Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ada Vapuru Yandan Çarklı

Ada Vapuru Yandan Çarklı
 

Haberlerde izlemiştim. Yaşlı bir amca vapura binmeye çalışırken dengesini kaybetmiş ve denize düşmüş...

Amcayı iki güvenlik görevlisi can simidi ve halatlarla boğulmaktan kurtarmışlar. Ama onu iskeleye çıkarmak için bir merdiven bile bulamamışlar. İskeleye çıkarılamayacağı anlaşılınca da bir kaç metre açıkta bekleyen vapurdan başka bir güvenlik görevlisi yardım için denize atlamış. Yaşlı amcamız uzun uğraşlar sonucunda vapuru iskeleye bağlayan halat yardımıyla kurtarılmış. Yaşanan bu can pazarından sonra yaşlı amca evine gitmek için taksiye binmek istemiş ama şoför kazazedenin ıslak olduğu gerekçesiyle onu arabaya almamış. Bir sonra ki taksici arabasına almayı kabul etmiş...

Böyle şeyler sadece bizim ülkemizde mi oluyor yoksa başka ülkelerde de oluyor mu? Umarım oluyordur. Olmuyorsa millet olarak gidip o amca gibi kendimizi denize atmamız lazım...

Hiç dikkat ettiniz mi ne kadar bedava yaşıyoruz. Hava bedava, su bedava.

Yağmur, çamur bedava...

Zor durumda kalan insanlara ya bilinçsizce yardım etmeye çalışıyoruz veya film seyreder gibi onun çaresizliğini seyrediyoruz.

Bazen iyi niyet, bazen cahillik belasından birbirimize zarar veriyoruz...

Aslında çok duygusal milletiz. Birbirimizin boğazını sıkar hem de canımız pahasına ona yardım etmeye çalışırız. Sanırım yeryüzünün en anlaşılmaz toplumuyuz. Bu kadar karmaşada bile yine de birbirimizi anlayabiliyoruz ya hayret doğrusu.

Eksiklerimizin nedeni belli. Ülkeye yapılan yatırımlar eğitim ve sağlık sektörüne yoğunlaştırılmadıkça bizi bizden başka kimse anlamaz. Zaman gelir bizi, “ biz ” bile anlayamayız...

Değerli öğretmenlerimizin de günleri kutlu olsun. Umarım ömür boyu gurur duyacak çocuklar yetiştirirler. Her meslek için, “ sevmeden asla ” denilebilir ama bu söz öğretmenler için daha geçerli.

Tabi ki doktorlar içinde.

Bir araştırmada okumuştum. Öğrencilere, “ en çok kime benzemek istersin ” diye sorulduğunda bir çırpıda bütün ünlülerin isimlerini saymışlar...

Ünlü olmak kötü müdür?

Bilmiyorum, hiç olmadım. Ama yine de öğrencilerden, gençlerden duymak istediğim cevap bu değildi kesinlikle. Hayal kırıklığına uğradım...

Bu konuda herkese öyle büyük görevler düşüyor ki. Öncelikle medya. Sevilmeyen şeyleri bile, “ sevilmiyor ” başlığıyla yayınladıklarında o bile gençler üzerinde özendirici olabiliyor..

Keşke eskiden olduğu gibi çocuklar gençler kütüphanelere doluşsalardı. Konuları araştırıp okusalardı. Kitapla temas etselerdi. Onları koklasalardı. Onlara dokunsalardı. Ne okuduklarının önemi yok, sadece okusalardı. O zaman herşey çok farklı olurdu...

Düşünen, konuşan, kendini ifade eden, sorgulayan bir toplum olurduk...

Kim ne derse desin, teknoloji geldi mertlik bozuldu...

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..