Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hakan Karaduman (Akdenizli)

http://blog.milliyet.com.tr/akdenizli

18 Haziran '07

 
Kategori
Felsefe
 

Aciz

Aciz
 

Acizlik son basamaktır.

İster indiğinde, ister çıktığında: Son basamaktır acizlik.

Acizlik korkularımızdan beslenir büyür ve son basamakta bizle yüzleşir. Tüm kontrollerin elinizden çıkması; sıfır güç ve sıfır etkinizin olduğu an. Nefesiniz bile bir örümceği itemez havada İnce ağ ipliğinde. Ne söz ne de göz; acizsiniz.

Korkularımız soğuk ürpertici bir yılan gibidir. Böceklerin ve akreplerin topçu desteğinde beslenirken korkularımız, daha kendimizi tanımlamayı bilmediğimiz ağaçüstü şempanze yaşamımızda başladık onlardan korkmaya. Soğuk ve ürpertici tanımlarla açıklarken yılan bilinçaltımızda gezinirdi.

Güvense önyargılarla beslenir. Birine "ne iyi insan" deyiverdiğinizde alırsınız içeri gönül kapınızdan. Önyargılı güvendir kafadan. Sonra başlar hayırsızlığı, vermişsiniz ya köpeğe gem, sanır kendini at. Diğer yandan başka birine kötü dersiniz, kötü hormonlar salgılanır burnunuzdan. Hisseder sizden gelen kötü havayı, gevşer kaşıdaki. İyi olmak gerilmektir bazıları için bazen, bazen herzaman. Gevşer, sözlerde hafif meşref, hafif alaysı yüklemeler; ateşi yeller. Şansınız varsa, aynı düşmanla karşılaşınca "yahu seni yanlış tanımışım" sözleriyle karşılıklı yakınlaşmalar.

Güven bir anlamda istediğimizin olması dileğinin önyargısıdır.

Köpekleri severim, tüm hayvanları severim. Bisiklet turlarımda bazen ıssız dağ yamaçlarından bir çoban köpeği koşarak, ürerek bana doğru saldırı pozisyonunda koşar. Hemen inerim bisikletimden. Bilirim, korksam adrenalin salgılanacak tüm bedenime ve burnumdan sadece onun alabileceği bir koku salınacak. Korkuğumu bilecek köpek ve biraz gırgır olsun biraz da kendini eğlendirmek ama saldırmak son planda, gelip beni taciz edecek. Köpek bu tavrını milyonlarca yıl yaptığından, ezberlenmiş bir önyargıyla bana doğru koşarken, yanıma iyice yaklaştığında "oğlum gel buraya, ne bağırıyorsun, sakin ol oğlum!" gibi sözlerle, ama güçlü bir sesle onun oyununu bozduktan sonra diğer aşamaya geçecektir; köpek; "demek dost olmak istiyorsun". Hem hırlama hem kuyruk sallama ama ihtiyatı elden bırakmadan belli bir mesafade beni koklamasına izin vererek oradan sakince ayrılmak. Baktınız köpeğin IQ' su çok düşük yanınızda taşıdığını suyu üzerine doğru fışkırttığınızda da sizi rahat bırakacaktır. Ama iyi topuklamanız gerekir. Barışçı yöntemler daha iyi, herzaman suyu nereden bulacaksınız.

Bütün bunların acizlikle ne ilgilisi var dediniz sanıyorum. Hem de öyle bir ilgisi varki, şimdilerde bakıyorum acizler dökülüyor birbir. En aciz olanı dünyadan birhaber olanlar olmalı. Tam hazırlıksızlar. Hayatlarında köpek bile görmeyenler. Isırmayan köpek, havlayan köpekmiş. En iyi ısıran köpek en güçlü havlayandır. Kontrolsüz güç.

Acizlik konusunda "kendimizi aciz hissettiğimiz anlar oluyor" dediğinizde onun adı acizlik değil derim: Onun adı çaresizliktir. Acizlik tüm yetilerinizin hiçbir işe yaramama durumudur. TDK bu konuda yeniden göz atmalı yaptığı tanımlara.

Acizlik çaresizlik değildir; son basamaktır.

Bakınız size bir olay anlatayım. Gerçi eski bir yazımda anlatmıştım. Yazma hevesimizi yerle bir eden yeni bazı blogçu arkadaşlarımızın eski yazdıklarımızdan birhaber olduklarından olmalı yeni şeylere geçişlerdeki yavaşlığımız. Örnek binlerce yıl öteden geldiğinden sanıyorum hiç eskimeyecek cinsten.

Hz.Musa Tanrı'nın katına çıktığı birgün, Tanrı, kendisinden gelecek kez gelirken dünyadaki en aciz kulunu getirmesini ister. Hz.Musa uzunca bir süre gezer dolaşır ve dilenen bir adam görür. Adamın bir ayağı yoktur, tüm derisi iltihaplarla dolu ve gözleri kördür. Adama konuyu açar ama aciz kelimesini kullanmaz. Adam büyük bir heyecanla ayağa kalkar ve "hadi gidelim" der. Tam o sırada Hz.Musa derki; "ancak seni Tanrı'nın en aciz kulu olmandan ötürü götüreceğim O'nun huzuruna". Adam bir an duraksar ve şöyle söyler: Şükür nefes alıyorum, başka birini bul ben aciz değilim.

Günler günleri kovalar büyük gün yaklaşmaktadır. Birgün pazar yerinde sırtlarından birbirlerine yapışık siyam ikizleri görür. Yanlarına gelerek aynı teklifi sunar. Kardeşlerden biri şöyle der; "teşekkür ederim böyle bir davet için. Ancak bizler aciz değiliz. Asıl acizlik ikimizden biri öldüğünde ve diğerinin onu taşıdığında olacaktır. Şimdiyse biz aciz değiliz".

Hz.Musa çaresizdir. Büyük gün gelmiş ama aciz bir kul bulamamıştır. Tam ümitsizce yoluna giderken bir köpek görür sokakta. Tüm tüyleri dökülmüş, uyuz, salyaları akan, bir deri bir kemik bir sokak köpeği. İşte der bu ganereyi* götüreyim. İp takar boğazına, çekerek yürürler Tanrı'nın huzuruna. Yol yarılanır bir an köpeğe döner bakarki köpek kuyruk sallamakta. Kimse o köpeğe bir ip bile boyununa takmamışken sevgi sayar köpek boyunudaki izi. Hz.Musa anlarki kendinden başka bir aciz yoktur o anda. İpi köpeğin boynundan çıkarır ve kendi boynuna takarak Tanrı'nın huzuruna çıkar: Söz verip en Büyük'e, tutamamanın acizliğidir bu.

***

Tüm varlıklar çözümleriyle vardır."

Aciz kelimesinin yanlış kullanıldığı yerler:

-aciz kaldık mecburen o partiye vereceğiz.

-aciz kaldık öldürmek zorunda kaldık. (herhangi bir canlı)

-aciz kaldık bebeği aldırmak zorunda kaldık

-aciz kaldım sana yardım edemedim (şimdi et)

-acizim, elimden birşey gelmiyor. (konuşabiliyorsun ama)

-acizim, ölmeyi düşündüm (yaşıyorsun ama hala)

-aciz olmayı kim ister ama namus kuralları var (eskiden hiç sesini çıkarmıyordun ama aynı kurallara)

-acizim hayatın karşısında (göz yaşların var ama)

-acizim onun ölümüne (yaşadı ama)

-acizim icazet almak istiyorum sizden (demekki daha iyi bir ortam bulmuşsunuz)

-size karşı acizliğim...burada duruyorum.

Aşk;
tanımının içinde beyli beyince oturmakta: Acizlik.

Yaşadığımız toprakların öyle bir lideri varki yaşamı boyunca aciz kelimesini anmamış bir ulu önder: ATATÜRK

Ve şimdilerde onun nesilleri acizlikten söz ediyor. Acizlikten beslenenlere yaldanarak, acizlikten söz ediyor.

İslam dinine inanan kitleler acizlikten söz ediyor. Filistin'de birbirine düşen maraba-taraba kültürsüzlüğünün eline ne çok yakıştırmışlar keleşleri biribirlerini öldürsünler diye.

Halbuki kainatın Peygamberi hiçbirzaman aciz olduğunu söylemedi.

yunus aşka düştü, "bana seni gerek" dedi ama coşkun akan bir ırmak oldu, aciz olmadı "ben ay'ımı yerde gördüm " dedi.

Yaşama umudu kalmamış hastaların kinlerini kullananlardır en büyük acizlerdir.

Bir de beyhude zavallılardır acizler.

Aşkadır acizlik; sevgiliye, vatana, inancına, doğruluğuna; aşkla bağlandığın tüm güzel şeylere.


üç gün, üç vakit, üç gecen var

burada

üç yol var önünde;

aciz sünepe,

kendine aciz züppe,

aşka aciz elim elimde.


not*: ganere kelimesini eski bir yazımda başlık edip yazmıştım.

 
Toplam blog
: 470
: 551
Kayıt tarihi
: 28.08.06
 
 

Ateşten denizleri mumdan gemilerle geçmeye" benzer hayatımız. Mutlaka mavi gökyüzü görünecektir. Gid..