Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '07

 
Kategori
Eğitim
 

Acımak

Eğitimle ilgili romanlar (9)

Acımak (1)
Yazarı: Reşat Nuri Güntekin
Yazar Hakkında Bilgi:

Reşat Nuri, XX. yüzyıl roman, hikaye ve oyun yazarlarındandır. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirir. Bursa’da başladığı öğretmenlik hayatına çeşitli okullarda devam eder. 1937-1954 yılları arasında Milli Eğitim Müfettişliği yapar. 1933-1943 yılları arasında Çanakkale Milletvekilliği yapar. 1954 yılında emekli olur. Kanser tedavisi için gittiği Londra’da ölür. İstanbul’da Karacaahmet mezarlığına gömülür. Yazı hayatına, 1. Dünya Savaşı sonlarında başlar. İlk eseri, “Eski Ahbap” adlı uzun bir hikayedir. Çalıkuşu’nun Vakit Gazetesi’nde tefrikasıyla (1922) geniş bir ün kazanır. Müfettişlik yaptığı sırada “Anadolu Notları” adlı eserini yazar. Reşat Nuri’nin bütün romanlarında dekor olarak taşra, kasaba ve şehirleri, çevre, tip, çeşitli problem ve görüşleri ile Anadolu atmosferi görülür. Romanlarında hissi ve sosyal konuları işleyen yazar, küçük hikayelerinde bunların yanına mizahı da ekler. Yazdığı, çevirdiği, kitap biçimine girmiş veya dergi, gazete sayfalarında, tiyatro repertuarlarında kalmış eserlerinin toplamı yüzü bulur. Bunlardan on dokuz tanesi te’lif romanıdır. Yedi tanesi hikaye kitabıdır. Yazdığı, çevirdiği, uyarladığı oynanmış, basılmadan kalmış oyunlarının sayısı, roman ve hikaye kitaplarının sayısını da aşar.

ACIMAK

Romanın Edebi Özeti:

Romanın kahramanı olan Zehra bir memur ailesinden gelmektedir. Kuvvetli bir irade sahibidir. Etrafındakilere iyi muamele eder. Güzel değildir. Donuk esmer bir çehresi, ince bir burnu, çıkık elmacık kemikleri, kuvvetli bir çenesi vardır. Yüzünün en göze çarpan yeri, geniş ve zeki alnının altındaki hafifçe çatık ince kaşlarıdır. Zehra’nın babası Mürşit Efendi’nin iyi bir memuriyeti vardır. Dürüst ve güvenilir bir adamdır. Annesinin fazla harcamaları, lükse olan düşkünlüğü yüzünden, Mürşit Efendi çeşitli yolsuzluklara başvurmak zorunda kalır. Bir süre sonra memuriyet hayatı sona erer. Sokaklarda perişan bir halde dolaşır. Sefalet içinde yaşar. Bu arada Zehra’nın küçük kız kardeşi hastalanır ve ölür. Zehra’nın annesi ve anneannesi çok fena kadınlar olduğu için, babası Zehra’yı onların elinden kurtarmak ister. Tanıdıkları vasıtası ile onu, yatılı okula verir. Zehra babasının yaptığı bu şeye bir anlam veremez. Onu, anne ve anneannesinden ayırıp yatılı mektebe verdiği için, içinde babasına karşı bir kin ve nefret oluşur. Babasının sonu sefalet içinde geçtiği için Zehra; sefalete, düşkünlüğe hiç tahammül edemez. Bu yaşadıklarından dolayı onda “Acımak” duygusu eksik kalır, yahut bastırılır. Okulu bitirir. Anadolu’nun kasabalarından birinde muallimlik yapmaya başlar.

Beş yıl sonra, babasının hasta yatağında olduğunu, sürekli “Zehra”diye sayıkladığını ve ölmek üzere olduğunu haber alır. Bir süre tereddüt geçirdikten sonra gitmeye karar verir. Fakat İstanbul’a ulaştığında babası vefat etmiştir;yalnız ondan bir, günlük defteri kalmıştır. Bu defteri okuduktan sonra babasının, düştüğü bu durumun asıl sorumlusunun annesi ve anneannesi olduğunu öğrenir. İçi pişmanlıklarla dolar. Fakat iş işten geçmiştir. Bütün bunlara rağmen o, artık “Acımak” duygusuna sahiptir.


Romanın Eğitimsel Öğeler Açısından İncelenmesi:

Araştırma, okul eğitiminin altı temel öğesi olan “Öğretmen”, “Öğrenci”, “Okul, Bina ve Araç-Gereçler”, “Eğitim Programları”, “Yönetici” ve “Çevre” unsurları göz önüne alınarak yapılmıştır.

I) ÖĞRETMEN
Zehra, Darulmuallimat’ı bitirir bitirmez bu kasabaya gelir. İlk zamanlarda çok sıkıntı çeker. Fakat hiç yılmaz. Şehri kendine vatan, mektebi de bir aile ocağı yapar. Bütün bu çalışmaların karşılığı olarak, kız mektebini ona teslim ederler. Böylece Zehra, yirmi beş yaşında iken başmuallim olur.

*Çocuklara verdiği terbiye temiz ve mükemmeldir.

*Hurafe ve hayal ile mücadele eder.

*Talebeye ilmin hakikatlarını öğretir.

*Onda doğruluk, fedakarlık, manevi temizlik hastalığı vardır.

*Bütün ahlaksızlıkların, yalanın, riyanın ve zaafın apaçık düşmanıdır; fakat bu özellikler onda “Acımak” duygusunu öldürür. Babasının ölümüne kadar olan mesleki uygulamaları da bu doğrultudadır.

*Kabahatli insan, düşkün insan onun gözünde ekin tarlasındaki muzır ot gibidir.

*Kendine has katı kuralları vardır ve bunlardan asla taviz vermez. Her ne sebeple olursa olsun derse geç kalan öğrenciyi derse almaz.

*Öğrencilerine karşı çok titiz davranır. Öğrencilerin girişini kontrol ettiği gibi çıkışlarını da kontrol eder. Okula geldikleri gibi evlerine de düzenli olarak gitmelerini ister. Kiminin ayakkabısının ipini bağlar, kiminin düğmesini diker, kimini saçını örer.

*Zehra için önemli olan disiplin, düzen ve ahlaktır.

*Maariften gelen, emirlere, yasaklara kulak asmaz. Başına buyruktur.

*Okulun her türlü işi ile ilgilenir. Boya badanayı bile kendisi yapar. “Bu işler benim işim değil” gibi bir düşünce içerisine girmez. Okulun düzeni için her türlü fedakarlığı yapar.

II) ÖĞRENCİ
Romanda öğrencilerden ayrı ayrı bahsedilmez. Birkaç öğrenci üzerinde durulur.


a) Ferhunde:

Ailesi çok fakir olduğu için kitaplarını alamaz. Bunun için arkadaşlarının işlerini parayla görür. Zehra, bunu duyunca Ferhunde’nin kaydını siler. Bir kişi için umumun sıhhatini bozamayacağını söyler.

*Bir kız öğrenci hırsızlara gözcülük yaptığı için, Zehra ondan mikrop diye bahseder.

*Evinde saat olmadığı için okula geç kalan ve derse alınmayan bir öğrenciden de bahsedilir.


III) EĞİTİM PROGRAMLARI
Genel olarak eğitim programından bahsedilmemiştir. Okutulan dersler, bu derslerde kullanılan yöntemler hakkında bilgi yoktur; yalnız Zehra’nın kişiliğine bağlı olarak üzerinde durduğu öğeler anlatılır.


Bunlar şöyle özetlenebilir:

*Talebeye ilmin hakikatlerini öğretir.

*Hurafe ve hayal ile mücadele eder.

*Doğruluk, fedakarlık, manevi temizlik gibi unsurları öğrencilere aşılamaya çalışır.

*Katı kuralları vardır.

*Sıkı disiplin uygular.

*Düzene önem verir.

*Ahlaki değerler onun için ilk sırada gelir.

*Yanlış hareketleri bulunan öğrencileri diğerlerinden ayırır.

*Uygulamalarında tamamen bağımsız hareket eder.

IV) OKUL
Okul bu kasaba için, oldukça güzel yapılmıştır. Bu duruma Zehra’nın çabaları ile gelmiştir.


Kasabada zenginlerin yapacağı hayır işlerini, onlarla konuşup ikna ederek okula yönlendirmiştir.


Okulun bahçesi de çok düzenlidir. Ağaçların hepsi bir boy budanmıştır. Bu işlerle de Zehra ilgilenir. Öğrencilerdeki uygulamaları gibi; ne kadar sakat, cılız, çarpık ağaç varsa hepsini söker. Bütün gücünü kuvvetli olanlara verir. Bahçe düzeni bile onun kişiliğini yansıtır. Öğrencileri olduğu kadar, okulu da kendisi ile özdeşleştirmiştir. Kasabadaki en başarılı okuldur. Halk, “Maarif Mektebi” diye değil de, “Zehra Abla Mektebi” diye çocuklarını gönderir.

V) YÖNETİCİ
Zehra için Maarif Müdürlüğü yok gibidir. Tamamen bağımsız hareket eder. İstiklal ilan etmiş durumdadır. Maarif Müdürü, onun başına buyruk hareketlerinden şikayetçi değildir. Hatta “Bütün öğretmenler keşke böyle olsa, o zaman biz büyük bir güvenle Maarif İdarelerinin kapılarını kapatır, onlara bir de istiklal alameti olarak, birer tuğ ve davul gönderirdik” der.


a) Maarif Müdürü:

Tevfik Hayri Bey’dir. Mülkiye‘yi bitirdikten sonra hoca olur. Biraz gevşek ve hayalperesttir. Faal birisi değildir. Yalnız okumanın söylemenin yeterli olduğuna inanır. Zaten bu kasabada kalmasının sebebi de sükunet içerisinde okuma çalışmalarını devam ettirmesidir.


b) Mebus:

Şerif Halil Bey’dir. Şerif Bey, Tevfik Bey’in okul arkadaşıdır. Sonradan mesleğini değiştirir. Kasabaya teftiş için gelir.


VI) ÇEVRE
Zehra, katı kuralları olan bir öğretmen olmasına rağmen halk ile ilişkisi gayet iyidir. Halkın, “Ben çocuğumu Zehra Abla Mektebi’ne gönderirim” demesi bunun bir delilidir. Zehra, velilerin çocuklar ile ilgilenmesini ister. Okula kötü bir kıyafetle gelen öğrencinin annesini okula çağırarak, çocuğu ile ilgilenmesini söyler. Bu konuda da taviz vermez. Bütün bunlara rağmen halk, çocukları için Zehra’nın iyi bir eğitmen olduğunu düşünür. Mezun olan öğrenciler de onu bir ana, bir abla gibi görürler. Herhangi bir sorunla karşılaştıklarında Zehra’ya danışırlar. Maarif Müdürü, Zehra’dan bahsederken “Bir Kemal Heykeli, ideal bir roman kahramanı” olarak bahseder.

 
Toplam blog
: 425
: 3089
Kayıt tarihi
: 06.12.06
 
 

Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi..