Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '13

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Adabu Muaşeret

Adabu Muaşeret
 

Çalışmalarımdan


Hatırlar mısınız? Eski Türk filmlerinde, zarafet dersleri izlerdik. Bir genç kız, kafasına kitapları üst üste koymuş, düşürmeden yürüme gayretinde; tabi bunu kendi başına değil de bir eğitmen gözetiminde yapıyor. Yani ders alıyor. Amaç zariflik.

O dönemlerde, pek bir önem verilmesinden olacak, hiç garip karşılamadan izlerdik. Şimdilerde böyle görüntülere rastlayamıyoruz. Günümüzde zarifliğin, onunla bütünleşen görgü Kurallarının, önemsenmemesinden olsa gerek!

Doğruya herkes bir şekilde iletişim sağlıyor. Özellikle de yüz yüze olmadan. Ondan ne gerek var, zarif olup, görgü kurallarına uymaya; Oysa sağlıklı iletişim kurmada, iletiyi (Mesajı) zihinde, canlandırma, alıcıya ulaştırma, anlaşılabilir niteliğe getirme ve ESTATİK değerlere bağlı olmak, önemlidir. Aynı zamanda toplumda bireylerin birbirine karşı hak ve sorumlulukları da vardır.

Karşılıklı ilişkilerin, sürekli ve olumlu devam edebilmesi için, genel hukuk kurallarının dışında, toplum Bilgileri ve görgü kurallarının da önemli rolü bulunmaktadır.

Bireyler yalnız toplumun hukuk anlayışına göre değil, görgünün ilkelerine göre de hareket etme durumundadır. Sağlıklı iletişimde bunlar göz ardı edilemez.

Uygulanabilirlik durumuna bakacak olursak; Örneğin el sıkmak, İngiliz âdeti olarak bilinmekle beraber, bunu en çok tatbik eden, iletişimde, görgü kurallarında kullanan millet Fransızlardır; Günde yaklaşık

30 dakikalık bir zamanı iş arkadaşlarının elini sıkma ile geçirirler.

Kendi toplumumuza baktığımızda ise yerli yersiz el sıkmak sıkıcı olup, acemi ve bilgisizlik hissi yaratmaktadır. Buna göre iletişimde bazı noktalara dikkat etmek gerekir. Örneğin el sıkmada, elimizi cansız bir madde olarak uzatmamalı; Ama karşımızdakine kuvvet gösteriminde de bulunmamalıyız. Yüz ifademiz, sözle belirtiğimiz duyguyla, aynı (uygun) olmalıdır. Eğer değilse, bu paylaşım içtenlikli olarak kabul edilmez.

KONUŞma ve dinlemelerimizde, kişinin mutlaka gözlerinin içine bakmalıyız (yahut iki kaş arasına). Varsa güneş Gözlüğümüzü çıkarmalıyız. Yine güneş gözlüğünü, bir rahatsızlığımız yoksa kapalı ortamlarda, takmamalıyız.

KONUK olunan yerde, yalnızca erkekler, yeni gelenleri ayakta karşılar, hanımlar başlarını eğerek, yeni gelenleri selamlamakla yetinir; bu kural yaş ve toplumsal konum farklılığında Değişiklik gösterir.

TELEFON iletişiminde, günün, erken,  geç ve yemek saatlerine dikkat etmek gerekir. Evde konuklar varken, uzun telefon konuşmaları yapılmayıp, konukların olduğunu açıklamak, gerekirse daha sonra görüşülebileceğini söylemek uygundur. Ayrıca başkalarının evinde zorunlu olmadıkça telefon kullanmaktan kaçınılmalıdır.

YEMEKLİ ortamlarda, ağız elle kapatılarak da olsa, sofrada kürdanla, dişleri karıştırmak doğru değildir. Gerekirse kalkılıp uygun bir yerde yapılmalıdır.

SİNEMA, TİYATRO, KONSER de kişiler, yerlerine oturmak için geçerken, yüzlerini, oturan kişiye dönük olarak, özür dileyerek geçmelidir. Localarda ön koltuklar bayanlara bırakılır.

Salonda asal olan sessizliktir. Bir şey yemek doğru değildir.

YOLDA (sokakta) ,durarak uzun konuşmalar yapmaktan kaçınmalıdır V.B…

Nice ADABU MUAŞERETLİ günler dileğiyle,


Canan             

  

 
Toplam blog
: 159
: 380
Kayıt tarihi
: 27.09.12
 
 

İktisat mezunuyum. Her alanda neden? niçin? ve nasıla odaklanarak, araştırmayı severim. Yazmak içim..