Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '09

 
Kategori
Siyaset
 

Açılın "açılım" geliyor...

Açılın "açılım" geliyor...
 


Günün haberleri, sıkça değişen gündem ve bildik gündelik koşuşturma içinde verilen ekmek kavgası, nefes aldırmıyor. Şöyle bir durup bakınca her şeyin hızla ama bizden habersiz, bizi hiçe sayarak değiştiğini ve/veya değiştirildiğini görüyoruz.

Sözün bittiği yerde buluyoruz kendimizi. Hiçbir şeye yetişememe telaşı gelip oturuyor yüreğimizin baş köşesine. Bir şeyler sanki ellimizden kayıp gidiyor. Zaman yağmur suları ile yatağına sığmayan bir dere gibi önüne ne geçerse alıp götürüyor.

Hal böyle olunca, sel sularından neyi kurtarabilirsen o kar sayılıyor. Yok kurtulan bir şey, giden gidiyor. Kalıyoruz eski bir hamamda elimizde eski tas.

Son zamanların başlıca gündem maddesi Kürt Açılımı. Bu konuda yazılan çizilene, verilen demeçler, yapılan açıklamalara bakınca; dünyayı yeniden keşfediyor gibiyiz.

Lafı ağzımızda o kadar uzun evirdik çevirdik ki buraya gelene kadar. Geldiğimiz bu duraksama bize pahalıya patladı. Birilerine yaşanan acılar, akan kan ve gözyaşı yetmemiş olacak ki inat etmekte, ayak diretmede devam diyorlar.

Bu yüzden midir bilinmez henüz ortada açılmış bir şey yokken kızılca kıyamet koptu. Duyanda Pandora kutuyu açtı sanacak.

Diğer yanda açılımdan mucizeler bekleyenler de yok değil. Bir umut, onlarda Türkiye'nin demokratikleşeceğini bekliyorlar. Açılım bir anda sihirli bir değnek oluyor, değdiği her şeyi güzelleştiriyor. En çok da demokratikleştiriyor.

Şimdilik bunların hepsi hayal, uzak ihtimaller.

Olacak olan şu: Bütün bu tartışmalardan sonra Kurt Sorunun çözümü ve Türkiye'nin demokratikleşmesine bir adım daha yakın olacağız.

Kimse erken bir mutlu son beklemesin.

Çünkü açılacak kapının eski ve birazda köhnemiş düşünceler ve alışkanlıklarla paslanmış olduğunu unutmamalıyız.

Bu kapıyı gereğinden fazla açma veya hepten kapama yönünde zorlama, bu dönem içinde olabilecek her aşırılık, ileride karşımıza yeni sorunlar çıkarabilir. Bu yüzden de olsa; atılacak her adımın ona göre düşünülerek atılmalı.

Ne “açılın açılım geliyor” diyerek büyük umutlarla insanları açıkta bırakmamak lazım, ne de “böldürmeyiz” diyerek daha tehlikeli bir bölünmenin tarafı olmak.

Elindeki değneği her suya daldırıp bulandıranlar, bu olgunluktan uzak olanlar da olacaklar. Onlara kulak asmamak, zor da olsa gülüp geçmek gerek...

Yaşadığı topraklara karşı sorumluğu ve sevgisi olan adamların ve kadınların yapacağı en doğru iş; öncelikle şapkaları çıkarıp masaya koymaktır. Ondan sonrası olgun çağcıl adamlara ve kadınlara yakışır bir tonda ve duyarlıkta konuşup sorunlara çözümler üretmek ve onları hayata geçirmektir.

Hasan Kaya

www.hasankaya.com

 
Toplam blog
: 65
: 1019
Kayıt tarihi
: 11.09.09
 
 

Mart 1959 Erzincan doğumlu, İzmir de yaşıyor.. ..