Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Adaklık horozlar

Adaklık horozlar
 

Ali, o horozları tut bana at! Atma kes!


Çok sevdiğim, yakın bir arkadaşım var. Önce sanal arkadaştık, daha sonra görüştük ve şu anda da telefonla görüşüp hal hatır sorarız birbirimize. Yani bir kadın ile bir erkek sadece arkadaşça da kalabiliyorlar.

Onun çalışmaktan vakti yok, ben bir kadınla arkadaşlık edecek durumda değilim 3-4 yıldır. Prensiplerimden dolayı.

Birkaç hafta önce bana telefon ederek kendisinin ve arkadaşının adakları olduğunu bu adakları Ali'ye verip veremeyeceğini sordu. Kibar kadın, kalp kırılmasını istemiyor. Hatta çalıştığı iş yerinde birkaç kişinin daha adağı varmış. 4-5 tane horoz kestirip hepsini bizim Ali'ye vermek istiyor. Aslında bana da gönderme yapıyor.
"Senin durumun da kötü ama alınırsın şimdi!" der gibi.

Benim de o anda yüzsüzlüğüm mü tuttu ne! Ama çok seviyorum kendisini bir insan olarak. Asla kötülük yoktur kalbinde. Zamanında çeşitli problemler yaşamış, hayatı tanıyan bir insan. Çok değer verdiğim birisi. Hiç sıkılmadım:

- Ali 5 horozu eve götürürse horoz gibi ötmeye başlar, 2 tanesini de ben alacağım izninle, dedim.

Nasıl sevindi. Zaten amacı da buymuş.

Uzatmayalım yılbaşında herkes hindi yerken biz de horoz yeriz diye içimden gaçirdim, ne yalan söyleyeyim. Ama bu dosttan bir haber çıkmayınca, unuttuk olayı.

Bir hafta önce telefon etti, Çankaya'da bir çay için buluştuk, 50 YTL verdi 2 horoz alalım diye.
Ben tavukçu arkadaşa sorduğumda kocaman horozların tanesi 20 YTL idi. Bu sevimli dost 10 YTL'yi de geri istemedi. Cebimde 5 YTL vardı zaten. Teşekkür ettim, yarım saatlik bir gözleme-çay muhabbetinden sonra el sıkışarak vedalaştık. Bana bir de yeni yıl hediyesi almış, kolsuz kazak.

Tabii çok duygulandım. Ben 3-5 senedir kimseye hediye alamam, öyle kötü günlerin geçmesi için mücadele veririm. En az 1 yıl daha devam edecek. Beklentim var Almanya'dan. Aslında bu yıl gelecekti ama sarktı.

Neyse gazete almak için Mezarlıkbaşı'ndaki büfeye uğradığımda, Nurdan Hanım,

- Mustafa Bey, birisi sizin için zarf bıraktı, dedi.

Allah Allah! Ne zarfı ya? Baktım, birisi bankadan yeni para çekmiş galiba, banka zarfı. Üzerinde titrek elle yazılmış, "Sayın Mustafa Mumcu" ibaresini okudum.
Demek ki zarf banaydı da böyle bir beklentim yoktu.

Yavaşça açtım zarfı, içinde 100 YTL uslu uslu duruyordu.

- Kim verdi bu zarfı Nurdan Hanım? diye sordum. Kardeşi Neşe cevap verdi:

- Beyaz saçlı, yaşlı bir adam.

Hemen anladım. Enişteydi bu! Ablam göndermiş.
Benimle küsler ama yine de acıma duyguları baskın çıkıyor.

Eeee... hayat böyle. İnsanız.
Hiç acınacak duruma düşmeyi istemezdim.
Ama çok kereler, belli etmesem de benim acıdıklarım da olmuş, onlara gururlarını incitmeden yardım etmiştim.

"Devr-i daim" diye geçirdim içimden. Haddini bileceksin!
Cebinde para yokken hava atamazsın ya!

Ama zarfın üzerine ismini yazmadığı için kızdım biraz, "salak" dedim, "ismini bile yazmamış". Kızlar şaşırdılar. "Hem para alıyor, hem de verene 'salak' diyor, durumları..."

Bakın şimdi, adak konusu nerelere gitti ya! Kusura bakmayın!

Yürüdüm Havrasokağına doğru. Tavukçu Levent'in dükkânına. Horozları ondan alacağım ama hiç horozu kalmamış.

- Hani len horoz yok ya! Sen ne biçim civcivcisin? soruma,

- Gelecek Mustafa abi! diye cevap verdi.

Eskiden babasından kalma peynirci dükkanıydı orası. Yılların dükkânını batırdı da şimdi PETSHOP yaptı, civciv, tavuk, muhabbet kuşu filan satıyor. Eskiden,

- N'aber len peynirci? diye bağırarak selam verirdim. Utanırdı ama kızmazdı.
Bana saygısı var, özgeçmişimi biliyor. 13 yıldır, Almanya'dan geldiğim günden beri tanışırız.
Çok kokuşmuş peynir sattı bana. Buzdolabının motoru yazın çalışmadığı için, "Valla çok güzel peynir!" diye verdikleri hep ağırlaşmış, o..uruk kokulu oluyordu. Sonunda peynircimi değiştirdim de kurtuldum.

- Eeee... Nasip değilmiş Levent! diyerek 50 YTL'yi gösterdim. Hemen heyecanlandı. Ver parayı yarın al horozları, dedi.

- Horoz satışları böyle mi oldu artık? dedim ama fazla da uzatmadan verdim 50 YTL'yi. 10 YTL geri vermesini bekliyorum.

- Sonra alırsın 10 lirayı, diyor. Sebebini sorunca da,

- Valla, horozcuya borcum var parayı tamamlayamadım.

Acımadım, aldım 10 YTL'yi geri. Ama gıcık olsun diye 100 YTL'yi de gösterdim, sallayarak. Hemen saldırdı.

- Versene 100'lüğü, sonra alırsın! diyor.

Bu arkadaş gerçekten utanmaz ya!
Yılların peynirci dükkânını pavyonda çalışan bir zilli için batırdı, benim 100 YTL'me göz dikiyor.

- Ben yarın ne yiyeceğimi düşünürken sen bana hep civciv, tavuk göndermiştin, halimi hatırımı sormuştun ya, haklısın! Al parayı senin olsun! diye alaylı birkaç söz söyledikten sonra, biraz utanmasını rica ettim.
Tabii para filân vermedim. Gitsin pavyon zillisinden istesin.

Ali bugün geldi. Ben birkaç gündür gribim. Dışarı çıktığımda titremeye başlıyorum.

Ali yalnız gitti horozları almaya. Civcivci Levent yan tarafta BESMELE ile keseceğini söylemişti. Adak sahiplerinin isimlerini de verdim.

Ali'nin gitmesiyle gelmesi bir oldu. Elinde 2 torba, horozlar içinde. Arkadaş kesememiş. Sebebi ne biliyor musunuz?
4-5 tane bira içmiş de sarhoşmuş. Günah olmasın diye adak horozları kesmemiş.

Zaten topu topu 2 horoz varmış dükkânında. Ama benim gördüğüm horozlar kadar büyük değiller. 20 YTL değil 15 YTL ancak ederler. Neyse pazartesi günü gidip hesap sorarım kendisinden. <ı>Ekmek teknesinde akşama kadar bira içerse, o dükkânda bet bereket kalmaz tabii. Her şeyin yeri ve zamanı vardır.

Neyse ben grip olduğum için dışarı fazla çıkmadım. Ali kesti horozları besmele ile ve sıcak suda yoldu tüylerini. Birini attık düdüklüye, pişirdik ve bir kısmını Ali ile birlikte yedik. 2/3 kaldı. Onunla da yarın çorba ve pilav yapacağım.

Kendi horozunu iyice temizledikten ve bol suyla yıkadıktan sonra parçalara ayırıp önce torbalara koydu, sonra poşete. Eşini düşünen bir arkadaşım Ali. Onu yormamak için temizledi. İşte Doğulu erkeklere örnek bir arkadaş benim arkadaşım Ali.

Hikâyenin gerisini de resimlerle biraz dillendirdim. Allah kabul etsin!

Mustafa Mumcu, 07 Ocak 2008 Saat: 12:25

 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..