Açılım

Lozan müzakerelerinde, İnönüye Türkiye Kürtleri telgraf çekerler. Biz Türk Kürt biriz ayrılmayız derler. Halkların kardeşliğinden yeni cumhuriyet, genç Türkiye doğar. Emperyal güçler o gün bunu hazmedemediler. O gün ekonomık olarak sizi tarih sahnesinde diz çöktüreceğiz yemimini ettiler. Bu yemin unutulmadı ve bugün şeyh sait isyanıyla bizden aldıkları Musulu size verelim diyorlar. Bugünlerde devlet bir Kürt politikası inşa etmeye başladı. Temel amaç bellidir, Erzurum'dan Bağdat, a uzanan tek bir harita ve ayrı bir devlet oluşturmak. Bölgede ekonomık, teknik ve askeri alanda güçlenen bir Türkiye doğrudan bir tehditdir. Avrasya'dan, İran'a, Afganistan'a ve Pakistan'a uzanan bu dev bölgede ata mirasını her yerde yaşıyoruz. Bu bölgelerde Çin'e kadar uzanan bir Türk devleti etkisi var. Soydaşlar, kandaşlar, ata çocukları var, işte bu nedenle topraklarının altında gizli servetler barındıran bir Türkiye'nin güçlenmesi, ABD; İNGİLTERE VE ALMANYA'NIN asla çıkarlarına uygun değildir. Bu nedenle parçanmalı, borçlu tutulmalı, AB kapısında bekletilmeli, sürekli zayıflatılmalı, eğitim, sağlık, bilim, arge, toplumsal siyasete izin verilemez ilkesi sürdürülmelidir. En zayıf noktası Kürt kartıdır, bu kart oyuna sürüldü geniş destek aranıyor.

Ekonomik gelişme dışında, yerel folkloru yaşıyorsan, eşit olarak hukuk önünde eşitsen, seçme ve seçilme hakkın varsa, daha ne talep edilir ki? ABD ve Güney Afrika'da zencilerin talepleri neydi? Sadece özgürlük kazanmaktı, eşit vatandaşlık haklarıydı. Şimdiki duruma baktığımızda devlet başkanları bile zenci artık. Bizde devletin kuruluş felsefesinde bunlar var, toplumsal hayatımızda eşit yaşıyoruz. Ne olacak yani, Kürtçe eğitim veren üniversite olursa dünya bilim liginde tepede mi olacağız? Burada dert APO'NUN affı ve siyasete sokulmasıdır. Burada çözüm herkes için daha fazla Demokrasidir.