Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '11

 
Kategori
Güncel
 

Açlık...

Açlık...
 

Açlık! 

-25.04.2011. 

SAMSUN’ un Tekke köy İlçesi’nde rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan 2.5 aylık bebek hayatını kaybetti. Doktorlar bebeğin beslenme yetersizliğinden öldüğünü söyledi. Vali ise “açlıktan değildir” diye açıklama yaptı! 

Bu ölüm, açlıktan ya da yeterli beslenememekten dolayı meydana gelen ilk ölüm değil. Basına yansıyan bir iki örnek daha verelim: 

-OCAK 2010 

Kore gazisi 80 yaşındaki Muharrem Topçu, Muğla'nın Milas ilçesinde Kore gazisi açlıktan öldü, kimsenin haberi bile olmadı.
Muharrem Topçu, terk edilmiş bir restoranın baraka benzeri bölümünde ölü bulundu. Kimsesiz Kore gazisinin üç gün önce yaşamını yitirdiği anlaşıldı. Kore gazisinin, açlıktan ya da soğuktan ölmüş olabileceği bildirildi. 

-EKİM 2009 

Karabük`ün Safranbolu ilçesinde emekli Fizik öğretmeni evinde bakımsızlıktan ve açlıktan öldü. 

Ölüme direnen ve çöplerde, semt pazarları bitiminde vb. yerlerde yiyecek arayan binlerce insan var bu ülkede. Binlercesinin de sesi soluğu çıkmadan sağlıksız mekanlarda barınıyor. Gelir dağılımındaki eşitsizlik gittikçe artıyor. 

Türkiye İstatistik Kurumu’nun(TÜİK) 2009 yılı rakamlarına göre gelir dağılımı eşitsizlik ölçütlerinden “gini katsayısı” bir önceki yıla göre 0, 01 puan artışla 0, 415 olarak tahmin edildi. En yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasındaki gelir farkı, 8, 5 kata çıktı. Göreli yoksulluk hesaplamasında da eşdeğer hane halkı kullanılabilir gelirlerine göre nüfusun yüzde 17, 1'i yoksulluk sınırının altında kalıyor. 

İstatistikler yoksulluğun arttığını gösterse de, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'deki gelir dağılımının oldukça iyileşmiş durumda olduğunu belirterek, ''Türkiye'de kişi başına günlük 1 doların altında yaşayan nüfusumuz artık yok'' diyebiliyor. Yani aksini iddia ediyor. Hükümete bağlı bir kurum olan TÜİK, bakanını yalanlıyor. Ya da bakan TÜİK’i yalanlıyor. 

Ülkenin dört bir köşesinde binlerce insan yoksullukla savaşırken, hatta açlıktan ölmeye mahkumken, bazı yardım kuruluşları, vakıf ve dernekler; göstermelik yardım faaliyetleri ve yardım organizasyonları düzenleyerek, “dostlar alışverişte görsün” misali göz boyuyorlar. Gazze’ye, Pakistan’a koşa koşa gidenler, kendi ülkelerindeki vatandaşlarının içler acısı halinden bihaberler. 

Devletin bu konudaki çalışmaları da seçim yatırımı ve siyasi amacın ötesine geçemiyor. Bir de işin “Lale Devri” boyutuna bakalım: Bir lale çılgınlığı almış başını gidiyor. Belediyeler “Lale Devri”nde. Renk renk laleler şehirlerin yeşil alanlarında bambaşka bir duygu yaşatıyor insana. 

Bakın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş icraatını nasıl anlatıyor:”bu yıl kente lale ve diğer soğanlı bitkilerden 20 milyon adet diktik. Şehir artık gülüyor ve kendini çok daha iyi hissettiriyor”. 

Bir lale çiçeğinin belediyeye maliyeti en az bir TL. Çiçekçilerde 3-5 lira arası satılıyor. Bu çiçeğin dikildiği yerde ömrü en fazla bir ay. Bir ay sonra yerinin boş kalması söz konusu değil, yeni mevsimlik çiçeklerin dikilmesi gerekir. 20 milyon çiçek te öyle dikilse, varın bir yıl içinde dikilen çiçeklerin maliyetini siz hesaplayın… Belediyeler çiçeklendirme işini yılda 4-5 tekrar yapıyorlar. Çiçekler tabi ki güzel. Ancak ayda bir değiştirilen çiçeklerin maliyeti korkunç. Daha uzun ömürlü çiçeklerle de bu iş yapılabilir. 

Acaba belediyelerle çalışan çiçek üreticileri kimler? Mesela İstanbul’daki Ağaç AŞ kimdir, neyin nesidir? 

İşte halimiz… 

Bir tarafta açlıktan ölenler, diğer tarafta “Lale Devri”ni yaşayanlar… 

Sağlıcakla kalın… 

İletişim için: alirizaizgi@hotmail.com 

 
Toplam blog
: 136
: 2817
Kayıt tarihi
: 20.03.11
 
 

Duyarlı olduğum konularda; düşündüklerimi, bildiklerimi ve birikimlerimi paylaşmak üzere burada b..