Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Şubat '11

 
Kategori
Haber
 

Adaletin bu mu dünya?

Adaletin bu mu dünya?
 

Darbecilere avukatlık yapıp, darbe karşıtı olmak mümkün mü?


Muharrem İnce’yi kutlamak gerek; ilk kez, uzun süredir “sahalarda görmeyi özlediğimiz” bir “araştırmacı-muhalif” örneği sergiledi ve AKP’nin “yaman çelişkileri”inden birini ifşa etti. Darbe karşıtlığını ifrattan tefrite vardıran AKP’nin “İyimaya”sının Kenan Evren’e avukatlık yaptığını açığa çıkardı. Aziz Nesin, “darbeci” diyerek Evren’e darbe açmış; şimdilerin Anayasa Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya da, muhtemelen, “hayır O darbeci değil, vatan kurtaran Evren” diyerek avukatlığını üstlenmiş. 

Bahse konu tarih, Marmaris yılları değil; Evren’in Cumhurbaşkanı; Özal’ın Başbakan olduğu yıllar. Paşa’nın kudreti yerinde yani! Darbe davasının kabul edilmesi; edilse bile Evren’in darbeci olduğunun hükme bağlanması mucize kabilinde. Nesin, ’82 Anayasası’na yüzde 92 oranında verilen evet oylarının günü geldiğinde hiç kimsenin üstlenmeyeceği o günden görmüş olacak ki, tarihin kendisine yüklediği sorumluluğu yerine getirecek bir adım atmış. Evren’in yargılanması için açmış davayı. 

Evlere şenlik kabul gerekçesi 

Evren’e dava açılmasına konu olan olay, Aydınlar Dilekçesi olarak bilinen başvurudan sonra gelişmişti. Evren, “Vahdettin de aydındı ama vatan hainiydi” deyince, Nesin yargı yoluna başvurdu. Kendisine bir avukat lazım geldiğini düşünen Evren, “beşibiryerde” iken “sütübozuk” ifadesini çok kullandığı için “iyimaya” araması da normal. İyimaya’nın kabul gerekçesiyse evlere şenlik! 

İyimaya, Evren’in avukatlığını yapmasını“Bir darbe yapmış insanın, hukuktan yardım isteme talebine, aynı 1960 darbesinden sonra, kimi baroların 'Ben bunların avukatlığını alamam' diye karar verdiğinde, Ankara Barosunun bir savunma yıldızı gibi yükselip, 'savunmayı yaparım' dediği gibi ben de davayı aldım, avukatlık yaptım” sözleriyle savunmuş. ’60 darbesinden sonra tutuklananların davasını almakla darbe sonucu Cumhurbaşkanı olan bir kişinin davası arasında benzerlik kurmak için bu kadar zorlanmanın altında ikbal yatıyor olmasın! Dikkatinizi çekerim; zarfın içindeki 500 TL cezaevinden değil, Çankaya’dan geliyor. 

Nesin’e karşı Evren’den yana olmak! 

“Almadım” diyor ya bence de almamıştır! Ancak, “almıyorum, iade ediyorum”u öyle üst perdeden söylediğine ilişkin kuvvetli kuşkularım var. Bu iade işine en uygun cümle, “rica ederim, lafı bile olmaz” daha uygun gibi! Zira sonraki hayatı da gösteriyor ki, “kaz gelecek yerden tavuk esirgememiş”. 

İnsanın aklına binlerce soru geliyor. Mesela İyimaya, Evren’i savunurken ne demiş olabilir? Bu sorunun cevabı, 12 Eylül mağdurlarının yükünü karşılıksız çeken Emin Değer’in arşivinde bulunabilir. Mesela, İyimaya, “Kenan Evren darbeci değildir” demiş midir? “Aydınlar vatan hainidir” demesi akla daha mı yatkın? Nesin ve arkadaşlarının, “Ülkemizin, insan haklarının güvenceleri yurt dışında tartışılır bir ülke durumuna düşürülmüş olmasını onur kırıcı buluyoruz” demelerini “bölücülük” olarak mı adlandırmıştır? Sahi, İyimaya Evren’i nasıl savunmuştur? 

Burada duralım ve referandum öncesinde Evren’in, “Ben, kendi işimi kendim hallederim” açıklamasını hatırlayalım. Ben o zaman telaşlanmış; “Evren’i koruyalım” başlıklı yazılar bile yazmıştım. Oysa Evren, “Onlara beni yargılama zevki tattırmam” derken bir bildiği varmış demek ki! 

İyimaya’nın “günah keçisi”ne dönüşmesini de istemem ama darbecinin avukatını Adalet Komisyonu başkanı yapmak nasıl bir hissiyattır? “Adaletin bu mu dünya” deme hakkımız yok mudur? 

 
Toplam blog
: 102
: 682
Kayıt tarihi
: 06.07.10
 
 

8 Ocak 1961'de doğdu. Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu Gazetecilik ve Halkla İlişkiler..