Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '10

 
Kategori
Güncel
 

Adaletin bu mu dünya?...

Adaletin bu mu dünya?...
 

Deniz SEKİ…

2009 yılında bir operasyonda uyuşturucu bulundurmak ve kullanmaktan dolayı gözaltına alındı, tutuklandı, 218 gün cezaevinde kaldı ve “Tutuksuz yargılanmak üzere” tahliye edildi.

Tarkan…

2010 yılında bir operasyonda uyuşturucu bulundurmak ve kullanmaktan dolayı gözaltına alındı, 4 gün emniyet gözetiminde kaldı, savcının karşısına çıkarıldı, mahkemeye bile çıkmadan serbest kaldı. Dahası, emniyette bile “Nezarethane”e kalmadı.

Deniz SEKİ, gözaltına alındıktan sonra, her ortaya çıkışında, mahkemeye getirilişinde, muayeneye götürülüşünde görüntü alınmasın diye çaba harcanmadığı gibi, elleri de kelepçeli götürüldü, getirildi.

Tarkan, yakalandıktan sonra savcılıkça serbest bırakılıncaya kadar her nedense basının görüntü almaması için olağanüstü çaba harcandı, nezarette yatırılmadı, kelepçe takılmadı. Dahası diğer şüphelilerden farklı olarak “Hakim ve Savcıların Giriş Yaptığı Kapıdan” adliyeye alındı.

Baktığınızda ikisi de “Uyuşturucu bulundurma ve kullanma” nedeniyle gözaltına alınmadı mı?

Ben burada örnekleme yaparken, Deniz SEKİ’yi “Son örnek” olarak aldım. Bundan önce de bir çok sanatçı aynı suçlamalarla veya başka nedenlerle gözaltına alındı, görüntülerinin alınmaması için çaba harcanmadı, kelepçe takıldı, nezarethanede tutuldu, cezaevine girenler de oldu.

Her ikisi de yaşım gereği “İlgi duyduğum” veya “Beğendiğim” sanatçı kitlesinden değil. Hele Tarkan’ın kıvırta kıvırta şarkı söylemesine bile gıcık olurum. Diğer yandan bazen Türk sanat müziği seslendirdiğinde de “Güzel söyledi” dediğim de çok oldu. Yani, hiç birini koruma veya haklı çıkarma ya da yerin dib,ine batırma gibi bir niyetim yok da…

Anlamadığım şey şu; niye farklı muamele?

Denebilir ki “Tarkan, ‘mega star’ sanatçı” o nedenle…

Yani “Mega star” olunca gücü “Mega vat” düzeyinde mi oluyor? Eğer öyleyse, 218 gün içeride yatan, gözaltında nezarethanede tutulan, görüntü alınmaması için çaba harcanmayan, götürülüp getirilirken ellerine kelepçe takılanlar Deniz SEKİ veya başka sanatçılar…

Onların gücü “Mili amper” seviyesinde mi?

Tarkan “Mega vat” gücüne sahi biri olarak tutanı çarpıyor, Deniz SEKİ ve benzerleri, “Mili amper” güçleri ile tutanları sadece gıdıklıyor mu?

Şu anda gündemde olan “Yargı reformu” tartışılırken, benim de aklımı bu sorular var. Tarkan’a bakınca “Çarpıyor”, Deniz SEKİ ve benzerlerine bakınca da “Gıdıklıyor” da ondan soruyorum, yargıyı da yargılıyorum…

Karar: Yargı, ne tarafsız ne de adil…

O zaman da diyorum ki Anayasa ile güvence altına alınan “Yargı” erkinin bağımsızlığını, tarafsızlığını kaldırmaya uğraşırken, boşuna çaba harcamayalım, zaten “Adil” olma özelliği kendiliğinden kalkmış…

Eğer “Vatandaş” olarak bu duyguları hissetmeye başlıyorsak, işin bir yerinde yanlışlıklar diz boyu.

Yargı, karşınına gelen adamın gücünün “Mega”“Mili” mi orasına bakıyor ise, vay gele milletin başına gelenler.

Eğer “Mega Star” olanın gücü de “Mega vat” ile ölçülüyor, ona göre davranılıyorsa, “Mili amper” gücüne sahip olanlar yandı gülüm keten helva…

Bu yazıya başlarken, Ali ERCAN’ın “Adaletin bu mu dünya” türküsünü de hep söyledim durdum. Selda BAĞCAN, bence en güzel seslendirendi…

“Adil” olmadığını düşündüğümüz dünyada, “Adil yargı” ile mutlu olacaktık belki, ama onu da çok mu gördüler?

02 MART 2010

 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..