Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mayıs '08

 
Kategori
Sosyoloji
 

Adalet, bu olsa gerek

Aynı binada iki fiyat!

Akan suyu, yanan lambası var.

Ve binada hemen hemen herkes oturuyor.

Genel duruma göre mal sahibi ile bir fiyatta anlaşarak gidip bir eve yerleşiyorsunuz..

Her evin ayrı elektrik, su saati var.Doğalgazı tamam..

Sözde mesele edecek bir durum yok.

Fakat faturalar gelmeye başlayınca anlıyorsunuz, farkı.

Su için şantiye fiyatından hemen hemen üç kat fark

Elektrik öylesine

Soruyorsunuz komşuların bir kısmı normal mesken fiyatı üzerinden elektrik bedeli ödüyor.

Bir kısmı ise bina aynı, kat aynı, sayaç aynı , tesisat ve trafo aynı olduğu halde farklı fiyattan ücret ödüyor.

İstemesen çek git.

İyi de taşınmışsın bir kere.

Bir sürü masraf etmiş, düzenini kurmuşsun.

Nasıl gideceksin?

İşi düzeltmek üzere resmi kurumlar arasında mekik dokuyorsun

Elektrik idaresi ‘yapacağım bir şey yok, belediyeden yazı getir’ der.

‘Peki sen buraya nasıl elektrik verdin.Sayaç bağladın?’

Tabi soramıyorsun... Sorsan kim duyacak. Karşında mevzuat hazretleri ve emir kuları.Sorun çözecek ‘adam’ yok..

Git derdini Marko Paşa’ya anlat.

Belediyeye gidersin..’İskanı yok. Yazı da yok.. Sorun, bizi ilgilendirmez. Mesele sizin.’ Der.

É Tamam .Ama eğer iskana uygun değil ise koskoca 12 katlı siteyi gelin yıkın, ! Dersiniz. Ses yok.

Çaresiz kalırsınız.

Aynı binada oturanların kimi düşük kimi yüksek bedel ödemeye devam eder.

Ve anayasasında ‘hukuk devleti ‘ yazan ülkede bunu yaşarsınız.

Bir çok alanda anayasa , “ama yasa” konumuna geçerek işlemez yasalar haline gelirken sizin karşınıza, yasalar, yönetmenlikler çıkarılır.Hatta “Avrupa Birliği normları “dikilir.

Ama o yasa yönetmenlik ve varsa Avrupa Birliği Normları, aynı şartlarda yaşayan insanların farklı muamele görmesine , insanların çilelerine çözüm olmaz.

Yöneticiler mi?

Onlar eften püften meseleleri gündeme alıp halkın gerçek problemi diye sunup, işin kolayı ile idare ederler.

Sessiz çoğunluk, suni gürültüler içinde ömür tüketir.

Hem de, simgesi ampul olanların idaresinde..

Halkın yaktığı aynı lamba, haraç alır gibi farklı fiyattan ücretlendirilir.

Galiba lambacılar(! ) hakikaten ışıkları için enerjilerini farklı alemden alıyorlar.

Öyle olmasa başkente burunları dibinde aynı yere farklı fiyat uygulamasını nasıl yaparlar.

Diyecekler ki, gidip iskan alsın.

Alabiliyorsan gel de sen al.

Düşmüşsün müteahhit, maaşları kesilmesin diye çareler üreten kooperatifçi ve mal sahibi eline..Ve de sözde “hizmet veren”, tekel olarak mal satan, devlet eliyle çek çekebilirsen.

Eğer yapılan işte yanlışlık var, binalar iskana müsait değil ise gel yık.Ya da insanları tahliye ettirerek tehlikeden uzak tut.

İki ağaç, birkaç çim için ayak sürüyorsan o zaman kabahati olanları ya da ayak sürüyenleri yapmaları için zorla. Git keyfini sürenlere cezayı bas.

Hıncını masumlardan çıkarıp, zulmedip durma.

Ama yolunu bulanlara iş kolay..

Ve masumlara zulmetmek, zulümden keyif sürmek daha kolay..

Evet, devlete göre aynı binada, aynı katta oturan kimi elektrik müşterisi evini mesken olarak kullanır, mesken fiyatı ile elektrik bedeli öderken diğer koşu, şantiye yaparak inşaat devam ettiriyor muamelesiyle daha pahalı elektrik bedeli ödemeye devam eder.

Ve memleket, ampuller eşliğinde adalet. kalkınma şarkıları söyleyenlerin ayak sesleri ile inlemeye devam eder.

Çünkü ‘Onların gözleri olduğu halde , görmezler.. Kulakları olduğu halde , duymazlar’

Lambaları olduğu halde önlerini bile görmezler..

Hukuk mu dediniz, paranız, zamanınız ve gücünüz varsa elbet var.

Zaten bunlar varsa, hukuka da ihtiyaç yok..

Yapılanlara bakarak, çevremizdeki söylenenlere kulak verdiğimizde “adalet ve özgürlük “bu olsa gerek diyesimiz geliyor.

Ey zulmü kendilerine şiar edinenler, biraz gölge etmeyin. Zira “özgürlük savaşçıları” zulmün aracı ve “derinlerin direnci “olup da nasıl “ampul”; Taksim’de patlamışsa gönlülerde de infilak ediyor.

Yeter ki gölge edip, mağdur ve mazlum durumuna düşürüp, başka mahfillerden enerji bulmalarına kapı aralamayın.


1 Mayıs 2008- Eryaman

 
Toplam blog
: 40
: 874
Kayıt tarihi
: 06.07.06
 
 

Hayata Elektronik teknisyeni olarak başlayan Çavdar, her kim  ne hal üzere gördü ise  öyle bilini..