyen daha bir çok neden sayabiliriz.
 
Bu nedenlerdir ki ikide birde önümüze, bir gün Ermeni açılımı, diğer bir gün Kıbrıs açılımı, bir başka gün Kürt açılımı gibi haksız, ipe sapa gelmez şeyler sürülmektedir.
 
Ermenilerden özür dilememiz istenmekte. Bazı yazarcıklar özür diledi. Neredeyse Rumlardan da özür dilememiz istenecek.
 
Bu gafillerin göremediği görmek istemediği bazı gerçekler var.
 
Ülkemizin çileli ama soylu insanları hiçbir etnik grup ayırt etmeksizin, yıkılan dağılan bir imparatorluğun küllerinden, tüm emperyalistlere karşı yepyeni bir Türkiye Cumhuriyeti kurdular.
 
Yine bu asil insanlar tüm dış güçlerin desteklediği bölücü teröre karşı yaptığı savaşta yoksul ama yiğit kuzularını bir bir şehit veriyor.
 
Bizden Ermenilerden, Rumlardan özür dilememizi isteyenlere soruyorum.
 
Siz PKK terörüne şehit verdiğimiz vatan evlatlarının yakınlarından özür dilemeyi düşünüyor musunuz? Çünkü onlar sizin desteğiniz olmadan yaşamaları mümkün değildir.
 
Siz Ermeni diasporası mensupları, destek verdiğiniz Asala katillerinin öldürdüğü diplomatlarımızın ailelerinden ve T.C. devletinden özür dilemeyi düşünüyor musunuz? 
 
Siz İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Rumlar ve onların maşası olan Yunanlılar Birinci Dünya savaşı sonrası Anadolu'yu işgal ettiniz. Tek günahları vatanlarını savunmak olan yüz binlerce Türk insanını katlettiniz. Bu yaptıklarınız için özür dilemeyi düşünüyor musunuz?
 
Dün aynı entrikalar içindeydiniz. Bu günde. Pekala siz de biz de biliyoruz ki;
Bu ülkede terörist başı 30.000 kişinin ölümüne neden olmuştur.
 
Bu ülkede etnik kökene dayalı ayrımcılık yapılmamaktadır. Kürt, Laz, Çerkez kardeşlerimiz doktor, milletvekili, ordu komutanı, öğretim üyesi vs... olabilmektedir. Hiç kimse etnik kökeninden dolayı ikinci sınıf vatandaş sayılmamaktadır.
 
Dünya üzerinde ikinci bir ülke daha gösteremezsiniz ki, bunca tahrike, bunca kışkırtmaya, bunca öldürmeye…vs.. karşı birlik ve beraberliğini bir takım nedenleri olması gerekmez mi sizce.
 
Biz bin yıldır bir arada yaşıyoruz.
 
Etle tırnak gibiyiz.
 
Bin buçuk milyon, Türk ve Kürt insanı evlilik yapmış ve bunlardan doğan çocuk sayısı beş milyon civarında. Tüm yaşananlar Kürt açılımının ötesinde başka bir şey.
Hepimizin bildiği ama kendimize bile itiraf etmekten çekindiğimiz bazı gerçekler var.
Birincisi BDP Kürt halkının tamamının temsilcisi değil. Onların Kürt emekçisinin sorunlarıyla falan ilgilendiği yok varsa yoksa etnik milliyetçilik.
 
İkincisi BDP patronu Apo'dur.
 
Üçüncüsü bu noktaya dış güçlerin baskısıyla gelinmiştir.
 
Dördüncüsü hedeflenen noktaya ulaşmak için Devletin kurumları olabildiğince yıpratılmaya çalışılıyor.
 
Bütün bu olup bitenlerden sonra; inşallah böyle bir şey olmaz: Ortaya aniden bir harita konur. Açılım saçılmaya başlar. Çatışmalar çıkar. Sokak aralarında vur-kaçlar başlar. İş giderek alan savunmasına dönüşür. Silahlı dış güçler devreye girer. Etnik ayrışma başlar. Kim kimin bölgesinde kaldıysa en ağır faturayı öder.
 
İŞTE BU TAM BİR FELAKET OLUR.
 
Gelin hepimiz aklımızı başımıza toplayalım. Bu coğrafyada birlikte yaşamaktan başka çare yoktur.
 
Toplam blog
: 291
: 1113
Kayıt tarihi
: 12.07.12
 
 

Emekli öğretmenim. Kitap okumayı ve düşüncelerimi paylaşmayı çok severim. Tarih özel ilgi alanımd..