Ad 7

Ad, kişinin kimliğidir. Yani kişinin kim olduğunu belirtir. Fakat tanıtır mı? Bir kısmını. Bu kadar mı?

Ad; kişinin kişiliği ve karakteridir.

Ad; kişiyi olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilir. Ad konusu dil bilgisi ile ilgilidir. Fakat sayısal ilgisi de vardır. Bu ilgiler maddî ve mânevî bakımdan da çok boyutludur.

Bilginin kaynağından uzak kaldığımızda veya uzak kaldırıldığımızda doğru bilgiye erişmek zor olur. Çünkü kimi ukâla, salt çıkarcı, kötü niyetli, bozuk zihniyetli kişiler; bile bile veya bilmeden yalan, yanlış, noksan, sahte bilgi, haber, delil, övgü, öğüt, öneri, tanım, örnek vb. ile doğruyu çarpıtır. Bu tür şeylere genelde bilimsellik süsü verilir.

Kişiler genelde süslü şeyleri daha çok severler. Yalan, sahte şeyler daha çok ilgi çekmektedir.

Eşyalar sahte olur. Kişiler de sahte olur. Eşyaların iç yüzü, dış yüzü vardır. Kişilerin de iç yüzü, dış yüz vardır. Yani varlıklar; somut ve soyuttur.

Ad, varlıkları kısaca tanıtıcı bir sözcedir. Ad; belki bir harften, belki iki harften, belki üç harften veya daha çok harften oluşabilir. Bu durum dillere göre değişebilir.

Ad, kısa olabilir. Fakat bunu uzun anlamak; kişinin bilgisine, ilgisine, kültürüne, anlayışına, algılayışına, niyetine, samimiyetine bağlıdır.

Ramaza nadı; 4 farklı sessiz harf, 3 aynı harften oluşur. Yani 7 harftir.

Her Ramazan adındaki kişilerin karakteri, kişiliği aynı mıdır? Yaşantısı aynı mıdır? Birçok farklılıklar vardır.

Kişi; somut şeyleri bile algılamakta zorluk çekiyorsa soyut şeyleri nasıl algılasın?

Kimileri de ‘’Allah akıl vermiş’’ deyip ukâlalık yapıyor. Sanki kendi aklı ile her bilgiye erişmiş veya erişebilecek gibi! Yani bilgi konusunda başkalarına (â’lim, hoca, eğitimci, enbiyâ, evliyâ, imâm …) ihtiyacı yok gibi! Sormak gerekiyor; ‘’Çocuğunu okula niçin gönderiyorsun? Allah, çocuğuna akıl vermemiş mi?’’

Akıl soyut bir varlıktır. Bilgi soyut bir varlıktır. İnsân soyut ve somut bir varlıktır. Ad; soyut ve somut bir varlıktır.

Akıl, bilgi, insân, ad; bir bir isimdir. Bir iki harften oluşur. Fakat açıklamak için sayfalar yetmez.

Bizim çağımızdakiler; Güneş Sistemi’nde 9 gezegen olduğunu öğrenmişti. Çünkü böyle öğretilmişti.

Şimdiki bilgilere göre; Güneş Sistemi’nde 8 gezegen var! Demek ki, biri çok gezegen yani gezgin olduğu için kaybolmuş!!!

Tam bir tartışmak için bir konu.

Güneş Sistemi’nde kaç gezegen vardır?

-Dokuz.

-Sekiz.

Aynı soru sınavlarda sorulsa; herkes kendi bilgisine göre yanıtlayacak.

Bir yarışmada sorulsa; yine kişinin ilk öğrendiği bilgiye göre yanıtı olacak. Fakat soru hangi tarihte sorulmuşsa; yanıt da ona göre olacak!!! Yani bilgi, değişken! İnsân değişken. Akıl değişken. Ad değişken.

Hani diyorlar ya; ‘’Çok gezen mi bilir, çok okuyucu mu?’’

Dokuzuncu gezegen Plüton, cüce olduğu için Güneş Sistemi’nden (IAU tarafından) çıkartılmış!!!

Güneş Sistemi’nin gezegenleri; Merkür, Venüs, Dünyâ, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün.

Gezegen adları büyük harf ile yazılır.

Türkçe Dil Bilgisi Edirne’den Kars’a; Kars’tan Mars’a doğru bilgi, doğru Türkçe çerçevesinde gezebilsin.

Gezegenlerin adlar üzerine etkisi var mıdır? Gezegenlerin insânlar üzerine etkisi var mıdır?

Gezegenler mi daha gezgin, insânlar mı daha gezgin?

Şimdilik maddî boyutuyla ve dış yüzüyle baktığımızda gezegenler daha gezgin görünüyor. Fakat iç boyutuyla, mânevî boyutuyla insân; en çok gezgin olabilir.

Bunu bilmek için ‘’İnsân nedir?’’, ‘’Ad nedir?’’ konusunda tam bir bilgi gerekiyor. Ad konusunda bile bile veya bilmeden günümüzde oyunlar oynanıyor. Bunlara millî ve dînsel konular alet ediliyor. Bakalım burada aklın işlevi, görevi ne olacak?

Bilgi olmadan akıl neye yarayacak? Bilgi doğru mu, yanlış mı? Bunu hangi akıl teyit edecek? Eğer herkes kendi aklı ile doğruyu bulsa idi, şimdiye kadar hiçbir sorun kalmazdı.

Doksan dokuz yanlış arasından, bir doğru seçilebilir mi? Ya doğru doksan dokuzun içinde değilse ne olacak?

Sonuç ortada!

Ramazan Gülsen TÜRKçe Şâi’ri